karanlık.

26 2 0
                                    

birilerinin hayal diye bağırma seslerini duyunca ürküp geri çekildi.  ahhh latnet olsun bu karşı konulmaz tattan beni mahrum eden suyun sesiydi. beni merak etmiş olmalıydı. yada kayanın neden çekip gittiğini merak ediyordu. ikincisi en olası ihtimal tabiki. Hızla kıyıya  doğru yüzmeye başladık. bizim aynı yönden geldiğimizi gören su ağzı bir karış açık bize bakıyordu. gittiğim zaman soru yağmuruna tutacaktı anlaşılan.  Şimdi den hazır ol bakışlarına geçmişti. Böyle tatlı bir kız halden hale nasıl giriyordu. neyse şu an düşünmem gereken o değildi . önemli olan ateş beni öpmüştü . deniz suyunun tadı ve o onun dudakları öyle güzel bir uyum oluşturuyordu ki diye güzel hayallerime dalmışken suyun cırtlak sesiyle uykudan uyanmış gibi oldum. " hayal neredesin sen nasıl merak ettim haberin varmı ? ayrıca kaya neden öyle sinirle gitti? ateşle ne işin var ? Neredeydiniz? " öyle bir soruyorki avukat bile müvekkilini böyle sıkıştırmaz. " sakin ol tamam buradayım işte.  daha sonra konuşuruz lütfen sanırım şu an pek havamda değilim." Diyerek yol almaya başladım . Ayakkabılarımı elime alırken suyun ateşin kolundan tutup bir şeyler söylediğini gördüm umarım sacmalamaz. Adımlarımı Hızlandırırken ayaklarım da bir acı hissettim. Çakıllar ayağımı kesmişti umursamadan yurumeye devam edecektim ama birden ayaklarım yerden kesildi . küçük bir çığlık atmamla ateşin o yakıcı yüzü ile karşı karşıya gelmem bir oldu. Ne yapacağımı bilemez halde küçük bir gülümseme ile karşılık verdim sadece. Böyle olmayı Nasıl başarıyor ki. Hem ukala sinir bozucu olup hemde böyle iyi olması . Öyle bir ikilemin içine sürüklüyorki beni ne yapsam faydasız.  Nefret edip uzak mı durmalıyım yoksa derinlerden gelen o aşkın kapılarını aralamalımıydım. Nasıl gidecek ne olacaktı. Kucağından inip motorun önünde durana dek üzerimde hala bikini olduğunu farketmemiştim. Ateşin yarı çıplak vücudumda gezen gözleri bütün kanın yanaklarımı kızarttını hissettim. Başımı eğip utandığımı görünce hafifçe gülüp motorun üzerindeki motorcu montunu üzerime koydu kollarımı geçirdim ve o da fermuarını yavaşca yukarı doğru kapattı.  Şu hali bile ona aşık olmam için yeterliydi aslında.  " teşekkür ederim.  Ama ya sen üşümeyecek misin ? " dedim. Sesimin çatlak çıkması sinirlerimi bozmuştu. " ben alışkanım takma kafana " deyip motora atladı.   " hadi atla gitmemiz gerek yoksa fena hasta olacaksın " derken kaskını bana uzattı.  Istemedim. Kask takmayı sevmiyordum rüzgarın saçlarıma yön vermesini ve yüzüme çarpan soğuğun etkisini seviyordum. Kaski kendi kafasına takarken bende belinden tutup motora bindim. Teni öyle güzeldi ki ellerimi çekingen şekilde beline koymuştum ki ellerimi tutup beline sıkıca doladı. Bu hareketi yüzümdeki o gülümseye sebep oldu. Hani şu aptal aşık gülüşü. Sanki benden eser bırakmıyordu. Kalbimdeki o duvarları parçalıyor içeri girip çıkılmaz bir tel çekiyordu ardına . Ordan hiç çıkmamak üzere. Kulağıma fısıldayan rüzgar uykumu getirdi. Motor üzerinde uyuyamazdım tabiki ama elimde değildi bir şey başımı Döndürüyordu. Sıkıca belini saran kollarım gevşemeye başladı. Sıkmaya çalışıyordum ama beynim itaatlerime uymamakta kararlıydı. Ellerimin gevşediğini ateş de hissetmiş olmalı ki tek eliyle kolumu tutmaya çalıştı. Arkasına dönüp bir şeyler söyledi fakat kask yüzünden ne dediğini anlayamıyordum. Ama az da olsa endişeli yüz ifadesini görebilmiştim. Yüzüme vuran soğuk beni kendime getirmekten çok daha kötü yapıyordu. Ve bedenimin hakimiyeti artık bende değildi. Yavaşca kapanan gözlerimin ardından son gördüğüm şey yanımdan hızla geçip giden arabalardı. Ve ruhumda kendini bir karanlığa sürüklemeye karar verdi.

HAYAL VE ATEŞHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin