In Love With A Devil //Jikook

Hana

Kutuyu açıp elimi bıçakların üstünde gezdirdim.

Hangisi bu herifin tenine daha çok yakışırdı?

Siyah ateş desenleri olan sivri bıçağımı aldığımda kutuyu kapadım. Yavaş adımlarla sandalyeye bağlı duran Jinyoungun önüne ilerledim.

Eğilerek yaklaştığımda kan çanağına dönmüş gözlerini görmemle keyifli bir mırıltı çıktı dudaklarımdan.

Elimle saçını sert bir şekilde arkaya çekiştirdiğimde ağız bandını çıkardım.

"Bıçağım teninde gezinirken hoş sesini duymak istiyorum Jin young..."

Başını iki yana sallarken ağlamasını kesmiyordu.

"Kes zırlamayı!"

Sert sesimle çıkıştığımda bıçağı elimde çevirmeye başladım.

"Lütfen... Lütfen dur artık... Ne isters-"

Bıçağımın ucunu hafifçe boynuna bastırdığımda gözlerini sımsıkı kapadı.

Yavaşça bıçağı boynunda gezdirirken şiddetini arttırdığımda bağırdı.

"Yeter artık bırak beni! Lütfen, ne olur..."

Çığlıklarını duymak için sabırsızlanırken doğruldum. Arkasına geçtiğimde sesi kesilmişti.

Tekrar eğildiğimde kıpırdanmaya başlamasıyla yüzümdeki sırıtış gitgide büyüyordu. Ellerine bağlı kalın ipi iki elime aldığımda sertçe iki yana çekiştirdim.

Çığlıkları kulağıma şarkı gibi gelirken ellerine baktım. Morarmış, derisi yırtılan ellerine.

"Anlaşılan bugün çok eğleneceğiz ha?"

🔪