İ K İ

12 1 0
                                    

Medya:Yankı Çelik

Saat yediye geldiğinde test kitabımdan başımı kaldırdım ve kulaklıklarımı çıkardım. Dün gece gelen mesajları gerektiğinden fazla ciddiye almış ve uyuyamamıştım zaten aşırı uyumuştum. Okula gitmek için üzerime hemen siyah pantolonomu ve beyaz okul formamı giydim. Yamaç'ı da uyandırsam iyi olacaktı.

Odamdan çıktıktan sonra sakin adamlarla ikizimin odasına ilerledim. Kapıyı ani bir şekilde açtıktan sonra hemen yatağına zıpladım.

"Uyan uyan uayan."dediğimde kısa bir küfür etti ve şiş gözlerle bana baktı.

"Uyandım. Git."dediğinde gözlerimi devirdim ve odama tekrar döndüm. Elif acaba nasıl katlanıyordu bu oduna?

Aynanın karşısına geçtim ve saçlarımı taradım. Derli toplu durmak için biraz makyaj yaptıktan sonra çantama test kitaplarımı sıkıştırdım.

Okula vardığımızda kollarımı Yamaç'ın belinden çekerek motordan indim. Birlikte okula girdiğimizde kızların bakışlarını Yamaç'ın üzerinde olduğunu hissetmek yine küçük bir kıskançlık geçirmeme sebep olmuştu. Etrafa soğuk ve sinirli bakışlar atarak okulun içine girdikten sonra sınıfa gitmek için ikinci kata çıkmıştık.

Kendi sınıfımın önüne geldiğimde döndüm ve Yamaç'a döndüm. 11-C yazısına tekrar göz devirerek bir şey söylemeden içeriye girdi. Sırama oturduktan sonra öğretmenin gelmesi için beklemeye başladım.

Yeşim Hoca ders çalışmamız için bizi serbest bıraktığında hemen çantama döndüm ve test kitabımı çıkardım. Kalemliğimi almak için tekrar çantama el attığımda elime gelmemesiyle sinirlendim ve çantama döndüm. Kalemliğimin olmadığını farketmem kısa sürmedi. Hemen sınıfımızın arka tarafinda bulundan küçük dolaplara yöneldim ve kendi dolabımı açtım. Minik bir kutu görmem ile kaşlarımı kaldırdım. Yanlış dolabımı açtım diye tekrardan kapağını kontrol ettim ama benim ismim yazılıydı zaten içindeki yedek kalemlerde benimdi.

Elime kutuya dokunduğum an duyduğum ses ile geri bıraktım.

"Yankı yerine otur artık kızım."diyen Yeşim Hocaya döndüm ve kafamı salladım.

Hızlıca kalemliğimi aldım ve sırama tekrar geçtim. Soruları çözmeye odaklanarak düşünmemeye çalıştım.

Tiz sesin duyulmasıyla Melih kafasını koyduğu sıradan alarm duymuş gibi sarsılarak uyandı. Ben bu haline gülerken o ise kendine gelmeye çalışıyordu.

"Ne geliyorsun inek?"dediğinde gözlerimi devirdim.

O bu halime hafif kıkırdadıktan sonra yanağımdam makas aldı ve ayağa kalktı. Geçmesi için izin verdikten sonra bana döndü.

"Çikolatalı süt ister misin?"dediğinde gülümsedim ve kafamı salladım.

"Melih senin harika bir arkadaş olduğunu söylemiş miydim?"dediğimde uzun saçlarını savurdu ve yüzüne havalı olduğunu düşündüğü bir bakış yerleştirdi.

"Hayır ama harika bir yakışıklı olduğumu söyledin."dediğinde tepkisiz bir şekilde ona bakmaya başlamam ile kıkırdadı ve sınıftan çıktı.

Melih'in sınıftan çıkmasıyla hemen dolabıma yöneldim ve kutuyu elime aldım. Kutuyu açtığımda güneş şeklinde bir kolye vardı.  Kapağında notu görmem ile okumaya başladım.

'Güneş hep doğudan doğup,batıdan batar ya,ben hep göğsünde doğup göğsünde ölmek istiyorum.'

Okuduklarımla anlamsız bir şekilde kağıda bakmaya devam ederken yanıma gelen Melih'i farketmemiştim bile.

Elimdeki kutuyu birden alan Melih kızgınca nota bakıyordu.

"Göğüs möğüs ne ayak?"dediğinde fesatlık seviyesine hayretler içinde baktım.

"Kötü bir şey yazmıyor Melih."dediğimde sinirle bana bakmaya devam etti.

"Kim verdi sana bunu?"dediğinde omuzlarımı silktim.

"Bilmiyorum dolabıma bırakmış."dediğimde biraz daha sinirlendi.

"Ben Yamaç'a bunu bir söyleyeyim de."dediğinde hemen kolunu tuttum.

"Melih boşver. Biri dalga geçiyor belli ki. Zaten Yamaç bu aralar aşırı gergin. Biliyorsun sob olanları. Okulda bir kavga çıkarırsa babam iyice üstüne gelecek."dediğimde mantıklı konuştuğumu farketmiş olacak ki hemen geri adım attı.

Elindeki kutuyu çöpe attıktan sonra bana döndü. Sırama koyduğu sütü gösterdi. Kocamanan sarıldıktan sonra sınıfta bizi izleyenleri umursamadan yerimize geçtik ve sohbet etmeye başladık.

Ellimdeki test kitaplarıyla kütüphaneye yürürken kafa dağıtmak için instagramda dolanıyordum. Dün gece okuduğum mesajı silmemiştim ne de kabul etmiştim. Mesajı tekrar okumak için tıkladığımda yeni mesajların olduğunu farkettim ve hemen okumaya koyuldum.

Anonim99:Gördüğünü biliyorum Yankı.

Anonim99:Tabiki cevap vermek zorunda değilsin ama en azında gördüğüne dair bir belirti verirsen sevinirim.

Umarım bir şakaya kurban gitmiyorumdur diye düşünerek. Çıkan seçeneklerden Kabul Et'e tıkladım ve klavyeyi tıkladım.

Yankıçelik:...

Mesajı gönderdikten sonra telefonu tam cebime koyacaktım ki bildirim sesiyle ekran kilidimi açtım.

Anonim99:Hasiktir gördün.

Anonim99:Hasiktie bir de mrsaj atyin.

Yazdığı mesajlara anlamsızca baktıktan sonra gözlerimi devirdim. Mutlaka aklı başka bir yerinde olan erkeklerden biriydi.

Yankıçelik:Kimsin?

Anında yazıyor olmasına şaşırsamda kütüphanenin kapısını açtım ve mesaj atmasını bekledim.

Anonim99:Söylemek isteseydim kendi hesabımdan yazardım ya da bugün çöpe atılmasına izin verdiğin kolyeyi kendim getirirdim sana.

Yankıçelik:Bak kolye için teşekkür ederim ama tanımadığım bir insandan hediye kabul edemem.

Anonim99: Kim olduğumu zamanı gelince öğrenirsin. Ha bu arada tam olarak olmasa da tanışıyoruz.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Mar 14, 2020 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

yankı | textingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin