𝓯𝓲𝓷𝓪𝓵

49 9 34
                                    

Lily'den

Bir hafta sonra

"En yakın arkadaşımı çalmayı kes, tamam mı? Zaten bir tek o bana değer veriyor." Albus'un elini dramatik bir şekilde elini kalbine götürmesi ile göz devirdim.

"Aman, altı üstü bir-iki saat görüşüyoruz zaten. Sonra abim bize öldürücü bakışlar atıyor." dedim homurdanarak. Albus ise sadece sırıtmakla yetindi. "Sen onu boşver. Hala nasıl bir Slytherinli ile çıkabildiğini anlamış değil. Ama ben seni-en iyi abin olarak-anlıyorum."

"Al! Sen benim abim bile sayılmazsın!" Bu tepkim üzerine yeşil gözlerini sinirle üzerime dikti. "Aramızda bir yaş olması abin olduğum gerçeğini değiştirmez."

"Değiştirir."

"Değiştirmez."

"Değiştirir."

"Değiştirmez."

"Değiştirir."

"Değiştirir.- Ah!" Albus sinirle bana baktı. "Hep neden sen bu konuda beni yanıltıyorsun?" Sadece gülümsedim. "O da benim sırrım."

Bir anda telefondan gelen titreme sesi ile telefonu elime aldım. Açtığımda iki mesaj geldiğini gördüm.

Scorpius: Hadi Lils.

Scorpius: Sanırım burada ağaç oldum.

Ekrana sırıtarak baktığımda Albus söylendi. "Scorp'u bir gün öldüreceğim. Sevgili olmanız beni tüketti anlatabiliyor muyum?" Sadece ona sarılmakla yetindim. "Sonra görüşürüz Al!" Ben hızlıca giderken arkadan sesini duyabiliyordum. "Umarım! Bir gün bana zaman ayırmayı lütfederseniz!"

Bahçeyi gözlerimle taradığımda, buz mavisi gözlerle karşılaştım. Hızlıca onun yanına gittim. "Hey, benim ağacım nasılmış?"

"Sence?"dedi mızırdanarak. Kıkırdayarak yanına oturdum. "Albus beni salmadı ki? Sanırım bizi kıskanıyor."

"Sanırım bir gün ikimizden birini öldürmek zorunda kalacak." Bu düşünce ile kahkahalara boğulduk. Cidden ilk ona bunu söylediğimizde sadece yanımızdaki koltuğa oturup 5 dakika düşünmüştü. Sonra bize bakıp bağırmıştı. "EN YAKIN ARKADAŞIM İLE KIZ KARDEŞİM ÇIKIYOR, AMAN TANRIM!"

Sonra herkes öğrenmişti zaten. İlk başlarda Albus mutluydu, sonrasında birlikte olmamızı belki birazcık kıskanmaya başlamıştı.

Kafamı omzuna dayadığımda sadece gülümsedi. Aklıma gelen soruyu bir anda sordum. "Hiç karşına çıkmasaydım, Rose'a aşık olmaya devam eder miydin?"

Biraz düşündüm. "Belki. Ama asla gerçekten onunla senin gibi olabileceğimizi düşünmüyorum. Artık benim için o devir kapandı."

"Ya?"dedim gülümseyerek. "Ne devri başladı?"

"Umutsuz kız devri."dedi ciddi bir ifade ile. Onun bu mimiklerine gülmemek için dudağımı ısırdım. "Peki ben sana bir şey anlatayım mı?"

"Anlat."

"Umut hemen sönen bir şey biliyor musun?"

"Ya?"

"Ve eğer kaybettiysen bir daha nasıl yakacağını bilemezsin."

Scorpius bu lafların üstüne biraz düşündü. "Umutsuz kızdan da bu laflar beklenirdi zaten!"

Gülerek yüzümü gökyüzüne çevirdim. Bir anda aklıma bir soru daha geldi. "Scorp? Lucas'a ne oldu?" Scorpius bana ciddi bir şekilde baktı. "Neden ki? Çok mu önemsiyorsun?"

"O anlamda soramadığını biliyorsun." dedim. "Hadi söyle ama!" Scorpius yüzünü kapatmıştı ama sırıttığını görebiliyordum. "Tamam, tamam. Şöyle ki Hastane Kanadından çıktıktan sonra biz belki onu Albus'la sıkıştırmış olabiliriz-"

"Ne?" Şaka mi yapıyor diye yüzüne baktım ama gayet ciddiydi. "Evet. Ve biraz tehdit etmiş olma ihtimalimiz-"

"Scorp!" Öncelikle korkmuş bir ifadeyle bana baktı. Ben de kahkaha atmaya başladım. "Beni nasıl çağırmazsınız!? Orada olmayı ne isterdim!"

Scorpius'un rahatlamış yüzünü görünce daha da gülesim geldi. "Ee, umutsuz? Sana klasik bir soru sorayım mı?"

"Sor"dedim merakla. "Biz tam olarak neyiz?" Bu soru üzerine hemen cevap verdim. "Biz ne miyiz? Tabii ki umutsuz kız ve egolu sarışın çocuğun birleş-"

"Egolu mu!?" Omuz silktim. "Kabul et. Birazcık egon var yani." Bana kırılmış bir ifade ile baktı. "Öyle olsun."

Hemen yanağına öpücük kondurdum. "Hemen de alınır mıymış?" Hala bana bakmamaya devam edince bir daha yanağından öptüm. "Şimdi iyi misin?"

Hipnoz olmuş bir şekilde bana baktı. "Sanırım iyiyim. Tabii bayılmamayı başarırsam." Bu yüz ifadesine karşılık sırıttım. "Merak etme. Yakında iyi olursun."

Böyle konuşmayı bir süre sürdürdük. En sonunda bir süre sessizlik hakim oldu. Yan yana gökyüzünü izliyorduk. Sanki kalplerimiz birlikte atıyordu.

"Scorpius"diye fısıldadım. "Beni bırakmayacağına söz verir misin?"

Bana gülerek baktı. "Söz veriyorum, umutsuz kız. Seni asla bırakmayacağım."

Bizim hikayemiz bir mesajla başlamıştı aslında. Umutsuz taraf olmuştum ilk başta. Şimdi ise umutlarım bana geri dönmüştü. Artık mucizelere inanıyordum. Umutlarımın beni asla terk etmeyeceğini biliyordum. 

Çünkü artık ben o umutsuz kız değildim.

Ve bir daha asla olmayacaktım.

Sonuna kadar...

Sonuna kadar

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Final bölümü ile kitabı bitiriyoruuuuum

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Final bölümü ile kitabı bitiriyoruuuuum. Bu kitap Scorily shipperlarına gelsin. Şahsen hiçbir zaman Scorose shiplemedim ve shiplemeyeceğim.

Neyse umarım bu kısa texting karışık hikayeyi beğenmişsinizdir. Şahsen yazarken çok eğlendim. Ve artık böyle kısa hikayeler yazmaya karar verdim. Özellikle Percabeth ile ilgili bir fikir geldi aklıma, yapayım mı? Özellikle sana soruyorum Aquila.

O zaman başka kitaplarda görüşmek üzere, byyyysss


You've reached the end of published parts.

⏰ Last updated: Mar 15, 2020 ⏰

Add this story to your Library to get notified about new parts!

Hopeless➳ScorilyWhere stories live. Discover now