Aşk Rüzgarı

Game Over!!!

Multimedyadaki sirayla Esin, Başak, Bora ve Güney. Bölümü beyenmeniz dilegiyle... Ve son olarak aslında benim için kardesiyle saatlerce multimedya ya resim ayarlamaya çalışan fakat bir takım nedenlerden dolayı yayinlayamadigim ama yinede çok teşekkür etmek istediğim biricik arkadaşım ilknura çok teşekkürler...

••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••♡••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••

Nefesim bir an kesilmis, ne yapacagimi bilemez halde bir kac dkk oylece dikildim. Ikiside benim birsey soylememi bekliyodu ama ikisininde bilmedigi birsey vardi; bende ne diyecegimi bilemiyordum...

"Naber kizlar? " bunu soyleyen kisiye donduk ucumuzde. Ah! Guney seni gordugume bu kadar sevinemezdim herhalde. Tabii hemen konunun degismesinden istifade bende:

"Iyilik Guney senden naber" dedim. Otuz iki disimide gostererek. Guney bu halime sasirmis olucakki bana şaşkın şaşkın bakti.

"Ne olsun size bişey sormaya geldim. Eğer sizde isterseniz birbirimizi daha yakından tanımak için bir kac arkadaş uludağa ilk kayak açılışını yapmaya gidicez sizde gelmek istermisiniz? " dedi.

Denize düşen yılana sarılır misali bende mecburen direk:

"Tabi neden olmasın. Gideriz dimi Başak " dedim.

Başak -delirdin mi sen-  mesajli bakışlar attı. SonraGüney Boraya dönerek ;

"Istersen sende gel Bora" dedi.

Evet süper!!! Denizdeki yılan beni ahtapotun eline teslim etmişti .

•••••••••

Okul bitmiş eve donuyorken Başak:

"Boranin gelmesi çok güzel ama nasıl gitmeyi planlıyosun Esin? Daha part Time iş bile bulamadık."

Buda doğruydu tabi. Hangi parayla gidicektik?  Ben ailesinden destek alamayan burslu bir öğrenciydim. Başak ise ailesinin durumu fazlada iyi denilemeyecegi için ailesinden destek alamayan burslu bir öğrenciydi ve bu şartlarda bizim burs paramız ancak okula yettigi için part time çalışma mecburiyetinde kalıyoduk.  Fakat biz daha bize uygun part time iş bulamamistik.

Benim cevap vermemi bekleyen Başağa:

"Ne yapalım  işimiz var gelemiyoruz deriz bizde " dedim.

"Neden o zaman hemen atlıyosun? " dedi. Ben en masum halimi takınirken

"Bu arada Güney gelmeden önce konuştuğumuz şeyi unuttugumu dusunmuyosundur herhalde? Tavsancik meselesi ne oluyo? Ve senin ondan kaçman? Hemen şimdi açıklama bekliyorum"

Bu sefer kaçış yolu yoktu. Annemin söylediği söz geldi aklıma; sakın bana yalan söyleme, bir yalan on yalanı yanında taşır... Ve su anda yalan bonusuma fazlasıyla kullanıyordum zaten.

Sonunda bana ölümcül bakışlar atmaya çalışan Başağa:

"Ne biliyim  ben Başak şakasina dedi herhalde kaçma işide yok sadece fazla konuşmuyorum.  Her neyse nerden çıktı bu? " dedim.

Beni şaşırtarak hiç birşey demedi. Gozlerini devirdi ve yoluna devam etti. Neyseki böyle atlata bilimistim.

En sonunda ev demeye bin şahit ister evimize gelmiştik. Buda ayrı bi konuydu. Eviniz hem çok küçük hemde çok az eşyali bir bodrum katı eviydi.  Ancak paramız buraya yetiyordu.  Burası yurtlara oranla ucuzdu ve buraya taşınmadan önce Basakla asla evimize  akşam erkek almayacagimiza dair birbirimize söz vermistik. Tabiki böyle bir şeyin olmayacağını bile bile söz vermistik. Aslında ikimizde güzel kızlardik. Başak Türkmenistanlıydı ve tam bir Çin-kore karışımı çekik gozlu bir kızdı. Ama çekik gözlerine rağmen  çok güzel bir yüzü ve saçları vardı. Boyu fazla uzun değildi ama idealdi.

Ben ise; yeşil gozlu, kahve rengi - karamel karışık saç rengine sahip güzel denilebilecek birisiyim. Bunlara rağmen daha önce ikimizin de hiç sevgilisi olmamıştı. Bu bizim erkek beyenmememizden değil karşımıza çıkanların bizi değil vücudumuza aşık olmasıydı.

Ve ben yine düşüncelere dalmışken Başak elinde benim çalan telefonumla odama girdi. Elinden Telefonumu aldım. Güney di  - telefon numaramı bahçede konuştuktan sonra almıştı-

Başak; "gelmiyoruz de tamammi " dedi.

"Tamam" diyip israrla çalmaya devam eden Telefonumu açtım.

-alo, selam Esin naber?

-iyilik güney senden naber?

-bendende iyilik. Sana ucak biletlerini hangi koltuktan alıyim diye sormak için aramıştım. Benim yanımda var ama cam kenarı değil. Boş başka bir yer daha var ama benim yanımda değil.

-şeyy.... aslında bende bu konu hakkında seni aricaktim güney. Biz galiba gelemicez işimiz çıktı da.

-ama küçük bir problem var ben Otel Rezervasyonu yaptırdım bile.

Ahhh olamaz ne yapacaktık şimdi.  Bu söylenenleri telefon Başağın zoruyla hoparlör de oldugu icin oda duymuştu ve bana en korkutucu bakışlarını atıyordu. Sonra telefondaki Güney:

-sadece ucak biletleri kaldı hadi ama Esin hem bu tatil birbirimizi daha çok tanımamızi sağlıcak. Lütfen....

-madem öyle.....

-tamamdır o zaman yarın ben sizi almaya gelirim. Ah bu arada uçak biletlerini beş kişi yan yana buldum. Şimdi onu ayirttim internetten; sen, Başak, ben, arkadaşım Nihal ve Bora

Ben az önce Bora isminimi duymuştum yoksa bu aralar onu fazla düşünmekten kaynaklanan bir sesmiydi? Ah hayır  olamaz......

Elim telefon da oylece kalmışken dit dit sesiyle kendime geldim. Benim aksime daha demin bana ölümcül bakışlar atan Basak şimdi yüzünde güller açarak bakiyodu.

Ve benim için  GAME OVER...