medya: Rose
/Vampire --1.Bölüm/
"Araştırma"
****
Dört genç kız arabadan inmiş, büyük tapınaka adımlıyorlardı. Önde Jisoo ve yanında Rose olmak üzere gidiyorlardı. Arkalarında JenLisa -Jennie Lisa- ikilisi bavulları taşıyordu. "Hey bize bakın! Sırf arabadaki oyunu kaybettik diye biz mi taşıyacağız bu bavulları?" Lalisa'nın haykırması boşunaydı. Onu dinleyen yoktu. "Ben size yapacağımı biliyorum ama." diye mırıldandı.
Tapınağa geldiklerinde kapısının önünde durdular. Bu büyük tapınak, yıllar önce vampirler için oluşturulmuştu. En azından Rose hariç herkes böyle biliyordu, çünkü diğer üç kız Rose'nin bildiklerini bilmiyordu. Bunlar efsaneydi... En azından şimdilik.
Rose neden mi daha fazla şey biliyordu? O araştırmadan hiçbir yere gitmezdi. Diğerleri mi? Onların umurlarında değildi. Rose bu tapınağa gelmeden önce burayı araştırmıştı, efsanesini araştırmıştı. "Ne zaman çekim yapacağız?" diye soruyu yöneltti Jisoo.
"Bence şimdi başlayalım. Girişten her yeri çekelim." dedi Lisa ve diğer kızlar da onu onayladı. "Kızlar, kameranın olduğu bavulu nereye koydunuz?" Jisoo önce Lisa'ya daha sonra Jennie'ye baktı. "Lisa'daydı." dediği tek kelime Jennie'yi Jisoo'nun azabından kurtardı. Jisoo, Lisa'ya yaklaştı. "Kameram nerede çocuk?"
Lisa kıkırdadı. "Imm...Şu bavulda olması gerekiyor." diyerek Lisa, üst üste dizilmiş beş bavuldan en alttakini gösterdi. Jisoo, Lisa'ya göz devirerek hepsi birbirinden ağır bavullara uzandı. En üstteki mavi bavul kendi bavuluydu ve ağır olmadığını bildiği için kolaylıkla kaldırdı. Altındaki mor bavul Rose'nindi. O bavul Jisoo'nun ki kadar hafif olmasa da normaldi -en azından Jennie ve Lisa'nın kine göre- Rose'nin bavuluna da bir kenara bıraktıktan sonra karşısında Lisa'nın sarı bavulu duruyordu. O bavulun kendininkine göre yüz kat daha ağır olduğunu bildiği için göz devirdi. Yavaşça eğildi ve Lisa'nın sarı bavulunu zoraki bir şekilde kucakladı. "Ah Lisa sen buna ne koydun? Araba falan mı?" Lisa kahkaha attı. "Kıyafet." Jisoo Lisa'nın bavulunu da zorla bir köşeye bıraktı ve karşısında o bavulu gördü. Jennie'nin siyah bavulu...O bavulun Lisa'nın kinden bile ağır olduğunu biliyordu. Hatta Lisa'nın bavulundan bin kat daha ağırdı. Jisoo o güzel yüzünü astı. Jennie'nin bavulunu kucağına aldı. "Ah! Jennie bunun içine dozer mi koydun? Belim çıktı!" Jennie güldü. "Hayır Unnie'ciğim. İçinde neredeyse dolabımdaki tüm elbiselerim, makyaj malzemelerim, ayakkabılarım falan var." derken elini Lisa'nın omzuna koydu. Jisoo sonunda kamerasının olduğu bavula ulaştı. Onu kucağına aldı ve diğerlerine yöneldi. "Hadi gidelim artık."
"Rosie nerede?" dedi Jennie merakla. "İçeriye mi girdi?"
"Sanırım evet. Ben kameramı buraya koyayım.İçeriye gidip Rose'yi getirelim. Sonra çekimlere buradan başlarız." Herkes Jisoo'yu onayladı. Jisoo kamerasını bıraktı ve bir daha çıkamayacakları o dev tapınağa girdiler.
ROSE
Kızlar orada bavullardan kamerayı ararken can sıkıntısından tapınağa girmiştim. Kaybolmayacağımı düşünüyordum çünkü buraya gelmeden önce nolur nolmaz diye buranın haritasını çıkarmıştım. İçeriye girdiğimde beni büyük bir salon karşıladı. Salon devasaydı. Yanımda harita olmasa bu salonda bile kaybolabilirim. Salon iç karartıcıydı. Gerçi ne bekliyordum? Burası bir vampir tapınağı. Buranın 500-600'lü yıllarda kurulduğunu okumuştum ancak eşyalar hala yeni gibiler. Odanın duvarları simsiyah, şöminenin başında kurulmuş koltuk takımı kan kırmızısı ve etrafta kürkler var. Cidden korkunç.
Kısa bir süre sonra ilerlerken kendimi bir yatak odasında buldum. Buraya nasıl geldiğimi kesinlikle hatırlamıyorum ama baya merdiven çıktım. Kızların beni merak edeceği aklıma yeni geldiğinde haritamı almak için sırtımdaki çantaya uzandım. Bir dakika! Çantam bavulumun içerisindeydi. Telefonum, haritam yani işe yarayabilecek ne varsa o çantadaydı. Etrafıma göz gezdirdim. Odanın sağ tarafında olan dev yatağın üsttü beyaz, üstü siyah çizgili bir kürkle kaplanmıştı. Yan tarafta bir dolap vardı, yanında bir şömine. Odanın içerisinde bir kapı daha vardı ve o kapıdan sesler geliyordu. Ben deliriyor muyum? Kapı yavaşça açıldı ve o sırada ben girdiğim kapıya hızla yöneldim. Kapının kolunu indirdim ama açılmıyordu. Vampir diye bir şey yok değil mi?
"Ne işin var burada?" Arkamdan gelen kükremeye benzer sesle arkamı yavaşça döndüm. Karşımdaki beden beklediğim gibi korkunç, çirkin birisi değildi. Tam tersi tatlı bir yüzü vardı. Kısa boyluydu biraz ama karizmatikdi. Sarı saçları ıslaktı, saçlarından akan damlalar yarı çıplak vücuduna damlıyordu. Gözlerim karın kaslarına kaydığında yutkundum. Bir dakika ne? Hemen arkamı döndüm ve gözlerimi sımsıkı kapadım. Arkamı döner dönmez boynumda hissettiğim sıcak nefesle gözlerimi daha da yumdum. "Sana burada ne işin var dedim!" Bu sefer bağırmadan kulağıma fısıldadı. Eğer o bir vampirse şuan da beni ısırabilir! "B-Ben..."
"Evet sen? Sen insan mısın?" dedi. "E-Evet. Sen değil misin de?" derken bir adım ileriye attım. "Ben... Evet insanım." İçime bir rahatlama gelse de hala emin değildim. Bir vampir neden açık açık bana 'vampirim' desin ki? "Sana insanım dedim! Uzatma!" bağırdı ve aramızdaki bir adımı kapattı. Ben hala ona sırtım dönük duruyordum. Ayrıca benim ondan şüphelendiğimi nasıl anladı? Kesin vampir! Zihnimi okuyor. Zihnimi okuyorsa şuan düşündüklerimi de biliyor. Bana bak beni duyuyor musun? Sen vampirsin yalan söyleme!
Umarım beni duymamıştır. Derin bir şekilde iç çektiğini duyduğumda sinirlendiğini anlamıştım. Omuzlarımdan tutup gözlerimi gözleriyle buluşturdu. "Bak eğer vampir olsaydım şuan da çoktan açıkta olan boynunu ısırmıştım." dedikten sonra dilini dudaklarında gezdirdi. Boynuma baktım. Omzu açık bir tişört giydiğim için açıktı. Haklı, yoksa neden şuana kadar beni ısırmadı? "Saçların çok güzel kan kırmızısı." dedi boynuma yaklaşırken.
ee Rose yalnız gezersen...
Merhaba! Bu benim bu hesaptaki ilk hikayem. Beğendiyseniz vote atmayı, takip etmeyi, yorum yapmayı unutmayın.
YOU ARE READING
VAMPIRE ( BTS X BLACKPINK)
VampireDört genç kız karşılarındaki yedi vampire korkuyla bakıyordu. Onların amaçları oysaki sadece araştırma yapmaktı. Onlar da diğer kızlar gibi meraklarına yenik düşüp buralara gelmişlerdi. Ama onlar farklıydı, onlar vampirlerin kalbine girmişti. Hem de...