Hayat.. beş harf,tek kelime. Bazılarına harika bir yaşam sunarken bazılarını yerlerde süründürmekten öldürmek üzere. Dünya'da bilim insanları tarafından da kanıtlanmış olan mutsuzluk, insanların mutlu hallerine oranla daha çok mutsuz olmaları hayatın bir döngüsü değil midir sizcede? Aslında bir zamanlar mutlu olan insanların gittikçe çöküp mutsuzluk evresine girmeleri tam anlamıyla bir döngüdür. Biz insanlar bu döngüyü "depresyon" olarak nitelendiririz.
Sahilde dolaşmaya devam ederken ayağımın altında ezilen çakıl taşlarının çıkardığı ses nedense hoşuma gitmişti, esen sert rüzgarın etkisiyle saçlarım uçuşmuş ve açık olan yüzüm,ellerim kırmızılaşmaya başlamıştı. Yürüyüş yoluna girdiğimde müzik dinleyip hafif tempoda koşan insanları görüyordum onları görünce aklıma dün akşamdan beri bakmadığım telefonum geldi. Küçük sırt çantamı önüme alıp, içinden telefonumu çıkardım ekranı açınca 30 cevapsız çağrı ve neredeyse 100'e yakın mesaj vardı. Çağrıların neredeyse 15 tanesi güneyden, geriye kalanı kızlardandı, mesajlarda aynı şekilde yarısı güneyden ve geri kalanlar ise kızlardandı. Canım sıkıldığından ve birazda olsa kafamı dağıtmak için WhatsApp'a girdiğim gibi telefonum çaldı tahmin ettiğim gibi arayan güney'di. Telefonu açmamla soru yağmuruna tutulmam bir oldu konuşabilmek için susmasını bekledim ve sustuğu zaman derin bir nefes alarak konuşmaya başladım "kendimi biraz kötü hissediyorum,gelince konuşalım mı?" derin bir nefes alıp konuşmaya başladı "neredesin? almaya geliyorum seni" dedi. Etrafıma bakınıp konuştum "tamam, konum atıyorum" konuşmayı kapatıp WhatsApp'dan konum attım ve beklemeye başladım yaklaşık yarım saat geçtikten sonra yanıma birinin oturduğunu hissedince kafamı yan tarafa doğru çevirdiğimde bana bakan bir çift masmavi gözlerle karşılaştım. Ona baktığımda hafifçe gülümseyip, kafamı omzuna koymam için kafasını salladı. Kafamı omzuna koyduğum zaman konuşmaya başladı "dün gece neden biranda kayboldun?" dedi "dün akşam o evde nasıl kalmamı bekliyordun!?" titrek bir nefes verdim "dün akşam?" sessizce fısıldadı kendi kendine "ha, anladım" diyip kolumu sıvazladı. Saate baktığımda yediyi elli geçiyordu telefonun ekranını kapatıp ağaçların arasından hafif görünen denize baktım. Güney kafasını bana doğdu çevirip "biraz yürüyelim mi?" Dedi yolu işaret ederek kafamı sallayıp onayladım onu, el ele sahile doğru yürürken içime bir rahatlık gelmişti. Gülümseyerek ona doğru döndüğümde düşünceli ve ciddi bir yüz ifadesi vardı yüzünde. Ona baktığımı anladığında gülümseyerek bana baktı ona "ne oldu?" Der gibi bakmaya başladım durup "ne?,ne oldu" kıkırdayarak sordu sorusunu. Onun kıkırdamasına karşılık gülümsedim "çok ciddi ve düşünceli duruyordun" dedim boğazını temizleyerek cevap verdi "öyle mi duruyorum? Hiç farkında değilim" dedi gülümseyerek. Deniz kenarına geldiğimizde kayalıklara doğru ilerledik ve kayanın birine oturup ayaklarınızı denize doğru sarkıttık kafamı omzuna yaslayıp derin bir nefes aldım ve gözlerimi kapattım. Biraz öyle kalıp denizden gelen sert ve soğuk havayla gözlerimi açıp konuşmaya başladım "annemi ve teyzemi çok özlüyorum" dedim titrek bir sesle "dün akşam teyzemi öyle görünce..." Şiştttt, geçti tamam geçti" diyerek sıkıca sardı bedenimi. "Dün akşam,teyzemi öyle görünce kendimden geçtim ve bir anda kendimi burada buldum" dedim ve kafamı omzundan kaldırıp gözlerinin en derinine baktım "dün akşam" dedi "ne oldu?" Kaşlarımı çatarak "ne mi oldu?" Dedim "o manyak herif onu öldürdü!" Diye bağırdım. Sakince ve yavaşça gözümün önüne düşen saçları düzeltti ve konuştu "bilge... Dün akşam ilaçlarını aldın mı sen?" O an sadece "ne?" Diyebildim "bilge hayatım teyzen,annen ve o adam öleli 3 sene oldu" dedi. Gözlerim kocaman açıldı uzanıp çantamı aldı yanımdan içinden bir kutu ilaç çıkardı ve arkamızda birşeyler satan adamı gösterip "geliyorum hemen" dedi ayağa kalkıp adamın yanına gitti, ben ise zihnim boş bir şekilde denize bakıyordum. Elinde bir su şişesi ile yanıma gelip oturdu kutudan bir ilaç çıkarıp bana uzattı suyun kapağını açıp ilacı ağzıma koymamı bekledi. Bir ona, birde elimdeki ilaca baktım ve yavaşça ilacı içtim bana bakıp gülümsedi ve kafamı göğsüne yaslayıp kulağıma fısıldadı "sadece uyu, uyandığında herşey düzelecek" gözlerimi kapatıp bedenimi ona emanet etmiştim karanlığın içinde yavaşça kaybolurken hatırladığım ve duyduğum tek şey "iyi olacaksın, belaber iyi olacağız" demeseydi güney'in.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KAFAMDAKİLER
Mystery / ThrillerBilge 15 yaşındayken babasının,annesini ve teyzesini öldürüp evlerinde intihar etmesinin ardından ağır psikolojik travmalar geçirmeye başladı. 18 yaşına gelen bilge, büyüdükçe travmaların artmasıyla birlikte çevresindeki insanlarıda tedirgin etmeye...