Doktor Anthony Edward Stark, karanlık oda da yerini aldığında, elindeki dosyayı sıkıca tutuyor ve gözlüklerinin ardından gözüme diktikten sonra sorularını teker teker soruyordu.
Her ne kadar bu sorulara yanıt vermek istemesem de işin aslı karşımdaki doktor olunca işler hiç olmadığı kadar değişiyordu.
Karanlığımda, uzun saçlarımın ardından onu pür dikkat incelerken, ağzından çıkan soruları da anlamaya çalışıyordum.
''Duyduğun sesler, seni incitiyor mu Kharina?''
Adımı onun ağzından duyduğum vakit kollarımın etrafımda bedenimi sarmış olmasını fark etmemiştim, bu beni küçük çaplı yerimden sıçratmaya sebep olurken duyduğum seslerin beni incitip incitmediğini düşünmeye başladım. Düşüncelerimin yoğunluğu artmış olacak ki doktorun bana seslenişini yeni yeni duyumsamaya başlamıştım.
''Kharina,''
''Haydi, cevap ver bana.''
Bilmiyordum. Sesler beni neden incitmiş olsun ki? Bu soru neden bu kadar saçmalık daniskasıydı. Terden nemlenmiş olan saçlarımın bir tutamını kulakımın arkasına sıkıştırırken ağzımdan, düşünüyor olduğum kelimelerin aksine farklı kelimeler dökülüvermişti. Ne zaman bir şeyle ilgileniyor olsam, düşündüğüm şeyler değilde düşünmediğim kelimeler çıkardı ağzımdan. Kendime lanet ettim.
''Sesler beni neden incitmeli, doktor?''
Doktor, gözlüklerinin ardındaki kahveleri ile gözlerimi bulmaya çalışıyordu. Onunla göz göze gelmek benim için utanç verici olduğundan -bu halimle onun karşısında kıvranırken- gözlerimi saçlarımla her görüşmede saklıyordum.
Doktor, derin bir şekilde etrafa bakıyor söylemek istediklerini beni kırmamak adına içinde tartıyordu. Ona fırsat vermeden tekrar söze giriştim.
''Duyduğum sesler, içimde yaşıyor. Hepimiz aynı bedenin farklı kişiliklerine sahibiz. Onlarla ben bir bütün olduğum halde neden beni incitmiş olsunlar ki?''
Karşımda, ağzımdan çıkacak kelimeleri sakince bekliyor, her söylediğimi dosyasına yavaşça yazıyordu.
Yıllardır sadece tüm benliğimle onu görüyordum, ne hemşirelere dikkat kesilirdim ne de herhangi bir hastaya.
Benim için sadece doktor vardı ve de içimde ki sesler. Ailem hiçbir zaman olmamıştı, belki de olmuştu bilmiyorum. Beynim her zaman insanları redd ediyor lakin karşımdaki insana gelince aksine davranıyordu.
Beynim miydi bana sahip olan yoksa kalbim miydi bilmiyordum ama tek bir şeyi biliyordum o da yıllardır bu hastanede onun varlığı için yaşamaya devam ediyordum.
Onunla hasta olarak değil de normal bir insanmışım gibi konuşmayı isterdim çünkü onun şizofreni bir hastayla yakından alakadar olmayacak kadar donanımlı biri olduğunu biliyordum.
Elimden, bu karanlık oda da birlikte olduğum varlıklar ve seslerimle oturmaktan başka hiçbir şey gelmiyordu.
Fakat kafamda mükemmel derecede planlanmış bir şey vardı. Eğer planlanan oyunumu gerçekleştirebilirsem, doktorla yakınlaşabileceğim bir konuma gelebilecektim.
***
Duvarlarımın sesiydin sen,
Soluğun duvarlarımın rengi,
Kanatların desenleriydi,
Ve bu oda kalbimin dört odacığından biriydi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Schizophrenie | Stark
ContoBu hikayede Tony Stark olduğundan da öte (dahi, milyoner, playboy ve hayırsever) hem doktor hem de bir psikologdur.