Süpriz

252 11 16
                                    

    Olduğum yerde kalakaldım. Kadından bu tepkiyi hiç beklemiyordum.

     Ama Andy duraksamadan yaşlı kadına doğru bir adım attı. Kadının tepkisine şaşırmışa benzemiyordu.

     "Bayan Woodwork?" diye sordu nazik bir ses tonuyla. Kollarımı kavuşturdum. Kadının ona ağzının payını vermesini beklemeye başladım.

      Elizabeth suratını kırıştırıp suratını ona çevirdi. "Bir erkek mi?" diye homurdandı.

      Andy suratına harika gülümsemelerinden birini yapıştırıp, kadının elini dudaklarına götürmek için tutmayı denedi. Elizabeth elini hızla çekip yaşlı vücudundan beklenemeyecek bir hızla Andy'nın suratına tokatı yapıştırdı.

     Andy bir adım geriledi. Afallamıştı. Her halinden reddedilmeye alışkın olmadığı belliydi.

      Yaşlı kadın ayağa kalktı Kapıyı açıp koridora çıktı. Andy'ye sırıttım. Tek terslediği kişinin ben olmadığını görmek hoşuma gitmişti.

       Andy hala şaşkındı. "O kadarda büyüleyici değilsin demek ki." dedim ona.

       Tam bana bir cevap verecekti ki kapı açıldı. Seksi resepsiyonist yanında Elizabeth ile içeri girmişti.

       "Andy" dedi alçak sesle -cilve mi yapıyordu bu şimdi-. "Biraz dışarı gelir misin?" diye sordu. Bayan woodwork çoktan eski yerine yerleşmişti bile.

       Andy resepsiyonist kıza doğru  ilerlerken kadın dudaklarını kıpırdatarak bana "Iyi şanslar." dedi.

       Içimden "Buna çok ihtiyacım olacak." diye geçirdim.

       Masanın çevresindeki sandalyelerden birini çekerek oturdum. "Size kitap okuma mı ister misiniz El.. Bayan Woodwork?" son anda cümlemi toparlasamda inatçı kadın dikkatsizliğimi fark etmişti.

        Suratını buruşturdu. "Aksanın çok kötü nerelisin sen?" diye sordu.

       "Türküm." dedim.

        Iç geçirdi.

        "Tamam." diye mırıldandım. "Istemiyorsanız kitap okumak zorunda değiliz. Satranç oynamaya ne dersin?"

        "Türklerin kaba olduğunu duymuştum." dedi sanki ben hiç konuşmamışım gibi. "Ama sıcakkanlı insanlarmış. Sen türk olduğuna emin misin?"

        "Ben türküm." dedim. "Peki ya dergileri karıştırmaya ne dersiniz?"

       "Adın neydi?"

        "Defne" dedim. "Bayan..."

        Kibar sayılamayacak bir edayla sözümü kesti. "Türk olduğunu söylemiştin şimdi ise bana ıngilizce bir isim söylüyorsun."

         "Defne Türkiyede de kullanılan bir isimdir." diye açıklamaya koyuldum. "Ingilizce versiyonu daha farklı..."

          Pis bir kokuyu uzaklaştırmak istercesine elini havada salladı. "Annen baban kim?"

          Iç geçirip nazik olmaya çalıştım. "Ben söylesem bile tanıyacağınızı sanmam."

         "Annen baban kim?" diye sordu ısrarla.

         "Sara Tek ve Carlos Mayer."

         "Baban amerikan mı? Bu kadar kaba olman doğal."

Benimle KalHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin