Ilk Önce Bana Aşık Olacaksın

389 40 9
                                    

   Bütün okuldaki en gürültücü masada oturuyordum. Alex ve Ash haretli hararetli tartışıyor Ida ve Kat dedikodu yapıyor Eathan ve adlarını bilmediğim  sohbet ediyordu.

   O sırada Finn'in bize doğru geldiğini gördüm. Bir şeyler söyledi ama duyulmadı. Zaten geldiğini benden başka biri fark etmemişti.

    Gözlerini devirdi. Ash'i itekleyerek masaya oturmayı denedi ama başarılı olamadı sonunda çareyi masaya çıkmakta buldu.

     Ellerini çırpıp masanın dikkatini üzerine toplamaya çalıştı fazla işe yaramıştı tüm bahçe bizi izliyordu.

     Bal rengi gözleri irileşti.  "Partiye gidiyoruz millet wuhuuuuu" diye bağırırken yumruğunu havaya kaldırdı. Herkes onun bu haberine karşılık olarak bağrıştı. "Barney Stinson ne demiş Its gonna be wait for it ....". dedim.

    Tüm masadan "LEGANDARY!!" cevabını  aldım.

     Finn devam etti "Bu gece hepinizi bekliyorum." dedi ve ellerimize üzerinde adres yazan kağıt parçalarını tutuşturdu.

     "Hey!" dedim "Ben nasıl geleceğim?" hiç bilmediğim yer adları yazan kağıtlara bakarken umutsuz vaka olduğumu düşündüm.

     "Büyük bir sorun değil." dedi Finn "Otobüsü alırım veeee sorunlar çözüldü." Masanın üzerinde twerk yapmaya başladı.

     Eathan ayağa kalkıp bir çığlık attı. "Parti sezonu açılmıştır millet." Hala dans eden Finn'in poposuna bir saplak attı. Kahkahamı tutamadım ve herkes gülmeye başladı.

      Kat kendini kaptırıp masanın üzerine (Finn'in yanına) çıktı. Ve sırtlarını birbirlerine dayayıp dans ettiler. Ortamı iyice sululaştırarak Don't drup that dıdıdı şarksını açtım. Ash ve Eathan da dans etmeye başladı. Kahkahalar atarak onlara eşlik ediyordum ki Ida bile yerinde sallanarak şarkıyı söylüyordu.

    Ama hayır her şey mukemmel olmamalıydı değil mi? Zil çaldı om yedi yıllık hayatım boyunca okuldan nefret ee nedenim buydu. Zil çalışmadığı ve derslere girmek gerekmediği sürece seviyordum okulu.

     Şarkıyı durdurmamla masamızdan bir üzüntü nidası yükseldi.

    Finn masadan aşağı atladı ve Kat'in inmesine yardımcı oldu.

    Herkes yavaş yavaş dağıldı ve mecburiyet beni merdivenlere sürükledi.

    Matematik sınıfımdaki yerimi aldım. Zaten ben bayılırdım trigonometriye (!)

    Ortalarda gözüme kestirdiğim bir sıraya kendimi attım. Çantamı sandalyeme asarken kafamı kaldırma gafletinde bulundum.

    Kıpkırmızı dolgun dudaklarına yaylılan gülümseme kısa sürede gözlerine ulaştı. Şimdi karşımda pişkin pişkin sırıtıyordu.

     "Merhaba Dafne." Işıldayanasmavi gözlerini görmezden gelmek için önüme döndüm  "Seni uyarmaktan sıkıldım benim adım DEFNE. Anlıyor musun? Def-ne." Son kelimemi hecelemiştim.

     Gülmekle yetindi. "Kulağa bayağı geliyorsun Dafne."  Gözlerimi devirdim. Ama hala ona bakmıyordum.

 .     Benimle konuşmaya devam etti. "Tenefüste konuşmalıyız." derken iplerin onun elinde olduğunu düşündüğü belliydi.

       Arkama dönüp kalemimi ona doğru salladım. "Gerçekten Andy," dedim "bana bir tane adam akıllı sebep ver ve seninle geleyim."

      Güldü,,"Bunu seninde istemen olur mu?"

      Ona mütevazı bir kahkaha gönderdim. "Bu gayet geçerli bir neden olabilirdi." dedim "tabii doğru olsaydı."

       Bana baktı. Gözlerini gözlerime sabitleyip doğruca bana içime baktı. "Ben seninle konuşmayı ćok isterdim."dedi. Gülümsemesi güneş gibiydi.

      Karşı koyamadığım çekiciliği başımı döndürdü. Kendimi.zorlayarak sırıttım. ".Εe bir düşuneyim. Düşündüm ve koca bir Hayııır. "

       Önüme dönüp tanjant ve kotanjantlara odaklanmaya çalıştım. Ama sizde takdir edersiniz ki her on saniyede bir omzunuza kalem batıran -aşırı seksi- bor çocuk tarafından rahatsız edilirken bu pekte mümkün olmuyor.

       Hışımla arkamı döndüm. Ve biraz fazla yüksek sesle "Ne var Andy?" dedim.

      Geometri profesörümüz bundan rahatsız olmuş olacak ki " Bir sorunu var bayan Tek?" dedi tıslarcasına.

       Ağzımda bir kaç şey geveleme çabalarım bir felakete dönüşmeden Andy araya girdi. "Aslına bakarsanız Profesör Dafne dilimizi anlamada biraz zorluk çekiyor. Ve bende ona yardım ediyordum. Sinus ve tanjantı karıştırıyorda. Beni hiç dinlemiyor. Hatta teneffüste ona anlatabileceğimi soylesemde beni geri çevirdi."

    .Ağzım bir karış açık kalmıştı. Ama Andy'nin gür kirpikleri ve ısrarcı gözleri kadını etkilemeye yetmişti. " O zaman Bay Dawson. Onu hafta sonları çalıştırmalısınız. "

    Itiraz etmeye kalksamda kadın beni dinlemiyordu. "Kaydettiği gelişmeyle ilgili raporlarımı haftalık istiyorum."

     Andy'ye göz kırpıp sınıfa ders anlatmaya devam etti ama bir grup kız bana kıskançlıkla bakıyordu.

     Ne?? Tanrım bu çocuk beni hem rezil etmiş hemde bir sürü düşman kazanmamı sağlamıştı.

     Kulağimda sıcak nefesini hissettim. "Kıçını kurtardım bayan bu yeterli mi?"

      Zil çalarken hırsla ona döndüm. " Evet Bayım sınıfa rezil olup hafta sonlarımı seninle birlikte rezil etmem için yeterli."

     Güldü. Ayağa kalkıp ilerledi. Bir kaç adım sonra onu takip etmediğimi görünce durakladı. "Gelmene yardım etmemi ister misin?"

     "Okulun içinde hiç bir şey yapamazsın. Ceza alırsın."

      Kahkaha attı. "Sanırım az önce pek hoş olmayan bir şekilde müdüremizle tanıştın."

      Olası bir haftasonu çalışmasını daha kaldiramayacağım için ona itaat ettim.

      Koridorlarda arkasından sürüklenirken oflayip pufladım. Bir kac saniye sonra tenha bir yerde durdu.

     "Şey seni öpmem gerekiyor." dedi

      Isterik bir kahkaha attım. "Seni öpmeyeceğim."

      "Doğru" dedi "Ilk önce bana aşık olacaksın."

   .   Bir şey söylememe izin vermedi "Seni bu akşam alırım parti için."

       Arkasını dönünce uzaklasmadan seslendim. "Finn otobüsüyle beni alacak."

       " O otobüsün Finn in olduğuna emin misin?"

      Içimi bir sevinç dalgasının kaplamasina engel olamadığım içi. kendime kızdım.

Benimle KalHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin