Single Gun [Kim Jongin OC]

🍷 16. Silah 💎

Hafif bir KAOS ve birazcık aşna fişne NIAHAHHAHAHAHAHAHAH

***

Şakağında dayalı duran silaha gözlerini
devirip önündeki içkiden bir yudum aldın.

"Fazla rahat değil misiniz hanımefendi?" Karşında tek kaşını kaldırarak konuşan DongHun'a gülümsedin.

"Adamının benim şakağıma dayadığı silah senin götünde patlayacak da rahatlığım tamamen bundan." DongHun yediği lafla bariz bir şekilde bozulmuştu. Kendi adamları bile gülmemek için dudaklarını birbirine bastırmıştı.

"Siz, şu önünüzdeki kağıdı imzaladığınızda silah kimin neresinde patlayacak göreceğiz." Kaşlarını kaldırıp DongHun'un adamlarından birinin önüne bıraktığı kağıdı aldın. Silah şakağına bir tık daha sert bastırılmıştı.

Okuduğun kağıt karşısında kahkaha atmana engel olamamıştın. Şaka gibi herifti gerçekten. Neyine güveniyordu ki?

"Bu saçmalık için hangi götüne güvendiğini o kadar merak ediyorum ki." Gözlerini devirerek kağıdı masaya bıraktın.

"O aptal Chen bekledigim şeyi yapabilseydi eğer şu an bu durumda olmayacaktık." O da sana karşılık gözlerini devirdiğinde bardağından bir yudum daha aldın.

"Chen aptal değil aksine akıllı bir adam. Karşıma geçip beni alt edemeyeceğini bildiği için geri adım attı. Asıl aptal olanın sen olduğu konusunda bence buradaki herkesle hemfikiriz." Korumalar kafasını eğip bakışlarını kaçırırken kıkırdadın.

"Siktiğimin DongHun'u!"

Dışarıdan Kai'nin sesini duyduğunuzda keyfin iyice yerine gelmişti.

-2 saat önce.-

"Seninle gelmeyeyim yani?" Sen ceketini giyerken RiJin hâlâ peşinde dolanmaya devam ediyordu. Onun bu hâline kıkırdadın.

"Gelme RiJin. Öyle ya da böyle DongHun zaten bana saldıracak. Bırakalım da eteğindeki bütün taşları döksün. Camiada hain olan kim var kim yok adını alayım ki bir işimize yarasın." Boynuna ve bileğine Kai'nin bir kaç gün evvel aldığı parfümünü sıktın.

"Seni Sehun bıraksın o zaman. Ben de diğerlerine gerekeni söyleyeyim ve hayır önlem almam konusunda itiraz edemezsin kabul etmiyorum." RiJin telefonunu çıkarıp birilerine mesaj yazmaya başladığında gülümsedin.

"Arada patron olan senmişsin gibi hissediyorum." Kafasını telefonundan kaldırmadan kaşlarının altından sana bakmıştı.

"Bana başka çare bırakmıyorsun ki Patron. Bu arada Chen, DongHun'un karşına çıkacağını niye söyledi ki? Işine gelmez miydi?" Işini halledip telefonunu cebine koyarken konuştu. Bu aralar kızıl saçlarını bir tık kısaltmıştı.