jimin'in bir iksir için vampir kanına ihtiyacı vardır. arkadaşları birkaç vampir önerir ama jimin'in gözü en büyük vampirlerden birindedir: jeon jungkook'un.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
· · ─────── ·𖥸· ─────── · ·
çantasını sırtında hoplatarak bir saniye de olsa yüklerinden kurtulmuş olmak güzeldi. arkasından gelen vurucu darbeye katlanmak zorunda olmak için bile değerdi. çünkü jimin tam yarım saattir sinir bozucu vampiri bekliyordu okulun önünde. büyü dersi olduğu için en kalın kitabının çantasında olması da hiç iyi olmamıştı.
o vampiri kurbağaya çevirecek büyüyü bulmayı o kadar çok istiyordu ki şu an. o kendini beğenmiş gülümsenin büyük bir kurbağa ağzına dönüşmesini...
"selam!" tam hayalinin ortasında sinir bozucu sesini duyduğunda derin bir nefes aldı ve arkasını döndü jimin. "aa!! bu kadar hızlı bir yaratığa göre cidden olması gereken dakikliktesin." vampirin suratındaki sırıtışı görmesi daha da sinirlenmesini sağlamıştı jimin'in.
jungkook gözlerini kapatıp öpücük gönderdi. "hayranlarımın bana kibar davranmasına bayılıyorum."
bu son damla olmuştu.
jimin, yumruğunu jungkook'un karnına geçirdi. ama ondan çok kendinin canı yanmış görünüyordu. vampir, ciddi sert bir kas yığınından oluşuyordu. elini geri çekerken ofladı. jungkook onun bu haline güldü.
"önden gidebilirdin. sana yetişirdim." jungkook konuştu. haklıydı aslında ve jimin, aklına bu gelmediği için kendine biraz küstü.
"haklı olabilirsin ama bu geç kaldığının ve geç kalmanın da kaba bir hareket olduğu gerçeğini değiştirmez."
"sen konuşurken ben yoruldum." jungkook gözlerini devirdi ve ilerlemeye başladı. jimin de onu takip etmeye.
"benim evime gidiyoruz. bu yürüme düzeninin tam tersi olması gerekmiyor muydu?"
"evini biliyorum." çok rahatça söylediği bu cümle jimin'i şaşırttı. vampire yetişmek için adımlarını hızlandırdı. "nasıl?" tam hizasına geldiğinde konuştu.
"gizli cadı bölgenizi de biliyorum." sanki söylediği çok havalı bir şeymiş gibi ağzını açmıştı. bu seferki sözler şaşırtmak yerine kızdırmıştı jimin'i. "bunu bilmemen lazım. gizlinin kelime anlamını bildiğine emin misin?"
"ne yapacaksın minik cadı? cezalandıracak mısın beni bunun için?" yürürken aynı zamanda yüzünü jimin'in yüzüne yaklaştırmıştı. jimin bir an nefesini hissetmeyi bekledi. ama bu his hiç gelmedi.
evet, çünkü o bir vampir seni salak çocuk!
jungkook'un kıkırdamasıyla yutkundu. ardından hızla geri çekildi. "sadece yaptığın şeyin yanlış olduğunu söylüyorum." jungkook'a bakmadan yürümeye çalışıyordu.
"bununla birine zarar vermediğime göre yanlış bir şey yapmamışımdır."
