"Gelmesi gereken saatten yarım saat gecikti,acaba kiminle beraber?Ya hiç gelmezse?Tanrım onu kaybetmek istemiyorum..."
Louis onu delirtmek üzere olan kafasındaki seslerle boğuşurken duyduğu anahtar sesiyle üstü kırıntılarla dolmuş koltuktan kalkıp acele bir şekilde kapıya koştu,Harry ona sarılmak için kollarını uzattığında geri çekilip kaşlarını çattı.
"Kiminleydin?"
Harry montunu çıkarıp yağmurdan ıslanmış saçlarını eliyle tarayıp boğazını temizledi."Kimseyle değildim bebeğim,çok trafik vardı ve gelirken markete uğradım,orada da çok sıra olduğu için ne yazık ki geciktim"Louis şüpheyle onu süzüp geri çekildi."Yalan söylüyorsun!"Harry onun bu tavırlarına alışıktı ama başı çok ağrıyordu ve kavga kaldıramazdı,sıcak bir duş ve ardından mükemmel bir uyku istiyordu.
"Bu sefer kiminle aldattın beni,kimin yatağından çıkıp geldin yanıma!?"Harry sakin kalmakta zorlanırken Louis bağırmaktan vazgeçmiyordu."Marketteki o çocuğu beğeniyorsun değil mi,o yüzden oraya gidip duruyorsun sürekli,sikini onun sıcak ağzına mı soktun!?"Harry Louis'in kolundan tutup kendine yaklaştırdı ve aşık olduğu delici mavi gözlere baktı."İlaçlarını aldın mı?"Louis sinir bozucu şekilde gülüp kafasını iki yana salladı."Bahanen bu mu?Benim deliliğimi öne sürüp ihanetini örtmeye mi çalışıyorsun?"
"Sen deli değilsin!"diye kükredi Harry.Louis'in gözleri dolmaya başlarken Harry onun saçlarını okşadı."Sen benim sırılsıklam aşık olduğum,uğruna canımı verebileceğim,saç teline bile zarar geldiğinde dünyayı yakabileceğim kocamsın,kendine deli,ruh hastası gibi şeyler demekten vazgeç,ben seni her şeyinle sevip kabul ediyorum ve seni aldatmadım,aldatmam da bunu yapmam için aklımı kaçırmış olmam gerekir,seni nasıl üzerim ben?Nasıl kıyarım Louis sana?"Louis ifadesiz bir şekilde ona baktıktan sonra arkasına dönüp mutfağa ilerledi.
"Acıktım"
Louis ve Harry lisede tanışmışlardı,Louis içine kapanık en arka sırada oturan sürekli çizgi roman okuyup kulaklığını hiç çıkarmayan bir tipti.Hiç arkadaşı yoktu ki bu durumdan şikayetçi değildi.Yalnızlığı seviyordu,en arkaya oturup kendi içindeki arkadaşlarıyla sohbet etmekten keyif alıyordu ama bazen sinir bozucu olabiliyordu çünkü kafasındaki sesler bazen hiç susmak bilmiyordu.
Harry Louis'in aksine çok sosyal biriydi,derslerinde okul birincisi olacak kadar başarılıydı ve sosyal çevresi oldukça geniş ve fazlaydı.Louis kendi sınıfındaki bir çocukla çocuk sürekli konuştuğu için kavga edince Harry'nin olduğu sınıfa geçişi sağlanmıştı ve Harry hayatının aşkını o zaman fark etmişti.Herkesten uzak duran bir çift mavi göz ona çok cazip gelmişti.En önde oturmasına rağmen sürekli en arkaya bakıp durmaktan boynu bile tutulmuştu.Derslerde sürekli onu izlemeye başladığından notları düşüşe geçmiş ama kalp atışları yükselmişti.
Bir teneffüs zamanı sınıfta Louis dışında kimse yokken Harry suyunu almak için içeri girdiğinde Louis kimin geldiğine bakmak için kafasını kitabından milim farkla kaldırıp göz ucuyla kapıya yöneldiğinde mavi ve yeşil ilk kez çarpışmıştı.Louis hayatında ilk kez biriyle konuşmak istemişti,insanlardan nefret edip uzak durmak istese de ondan uzak durmak istememişti.
Ve duramadı da...
Harry ılık bir duş alıp rahatlamaya çalışırken Louis izlediği programdan sıkılıp televizyonu kapadı ve ayağa kalkıp yatak odalarına ilerlerken halının kenarına takılıp yere düştü.Ağzından bir inleme kaçınca hızlıca eşofmanını yarıya kadar sıyırıp kanayan dizine yüzünü buruşturarak baktı.Kafasında tonlarca ses onu rahatsız ediyordu şimdi."Ya mikrop kapıp ölürsem"ağlarken kanamaya devam eden dizine bakıp konuştu.
Harry belinde havlu üstü çıplak bir şekilde koridora çıktığında kocasını yere uzanmış ağlarken görünce telaşla yanına ilerledi."Güzelim ne oldu,neden ağlıyorsun?"Louis ıslak kirpiklerini kırpıştırıp elini kanlı dizinden çekip ona gösterdi."Mikrop kapıcam,hastaneye gidelim lütfen"Harry tüy gibi hafif kocasını çevik bir şekilde kucağına alıp koltuğun üstüne yavaşça bıraktı."Sıyrılmış sadece bebeğim,mikrop kapmazsın,ben gidip içeriden pamuk ve yara temizleyici alayım"
Louis onun uzaklaşmasına izin vermeden elinden tuttu."H-Harry hastaneye gidelim,mikrop kapıcam,yaranın hastanede temizlenmesi gerek,ölmek istemiyorum,dizimin kesilmesini istemiyorum"Louis kendi kendine sayıklamaya devam ederken Harry ona masumca gülümseyip elinin üstünü öptü."Sana söz veriyorum hayatım bir şey olmayacak,kötü bir şey olacağını düşünsem zaten saniyesinde götürürüm seni hastaneye,güven bana bebeğim"
Louis dizine korkarak bakarken Harry onu kucağına alıp banyonun yolunu tuttu.
Harry Louis'in dizini temizledikten sonra onu çok uzun bir sürede anca sakinleştirip uyumasını izlemişti,minik bedene sahip kocası yataklarında uyurken saçlarını,alnını,burnunu en sonunda da her zaman arzuyla baktığı pembe dudaklarını usulca öpmüştü.
Louis ile evlenmesini kendi ailesi hiçbir zaman istememişti,Louis'in ailesi de her zaman karşı çıkmıştı çünkü onlara göre Louis evlilik yapabilecek biri değildi,gün içinde hiç aksatmadan kullanması gereken ilaçları vardı,kafasında kurduğu şeyleri gerçek zannettiği bir dünyası vardı,bazen hatta neredeyse çoğu zaman insanları çileden çıkartan takıntıları vardı ama Harry için kimin ne söylediği ya da kimin ne düşündüğü umurunda değildi.
Louis Styles onun her şeyiydi.
Sabaha karşı Harry kolunu yatağın diğer tarafına atıp hissettiği boşluk ve soğuklukla aniden yerinde doğrulup etrafına bakındı."Louis!"Banyoya doğru bağırdıktan sonra kapıyı açtı ama boştu,mutfağa,salona,hobi odasına,kısaca her yere acelece baktı ama kocası yoktu.Telefonunu sürekli çaldırdı ama her yanıt alamadığında duvara bir yumruk geçirdi.
Hızlı bir şekilde üstünü değiştirip ona bir şey olmuş ihtimalini kafasından atmaya çalışırken anahtarını alıp daire kapısını açmıştı ki karşısında gördüğü minik bedenle anahtar elinden düştü.Louis ona dehşet ve korku içinde bakan kocasına hiçbir şey olmamış gibi gülümseyip elinde tuttuğu yaralar için sürülen kremi gösterdi.
"Hastaneye gittim"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
"You are not sick"
FanfictionHarry ve Louis Styles üç yıldır evliler,Louis biraz takıntılı biri....belki fazla takıntılı...