Agnes'dan sevgilerle.
"Ölüyorsun."
Doktor Min gözlüklerini düzelterek yatakta yatan adamın suratına baktı.
Çok zayıftı. Dudakları kurumuş, gözleri yarım yamalak açıktı. Elinde hala sıkıca bir defter ve kalem tutuyordu.
"Bay Kim. Namjoon. Lütfen bak bana. Duyuyorsun biliyorum. Hala her şeye devam edebilirsin. Bak! Şu duvarlara bak! Burada olmana rağmen hala işe yarıyorsun. Lütfen.. O öldü diye bunu yapmak zorunda değilsin."
"Zorundayım."
Kim Namjoon'un sert çıkan sesiyle Doktor Min derin bir nefes aldı.
"Küçücüktü, kollarımda öldü. Bilmiyorsun doktor. Yok artık dayanmaya gücüm. Aldığım nefes zehir gibi geliyor."
Gözlerini sıkıca kapattı.
"Beni artık buradan döndüremezsin."
"Dayanırsan, kurtulursun."
"Dayanmak istemiyorum."
Ve Kim Namjoon, yüzünde küçük bir gülüşle 25 Mart 2020'de gözlerini bir daha açmamak üzere yumdu.
Doktor Min hiçbir müdahale de bulunmadı.
Arkasından bir sürü tören yapıldı, bir sürü insan sahte gözyaşlarıyla gazetecilere röportaj verdi.
Kimse bilmiyordu, Kim Namjoon'un Park Jimin'siz bir dünyada aldığı her nefesin zehir olduğunu, onun kurtulduğunu.
Doktor Min, cenazenin en başında gülümsedi.
"Umarım, miniciğine kavuşmuşsundur Kim Namjoon."
Bu fic'e ağır bir depresyon döneminde başlamıştım, ilk bölümleri gece 3-4 aralarında ağlaya ağlaya yazıyordum. Yine aynı şekilde bir depresyon dönemiyle bitiriyorum. Çok acemice, çok kötü bir kitap biliyorum ama benim için yeri çok ayrı. O yüzden yanımda olan herkese çok teşekkür ederim 💜
ŞİMDİ OKUDUĞUN
dear diary, nammin✔️
FanficSevgili günlük, benim miniğim, miniciğim çok güzel gülüyordu.