Karısı Sevda... Henüz 19 yaşındayken onunla yeni bir hayata perde aralamıştı. Birbirlerini ne çok sevmişlerdi... Ama Sevda'nın annesi Efsun... Kocası genç yaşta ölünce tek evladı olan Sevda'ya hem analık hem babalık yapmış, onun bir gün evleneceği gerçeğinin üstünü türlü bahanelerle örtmüştü. Fakat Sevda ve Behram birbirlerine feci bir şekilde bağlanmış, evlenmekten başka bir durumu seçenek olarak bile kabul etmemişlerdi. Efsun ise bu ilişkiye hiçbir zaman razı gelmemiş, Behram'ın balıkçı olmasını yadırgamış ve evlenmelerini "imkansız" olarak nitelendirmişti. Hâl böyle olunca onlar da çareyi kaçmakta bulmuşlardı.
Korucuk köyünün soğuk topraklarından Istanbul'a uzanan bu hazin aşk hikayesine oğulları Asrın'ın katılmasıyla mutlulukları ikiye katlanmıştı. Sevda, annesini kırmanın verdiği hüzünle, bir yandan da huzurlu yuvasının mutluluğuyla kâh üzülerek, kâh sevinerek 5 yılı geride bırakmıştı. Bu süre zarfında annesini bir kez bile görmemiş, neredeyse onun yüzünü,sesini,bakışlarını unutacak hâle gelmişti.
Sevda, Behramın da desteğiyle henüz 1 yaşında olan Asrın'ı da alıp Erzurum-Korucuk Köyü'ne doğru otobüsle yola çıkmıştı. Yol da hayatı gibi sisler içinde kalmıştı... Annesinin elini öpüp ondan af dilemek istiyor, torununu tanımanın onun da hakkı olduğunu düşünüyordu. Derken bir anda büyük bir gürültüyle her yer zifiri karanlığa büründü...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SINANAN HAYAT
Short Story"Mutlu aileler birbirine benzer, mutsuz ailelerinse bir hikayesi vardır."