2♡Dreamy Kiss

59 5 24
                                    

Asıl parti çoktan başlamıştı.

Devil's House, duvarlarına vuran müzik sesiyle adeta bambaşka bir yer haline dönmüştü. Uzun süredir bugünü beklediği belli olan insanlar şimdi çılgın gibi dans etmekle meşguldü. O otoriter insanlardan eser yoktu. Şu an herkes asıl kimliğini boşvermiş, anı yaşamayı düşünür hale gelmişti. Herkesin tek amacı aç olan ruhunu doyurmaktı.

Tüm misafirler toplandıktan sonra birkaç prosedür uygulanmış, Namjoon hyung konuşmasını yapmış ve yeni katılımcılara isim tayini yapılarak plaketleri verilmişti.

V. Onun seçtiği isim buydu ve ona tam anlamıyla uyduğunu düşünüyordum. Bir bilinmezi temsil ediyor gibiydi. Onun gibi. Bakıyordunuz ama ne hissettiğini, ne düşündüğünü anlayamıyordunuz.

Namjoon hyungla konuştuğunu görmüştüm, ikisi gerçekten yakın gibi duruyorlardı ki aynı zamanda Seokjin hyung ile de öyleydi. Bir ara koyu bir sohbete dalmışlar, daha sonrasındaysa Namjoon hyung ve Seokjin hyung onun yanından ayrılarak ortalıktan kaybolmuşlardı. Nereye gittikleri çok belliydi.

Onlar gittiğinde ise yüzündeki o bilinmezlik geri dönmüş ve herkesi etkilemeyi başarmıştı.

Şu an bir kızla ten tene dans ederken yüzündeki sinsi gülüş hem çok gerçekçi hem de sanki öylesine duruyormuş gibiydi. Olması gerektiği için oradaydı. Haklıydı, gülümsemek en çok ona yakışıyor; ondan başka kimse gülmesin istiyordunuz. Yanındaki genç kadın da yeni bir katılımcıydı ve bu nadir görülen bir şeydi. Genelde kadınlarda yaşı büyük olan katılımcılarımız çok olurdu ve şu an tüm gözler muhteşem güzellikteki bu kadındaydı. Ve kadın dans için tek bir kişiyi seçmişti: Kim Taehyung.

Herkesin ilgisi sadece onların üzerindeydi.

Benim de öyle.

Onlarca kişi dans pistinde kendinden geçmişken benim gözlerim inatla ona takılıyor ve her hareketini ezberlemek istercesine anbean onu takip ediyordu.

Dans için yaratılmış bir bedeni vardı. Kıvrak hareketleriyle etrafındaki herkesi etkilemiş, birçok kadının ve hatta erkeklerin bile odağına düşmüştü. Bilerek yapıyordu. İlgi çekmek hoşuna gidiyordu belli ki ama onun bu hareketleri benim pek de hoşuma gitmiyordu.

Yalan.

Gözlerim onu bir an bile kaçırmak istemiyordu. Bu benim irademin dışında gerçekleşiyordu artık. Ama hissettirdiği bu suçluluk bana en büyük azabı çektiriyordu. Ona bakarken günah işliyormuş gibi, özenle koruduğum aşkıma ihanet ediyormuş gibi hissediyordum. Bir gün sevgilim döndüğünde ne derdim ona?

İnanır mıydı bana? Ona ihanet etmediğini anlar mıydı?

Peki ben ne zaman bu kadar aciz bir konuma düşmüştüm böyle? Sürekli düşünmek, sürekli kendi içimde kendimi savunmak bana göre değildi. Ben bu değildim.

Ben onun güzelliğinin bedelini öderken içimde, o her şeyden habersiz bedenini kıza daha da yasladı ve kollarını ince beline doladı. Elimde kuruladığım bira bardağını biraz daha sıktım.

Kız bundan cesaret almış gibi o da kollarını onun boynuna dolamış ve kendini ona yaslamıştı. Tek bir beden olmuşlardı ve bu onlara yetmezmiş gibi sınırları daha da zorluyorlardı. Elleriyle kızın omuzlarından dökülen saçlarını nazik bir şekilde geriye ittirdi. Sonra güzel dudakları kızın ince boynunda gezindi.

Elimdeki bardak parmaklarımın arasından kaymış, yere düşüp paramparça olmuştu. Kırılma sesi müzik sesinin arasında kaybolmuş fakat sanki ben onu zihnimin en derinlerinde hissetmiştim. Girdiğim transtan çıkmıştım ayaklarımın dibine düşen cam kırıklarıyla. "Sikeyim." Telaşla yere çöktüm. Beni ne hale getirmişti böyle. Bu kadar güçsüz düşürmüştü beni dakikalar içinde. Beni savunmasız bırakmıştı. Tek sorun beni ne hale geçirdiğinden haberinin olmamasıydı ve bu beni çıldırtıyordu.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Aug 06, 2020 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

GAME OF HAZARD °taekook°Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin