Kutup Yıldızı

270 27 35
                                    

"Ona bakabileceğinden emin misin Harold?"

"Elbette bakabilirim Gems siz gidip eğlenmenize bakın ve Darcy'yi merak etmeyin. O dayısının güvenli kolları arasında olacak. "

"Tamam ama lütfen evi dağıtmayın, ne kadar dağınık biri olduğunu biliyorum ve ev konusunda sana güvenmiyorum. "

"Gemma hadi lütfen geç kalacaksın eniştem seni bekliyor görüşmek üzere! "

Harry Gemma'nın üzerine kapıyı kapatıp kitledi. Nihayet biricik yeğeniyle baş başa kalabilmişlerdi. Tanrı biliyordu ki Darcy onun için bir yeğenden fazlasıydı. Bir kızı olması için her şeyini verirdi. Ama şanslıydı ki Darcy onun kızı sayılırdı ve ikisi de birbirini çok seviyordu.

"Dayııı!!!"

"Selam prenses!!! Seni çok özledim!"

Harry Darcy'ye sıkıca sarılıp yanağına küçük bir öpücük bıraktı. 1 haftadır görüşmüyorlardı ve bu süre onlar için çok fazlaydı.

"Şeni çoook özyedim mennn!!"

"Ben daha çok özledim bitanem!"

Sarılıp öpüşmelerinin ardından Harry Darcy'yi kucağına aldı ve birlikte salona geçtiler. Darcy'yi yerdeki mindere bırakıp açık olan televizyonu kapattı. Darcy sadece 4 yaşındaydı ve televizyon gibi elektronik aletlerle vakit geçirmesi uygun değildi. Keşke bunu Gemma'ya da anlatabilseydi. Koskoca dayısı yanındayken elbette dayısıyla vakit geçirecekti. Ne üdüğü belirsiz bir çocuk filmiyle değil.

"Dayı men sıkıldımmm.."

"Benim tatlı Darcy'im sıkıldı mı? Ne yapmak ister peki?"

"Oyun istiyoyum!"

"Pekala prenses ne oynayalım?"

"Bebekk!!"

Harry Darcy'yi kucağına aldı ve Darcy'nin odasına doğru gittiler.

~~~~~
"Bu Heyi bebek, bu Daysi bebek, bu anne bebek, bu da baba bebek... Anne bebek ve baba bebek biybiyini şeviyo ve Daysi bebek oluyo... Aaa Heyi bebeği kimse sevmiyo ama bu çok kötüüü!!"

"Yaa ne kadar üzücü, o zaman sen sev Harry bebeği?"

"Heyi bebek kocasız ama benden Heyi bebeğe koca olmaz ki!"

"Haha tatlı şey acıkmışsındır sen hadi yemek yiyelim."

Harry Darcy'yi kucağına alacaktı ki Darcy onu durdurdu.

"Yaaa Dayı Daysi acıkmadı, Daysi Heyi bebeği aşk olduymak istiyoy!"

"Aşk mı o da ne prenses?"

"Şen biymiyo muşun, anne ve baba biybiyine aşk olup Daysi yapmış. Şenin de Daysi'n olşun istemez mişin?"

"Benim zaten Darcy'im var bitanem."

"Ama şenin kocan yok ki!!"

"Bak bence biz biraz yemek yiyelim sonra konuşuruz bu konuyu."

"Ya hayıy! Şen kocan yok diye üzüyüyoysun!"

"Ben sahip olabileceğim en iyi aileye sahibim, şimdi lütfen yemek odasına gidelim."

Harry itiraz kabul etmedi ve Darcy'yi kucağına alıp yemek odasına adımladı.

~~~~

Darcy'nin önüne mamasını koydu ve pencereden bakmaya başladı Harry. Hava açıktı ve pencereden bakıldığında yıldızlar seçilebiliyordu. Yıldızlar ne kadar parlaktı bu gece. Gökyüzü bağrını ona açmış bir anne sevgisiyle onun zihnini kaplıyordu. Gökyüzü günahsızdı. Peki ya yeryüzü? Masumiyetini gökyüzü kadar muhafaza edebilmiş miydi o? Yoksa herkesi içine mi almıştı? Bütün sevilen detayları bir karadeliği andırcasına içine mi çekmişti? Belki de bunları yaparken tek isteği sevilmekti. Kimse gökyüzünü seyrettiği gibi yeryüzünü seyretmedi. Belki de kimse kendi oluşturduğu bu vahşet ortamını görmek istemedi. Peki burada yeryüzünün suçu neydi? Yeryüzü sevilmemenin intikamını almak istedi. Bütün sevilenleri sanki hiç yaşamamışlarcasına içine gömmek istedi. Kendi kirliliği örtmek için başka zihinleri kirletti. Özlem, hüzün, acı yeryüzünün menkıbesiydi. Acı içinde kıvranan ruhlar yavaşça gökyüzüne yükseldi. Hepsi kutup yıldıza hapsoldu.  Belki orada mutlu olabileceklerdi.

LAST BEST MEMORIES |Larry Stylinson| Two ShotHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin