''Sadece seni özlüyorum'' dedim korkarak anlamsız bakışlarla bana baktı
''Nasıl'' dedi ifadesiz bir sesle
''Bi-bilmiyorum'' dedim gözlerim dolmuştu nerdeyse ağlayacaktım kollarının arasından sıyrılıp koşmaya başladım arkama bile bakmadım koştum...
***************************************************************************************************************
''Sahil hadi kalk'' Babamın bana seslenmesiyle gözlerimi ovuşturdum penceremden içeri hafif hafif güneş ışıkları giriyordu biraz daha yastığım ve yorganımla boğuştuktan sonra yataktan kalktım odamdaki banyoya girip elimi yüzümü yıkadım. Daha sonra dolabıma yönelip okul kıyafetlerimi aldım her sabah 8 kalkıp bu iğrenç şeyleri giymek hiç de güzel değildi aslında. Üstümü değiştirdikten sonra makyaj masamın önüne geçtim ince bir eyeliner sürdükten sonra kalkıp saçımı yandan salaş bir örgü yapıp aşağı indim.
''Günaydın millet'' dedim babama ve Pamire seslenerek
''Günaydın'' dedi Pamir. Pamir beni büyüten kişiydi annem gibiydi kendisi şu anda 60 yaşındaydı ama hala bir genç gibiydi enerji doluydu annem öldükten sonra bana onun yokluğunu hissettirmemeye çalışmıştı bu yüzden içimde Pamire karşı ayrı bir sevgi vardı ona teyze dememdende hiç hoşlanmazdı sadece Pamir dememi isterdi bu yüzden bizde ona Pamir yada Pamir sultan derdik.Yavaşça sandalyemi çekip masaya oturdum Pamirin hazırladığı omleti çatalımla parçalarken babam dışarıya bakıyordu.
''Ne o daldın'' dedim gülerek yüzünü bana çevirdiğinde bir solukluk olduğunu hissettim
''Hastamısın?'' diye sordum çatalını elinden bırakıp tekrar bana baktı
''Hayır tatlım sadece bir şey hatırladım'' dedi önündeki peçeteyi alıp ağzını sildikten sonra yavaşça masadan kalkıp
''Afiyet olsun Pamir sultan, sende biraz hızlı ol Sahil çantamı alıp geliyorum'' dedi babam inene kadar bende ayakkabılarımı ve montumu giymiştim babam geldiğindede hemen arabaya bindik
''Ben artık okula kendim gelmek istiyorum''
''Peki'' dedi yine donuk bir sesle
''Bir şeyin olmadığına eminmisin?'' diye sordum tekrar ama o sadece başını sallamakla yetindi.Okula geldiğimizde arkadan çantamı alıp arabadan indim. Bu okulumun ilk günüydü kimseyi tanımıyordum etrafıma baktımda herkes grup gruptu arkadaş edinmek zor olacak diye düşünürken bir kaç kızın koşarak bana geldiğini gördüm.
''Selam'' dedi saçları sarı olan bir kız
''Selam'' dedim bende gülerek
''Ben Maya'' dedi kız elini uzatarak bende elini tutup ''Memnun oldum Maya bende Sahil'' dedim. Maya gülümseyerek ''Kaça gidiyorsun'' diye sordu bende yavaş yavaş yürümeye başlayarak
''11 sen?''
''Aynen bende hangi sınıfta olduğunu biliyormusun''
''Evet 11/B''
''Ciddimisin'' dedi Maya ağzı O şeklini almıştı
''Evet yoksa aynı sınıftamıyız'' dedim gülerek
''Malesef'''
''Peki neden ciddimisin diye sordun'' dedim bende şaşırarak
''Şey orada pek rahat edemezsin bence'' dedi gözlerini devirerek
''Neden''
''Meriç o sınıfta''
''Meriç kim?'' diye sordum merakla
''Meriç, Meriç Demir SOYLU okulun en belalı bir o kadarda havalı çocuğu'' dedi masum masum anlaşılan tüm kızlar bu çocuğa hastaydı. Okula girdiğimizde sınıfa tek başıma gideceğimi söyleyerek Mayadan ayrıldım sınıfa geldiğimde herkes yerinde oturuyordu nerdeyse heryer doluydu bir tek sarşının çocuğun yanı boştu ve çocuk aşırı derecede tatlıydı bu Meriç olmalı diye düşündüm yavaşça yanına gittim
''Boş yer yok acaba yanına oturabilirmiyim'' dedim utangaç bir şekilde kulaklıklarını çıkartıp bana baktı
''Boş yer yoksa banane''
''Boş yer varmı diye sormadım yanına oturabilirmiyim diye sordum'' çocuk kahka atıp bana baktıktan sonra
''Tabiki hayır'' dedi cidden çok sinir bozucuydu bu tavırlarıyla kızlar bunu nasıl seviyordu anlam veremedim
''Peki'' diyip çantamı yanına koyup oturdum
''Sana hayır demiştim'' dedi sinirli bir şekilde bende yüzüne baktıktan sonra çantamdan kitaplarımı çıkarttım ''Hayır dediysen banane'' dedi gülerek sinirle sıraya yumruk attıktan sonra ayağa kalktı o an etrafıma baktığımda herkes bize bakıyordu bir an yanaklarımın kızardığını fark ettim tam çantamdan kulaklığımı alacakken Meriç bileğimden tutup beni çekiştirmeye başladı.
''Ya ne yaptığını sanıyorsun bırak beni!''
''Sen kim olduğunu sanıyorsun'' diyerek beni kendisiyle duvar arasına aldı geçekten hiç bir insan kusursuz değildir sözüne inat doğmuştu bu çocuk gittikçe kolları bükülüyor ve bana yaklaşıyordu o an bir soru sorduğunu fark ettim
'' SAHİL SAYMAN'' diye bağırdım Meriçin yüzündeki o sinir bir anda yok olmuştu gözleri duygusuz bir şekilde bakmaya başlamıştı duvara bir yumruk atıp gitmeye başladı o sırada yere düşen bir demir sesi duydum. Meriçin arkasından gidip düşen şeyi aldım bu bir kolyeydi ve gerçekten çok güzeldi koşarak sınıfa gittim nefes nefese kalmıştım. Sınıfa girdiğimde zar zor ''Me-meriç ko-kolyen düş-düşmüş'' dedim karnımı tutarak Meriç ilk başta boynunu yokladıktan sonra hızlı adımlarla yanıma gelip kolyeyi elimden çekip aldı tam bir ÖKÜZDÜ insan bir teşekkür ederdi ama öküz işte ne beklersin. Meriçin arksından gidip sırama oturdum. Önümde oturan çocuğa yavaşça dokunup
''Hoca ne zaman gelecek'' diye sordum
''Ders boş takıl'' dedi çocuk gülerek tam önüne dönecekken tekrar bana dönüp
''Ben Mete sende Sahil olmalısın'' dedi
''Adımı nerden biliyorsun'' diye sorudm şaşkınlıkla
''Siz dışarıdayken Maya sordu seni''
''Ha tamam'' dedim gülerek sonra kulaklığımı takıp kendimi sıraya gömdüm.
''Kalk, kalksana kızım'' diye biri beni dürtünce başımı kaldırdım yukarı doğru baktığımda Mayayı gördüm
''Sonunda be 3 teneffüstür seni kaldırmaya çalışıyoruz öldün sandık''
''Ne dersleeer'' diye bağırdım
''Az yavaş ol yavaş'' dedi Meriç arkamdan ona pis pis baktıktan sonra tam ağzımı açıcaktım Maya eliyele ağzımı kapatıp
''2 dersiniz boştu 3. dersinizde spordu hoca isteyenleri maça götürdü sende uyuyunca Meriçte seninle kalmak zorunda kaldı'' diye açıkladı. O sırada Mete bağıra bağıra sınıfa girdi
''Gençler herkes eveee'' etrafına baktığında sınıfta sadece bizim oldğumuzu görünce kendini sıraya atıp ölmüş numarası yaptı yavaşça yanına gidip bende kendimi onun yanına atıp
''Öbür dünya güzelmiş demi lan'' diyip koluna vurdum bana bakıp güldü
''Diğer derslerde boş olduğu için müdür bize izin verdi yani şimdi bırak öbür dünyayı'' diyip kalktıktan sonra benide kaldırdı biz sevine sevine Meteyle Mayanın yanına giderken Meriç çantamı alıp yanımıza geldi
''Sağol'' diyip Mayanın yanına gidecekken bileğimdem tutup ''Eve hadi'' dedi
''Bıraksana ya eve kendim giderim''
''Hayır gidemezsin.Seni ben bırakıcam'' dedi Ayağımı sürüye sürüye onu takip ettim. Arabaya biner binmez radyoyu açtım. Radyoda Adele/I'll Be Waiting çalıyordu bende sessizce şarkıya eşlik etmeye başladım...
Media Sahil ve arabada dinledikleri şarkı umarım beğenmişsinizdir yorumlar değerli :**
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MAVİ GÜN
Teen FictionBir gün seç içinde mavi olsun ama öyle bir gün olsun ki sonsuzluğa uçalım ne beyaz nede siyah girsin aramıza saf bir mavi ile birlikte gökyüzüne uçalım seninle... Korkma saf kal ucuz olma güçlü ol Seni Seviyorum bir mavi kadar ancak son vakit ya bir...