Kapıyı sertçe çarpmıştım. Gözümdeki yaşları elimin tersi ile silmiş, titrek bir nefesi ciğerlerime doldurmuştum. Tekrar gelmek isteyen göz yaşlarımı.. başımı geriye doğru yatırıp göndermiştim.
Yatağımın kenarında ki kıyafetlerimi acele ile üzerime geçirmiş düzeltme fırasatı bile bulamadan evden kendimi atmıştım. Üzerimdeki tişörtü hemen düzeltmiş ve elimi ceketimin yakasına atıp onuda düzeltmiştim. Üzerime çeki düzen verip, ceketin şapkasını kafama geçirip ellerimi ceketimin ceplerine koymuştum.
O şerefsizin bana dedikleri aklıma geliyor ve kulaklarımı dayanamayacağım bir gürültü ile çınlatıyordu. Olduğum yerde durdum ve başıma giren korkunç ağrı ile ellerimi başımın iki yanına koydum. Saçlarımı çekiştiriyor, gözlerimi sıkabildiğim kadar çok sıkıyordum.
Dayanacak gücüm kalmamış ayaklarım ise artık beni taşıyamaz hâle gelmişti. Gözlerim kararmış kendimi soğuk ve sert olan o kaldırıma bırakmıştım. Telefon pantolonumun cebinden çıkmış, kenara doğru sürüklenmişti. Elimi uzatıp almaya çalıştım fakat kafamın içindeki siktiğimin şu sesi susmuyordu.
Zorda olsa uzanmış ve yelefonu elime almıştım. Ekranı açıp, ekran kilidini girdim ve arama kısmına basmıştım. Telefonda yazanları gözümdeki yaşlar nedeniyle göremiyordum. Gözlerimi kapatıp derin nefes aldım ve tekrar açıp gözlerimi sildim.
Hemen numarayı bulup tıklamış ve yavaşça kulağıma götürmüştüm. Titrek bir nefes almış ve hıçkırmıştım.
"Nolur Jin hyung, l-lütfen aç yalvarırım.."
Bacaklarımı karnıma doğru çekmiş ve telefonun açılması için dualar etmeye, yalvarmaya başlamıştım. En son telefon açılmış ve jin hyungun o hayran kaldığım sesi kulaklarıma ilişmişti.
"Jimin.. hey orda mısın? Endişeleniyorum bebeğim ses ver nolur."
Endişeli sesini duyduğumda hafifçe gülümsemiştim. Sanırım bu dünyada beni önemseyen birtek o ve Jungkook vardı. Daha fazla bekletmeden sertçe yutkunmuş ve dilim ile kuruyan dudaklarımı çaresizce ıslatmıştım.
"Huyung, hyung iyi değilim lütfen beni burdan al burası çok s-soğuk ve korkunç."
Zorda olsa dudaklarımdan son kalan gücüm ile konuşmuştum jin hyungun telaşlı sesi gelmeye başlamıştı. Fakat kulaklarım tekrar uğulduyor sesler ise boğuk boğuk geliyordu.
"Bizim evin oralardayım lütfen gel."
Son kelimelerimi de söylemiş gözlerimi kapatmıştım. Telefon elimden kayıp yüzümün yanına düşmüştü. Titriyordum. Soğuktan değildi, korkudandı. Korkudan titriyor vicudum ile beynimi hissetmiyordum.
Sırtımdaki kanayan yara canımı fazlasıyla yakıyor gücümü daha çabuk tüketmemi sağlıyordu. Bilincim yavaşça kapanmış ve kendimi karanlık fakat derin bir uykunun kollarına bırakmıştım.
(...)
Yazardan
"Hey doktor bey o iyi değil mi?"
Jin doktorun kolunu tutmuş ve aklına gelen tüm soruları ona yöneltiyordu. Doktor ise yerinde durmuş ve Seokjin'e dönmüş derin bir nefes alıp konuşmaya başlamıştım.
"Bakın efendim çok fazla yara almış ve vicudunun belirli bölegelerinde ise fazlaca darp izi var. Bunun nedenini biliyor musunuz?"
Seokjin aklına gelen şeylerle titrek bir nefes almış ve doktora doğru başını kaldırıp olumsuzca sallamakla yetinmişti. Bunu Jimin'inin izni olmadan kimseye anlatamazdı. Zaten tek bilenler Jungkook ve Seokjindi.
Doktor başını sallamış ve Jimin'in dinlemsi gerektiğini söyleyip yanlarından ayrılmıştı. Namjoon yavaşça nişanlısına doğru yaklaşmış onu kendine çekip sıkıca sarılmıştı.
"Şhh.. bebeğim biraz sakin ol. Jimin iyi olacak buna eminim. O güçlü birisi." Namjoon sevgilisinin saçlarını okşamış ve onu rahatlatmak için nazikçe konuşmaya başlamıştı.
"O, o adamdan nefret ediyorum Namjoon." Jin sinirle söylemişti. Ağlamasına rağmen sesi güçlü çıkmış ve gözlerini duvarın bir köşesine sabitleyip sinirle konuşmuştu.
"Bebeğim Jungkook'u aradım birazdan burada olur." Namjoon sevgilisinin saçlarına öpücük kondurup konuşmuştu. Jin ise Namjoon'un dediklerine sadece başını sallamıştı. Konuşacak hali ve gücü yoktu. Jimini o şekilde görmek her seferinde onu bitiriyordu.
"Jin hyung! Jimin.. o nerde?" Jungkook gelmiş ve koridorun yarısındayken Seokjin ile Namjoon'u görmesiyle hemen bağırıp yanlarıne gelmişti. Namjoon hemen Jungkook'a dönmüş ve konuşmuştu.
"Jungkook sakin ol hastanedeyiz ve Jimin şuan iyi. Doktor onu konrol etti ve dinlenmesi gerektiğini söyledi. Bizde burada bekliyoruz. Biraz uyusun ve dinlensin yarın çıkacak zaten."
Jungkook pür dikkat abisini dinlemiş ve derin bir nefes almıştı hâlâ sinirliydi. Gözlerini kapattı ve elini şakaklarına götürüp biraz masaj yaptı. Gözlerini açıp Jimin'in odasına ilerledi ve kapıyı açıp yavaşça içeriye girdi. Arkasından Namjoon ve Jin de geliyordu.
Odaya gelmişlerdi. Jin arkasından kapıyı kapatmış ve diğerlerini yanına gelmişti. Jungkook hemen Jimin'in yanına ilerleyip dizlerinin üzerine çökmüş ve Jimin'in serumlu elini büyük ellerinin arasına alıp masum ve narin bir öpücük kondurmuştu.
Namjoon, Jin'i kolunun altına alıp kendine çekmiş ve Jimin'in iyi olacağına dair şeyler söylemeye başlamıştı.
Jungkook jimin minik elline ardı ardına nazik öpücüklerini konduruyor ve ona iyi olacağını herşeyin geçeceğine dair şeyler söylüyordu.
Dördü de camın ordan kendilerini izleyen yeşil saçlı genci fark etmemiş öylece durmaya devam etmişti. Jimin yavaşça gözlerini açmıştı. Kurumuş olan dudaklarını diliyle ıslatmış ve yüzünü buruşturmuştu. Gözleri bulanık görüyor, başı hala ağrıyordu. Gözlerini tekrar kapatmış ve yavaşça tekrar açmıştı.
Camın orda kendisini izleyen yeşil saçlalı çocuğu görmesi ile irkilmiş dudakları yavaşça açılmıştı. Gözlerini birkaç kez kırpıştırdı. Ama o hâlâ orada Jimin'e bakıyordu.
Jimin'in uyanması ile Jungkook Jimin'e seslenmiş. Namjoon ile Jin de yanlarına gelmişti. Jimin gözünü camdan ayırıp Jungkook'a ve diğerlerine bakmıştı.
Gözünü tekrar cama çevirdiğinde ise yeşil saçlı çocuk orada değildi. Kaşları hafifçe çatılmıştı.
"Jiminie neye bakıyorsun hm?" Jungkook'un yönelttiği soru ile Jimin başını Jungkooka çevirmiş ve başını olumsuzca sallamıştı.
"Hiç, hiçbirşey hayal gördüm sanırım." Jimin derin bir iç çekmiş ve zorda olsa burukça yanında duran abilerine ve en yakın arkadaşına gülümsemişti..
Selam değişik bir kurgu ile geldim. Umarım beğenirsiniz ve seversiniz. Lütfen oy verip yorum yapmayı unutmayın. Şimdiden teşekkür ediyorum hepinize. 😇
Yoonmin ile kalın..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BOUNDARY [yoonmin]
Fanfiction" Hadi ama Park Jimin benimle motorun üzerinde sevişmek istemez misin? "