bölüm bir ϟ kuklacılar ve kuklaları

1.5K 36 329
                                    




KUKLACILAR VE KUKLALARI

GİRİŞ: Veyl
"Kimin kuklasıyız?"

ϟ

Kuklacı bir kibrit yaktı, geçmişinde
Gelişi güzel bir yalan uydurdu,
attı ortaya
kuklalar seçti, kendine.
Kuklacı ateş almış kibrit çöpüyle
bir mum yaktı, geçmişinde
Geçmiş, geleceğe çevirdi saatinin akrebini. İkinci kukla mumu üfledi.
Akrep yelkovanı soktu.
Geçmiş geleceğe kan kustu.
Gelecek aşık oldu, kan kusmuş geçmişe
Kimisi şeytanın kuklası oldu, kimisi tanrının.

Şeytanın kuklası yalancı,
yalancının kuklası insan oldu.
Tanrı fısıldadı çaresizce kuklacıya; "yalancının kuklasısın."
Şeytan fısıldadı tilki dolu düşüncelerle kuklacıya; "tanrının kuklasısın."
Şeytan emir verdi,
kuklacı yalanı attı ortaya
Kuklacı şeytanın kuklası oldu,
her şeyi bile bile
Kuklacının geçmişinde yaktığı kibrit
geleceğini yaktı, gözleri önünde
Kuklacı çok geç kaldı,
Kan kusturduğu geçmiş için.
Bu yüzden yandı kuklacı,
veyl ateşinde.

Nefret o kadar güçlü bir duygudur ki sevgiden beslenir, intikam kusar.

ϟ

Kuklacı bir kibrit yaktı.


Bir kız yürüdü, öleceğini bile bile
Yine de attı kendini celladının eline.


♪ olur ya, Yalın
♪ sıcak şarap, Batuhan Kordel
♪ all the lies, The Vamps

ϟ

Bedeniniz yürümeyi öğrenebilmişken ruhunuzun hala emeklediğini hissettiniz mi hiç? Sürekli yerinizde saydığınızı ve bir gram aklınızın bile yerinden uçup nereye gittiğini düşündünüz mü?... Benim düşünecek çok zamanım oldu, büyük kocaman bir evin karanlık odalarında kendi sorularımı ve kendi cevaplarımı bulacak kadar çok düşündüm. Geçmişimi Kendi gökyüzüme yerleştirdim ve her birini bir yıldıza verdim eğer olur da bir gün geleceğim geçmişime değerse diye ve yıllarca hapis hayatı sürdüğüm karanlık odalardan bir aydınlık olarak doğabilmek için.

Yağan yağmur yüzünden kaldırımlarda koşuşturan insanlar, trafik tıkalı olduğu için kuyruk oluşmuş yollar ve ağır ağır yürüyerek yağmura kafa tutan ben. Şimşeklerin tepemde çaktığı gökyüzü beni durağa kadar geçirmiş, ıslanmaktan alıkoymuştu.

Elimdeki evrakları heyecanla tutmuş sevinçle yeni hayatımın ilk günü için otobüs bekliyordum. İlköğretim dönemim hariç bütün öğretim yıllarım evde geçmişti ve şimdi üniversiteyi tam burslu kazanmıştım. Birazdan durağa gelecek olan otobüse binecek ve sekiz durak sonra inerek üniversitemin kapılarından içeri girecektim.

Beyaz şişme montumun şapkasını indirmeyi akıl ederken durakta otobüs bekleyen insanların arasından biraz daha uzağa adımladım. Genellikle okula gitmek için bekleyen öğrenciler durağın altına sığınmışlardı. Kızlardan saçı kumral olan diğer kıza göre biraz daha kısaydı, yeşil gözlere sahipti ve kaşlarını çatmıştı. Kızgın gözlerle gelecek otobüsün yoluna dalgın ve düşünceli bir şekilde baktığını fark ettim. Asık suratına rağmen görüntüsüyle dikkat çekiyordu, istemesemde kızdan gözlerimi alamamıştım. Çantasını tek omzuna takmıştı, üzerine yapışan kırışmış gömleğinin kolları kıvrılmış ve kravatı gevşekti. Kısa görünsün diye belini kıvırdığı kareli eteğinin arkası hafifçe aşağı sarkıyordu. Gözüme bu haliyle dağılmış göründü. Altında çorabı bile yoktu, bu soğuk havada üşümüyor muydu bu kızcağız? Dizine kadar uzanan siyah botlarında çamur vardı. Yağmur kurumuş olan çamur lekelerini biraz olsun gidersede üstlerine bir yenisi de üstüne katıyordu, ne zamandır silmiyordu o botları? Kafasındaki düşüncelerden dolayı kendine bakmadığı belliydi.

kuklacılar ve kuklalarıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin