Karanlık desem karanlık değil aydınlık desem aydınlık degil...
Üşüyorum, titriyorum, Canim acıyor...
Korkuyorum.
Lanet olsun yine başlamıştı. Bedenim bana ait degil sanki. Nefret ediyorum beni bu hale getiren bu adamdan. Beni tek rahatlatan şeyden mahrum bırakıyordu. Sadece küçücük bir hap... Sonra hersey normale dönecekti.
Annem icin savasmam gerekiyor...
Ama şimdi bu krizi atlatmaliyim.
Lanet beyaz duvarlara bir göz attım. Uyumak istiyordum. Duvarin köşesinden kalkip yürümeye çalıştım. Titreyen bedenimle bu cok zordu...
Dolabin raflarını karıştırmaya başladım. Buralarda birşeylerin olmasi gerekiyordu.
Evet...
Burdalardi iste... Uyku hapları.
Birazda olsa rahatlayabilirdim. Titreyen ellerimle hapları içtim.
Geçicekti... Bir kac dakika sonra hersey düzelecekti. Ayaklarimin beni daha fazla taşiyamayacagini düşünerek yataga göz attım. Beni bekliyordu...
Düşmemek için caba göstererek yataga girdim. Duvarin köşesinde duran kameraya baktim.
Beni izliyorlardi. Nasil acı cektigimi izliyorlardi. O an kameraya birşeyler firlatmak istesemde yapamadim. Vücudum agirlasmisti ve kendimi yataga attim...
Gözlerimi açtığımda etrafımda karanlık yüzler vardi.
Lanet doktorlar ellerindeki kâğıtlara birseyler dolduruyorlardi. Onlari takmayarak arkami döndüm. Gözlerim kapalı gitmelerini beklerken konuşmalarının arasında adımı duydum...
Başarmıştım galiba inandirmistim onlara az kalmıştı anneme kovusamama.
" Ömür istiyormusun hala onu ?"
Güldüm ve "tabiki" dememek için kendimi zor tuttum...
Kendimi inandirmam lazimdi. Sakin bir sesle cevap verdim.
" Hala inanmıyormusunuz yoksa 4 aydir bu lanet yerde onu nasil isteyebilirdim...
"Peki o zaman gözlerimin içine bak" dedi ve elindeki haplari bana uzatti.
Benimle dalga geçiyordu , oyun oynuyordu , iskence cektiriyordu. Ihtiyacim vardi hemde cook.
Tırnaklarımı avucumun içine iyice bastırdım ve dişlerimi sertce sıktım. Buradan çıkmam gerekiyordu. Onu istememeliydim. Gözlerimdeki sıcaklığı hissettim , öfkeyi , umutsuzlugu başarabilirmiydim ? Sorun çıkartmadan buradan kurtulabilir miydim.
Yapmak zorundaydim.
Annemi , arkadaşlarımı ve o nefret ettiğim okulumu bile özlemiştim. Bunu yapabilirdim.
Ayaga kalktim ve Titreyen ellerimle hapları alıp yere attım. Bir iki adim attım camın önüne ilerledim arkam dönük cevao verdim.
" Hiç onları ister gibi bi halim mi var ? dedim. Icimden inanmasi için dua ederken cevap verdi.
" Bizde öyle düşünüyorduk zaten. Artık özgürsun bir kac saat sonra annene ve temiz bir hayata yeni bir sayfaya merhaba diyeceksin. Bundan bir ders çıkardığını umuyorum" dedi ve odadan çıktılar.
Elimi sertce duvara gecirip aşağıya çıktım hem sinirliydim hem mutlu...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KARANLIK
ComédieKainat Denen Nesnenin İcinde En Çok Sevdiğim Yürek Üstüne Titredigim Insan Kalbi Senin Göğsündekidir...