4

530 66 32
                                    

Bölüm Jeno'dan ;)

Bomboş bir günün ardından Brian'ın gitarını yere düşürmesiyle apar topar Kino'nun stüdyosuna gitmiştik.
Normalde bu gibi durumlarda akorları ben ayarlardım. Fakat Brian öyle düşürmüştü ki, tellerinin kopmasını bırakın, teller kıvrılarak göz kırpıyorlardı bana.

Jaehyun'un karavanındayken Brian'ın ağlamasını zar zor durdurmuştuk. Bu gitar onunla birkaç yıldır beraberdi ve her festivalde onunla çalmıştı. Ona şans getireceğini düşünüyordu.

Kino siyah bir masanın üzerinde duran gitarı inceliyordu. Gri saçları güzelce önüne düşmüş, düşünürken dudağının altındaki iki piercingle oynuyordu.

Kino'yla bir yarışmada tanışmıştık. Onu her zaman bir abi gibi görmüştüm. Bizim gruptan daha yüksek bir plan aldıklarında şaşırmamıştım bile. Mükemmel çalıyordu ve kendi stüdyosu vardı.

"Tellerini yenilemek lazım. Ve bu sefer daha kalın kullanacağız. Akustik veya klasik olsaydı aynılarını kullanmamız mümkün olurdu. Fakat elektroda bu zor, hatta imkansız. Daha kalınlarını takmam senin için sıkıntı olmaz dimi, Brian?"

Brian yırtık pantolonunda sökülmüş iplerle oynarken kafasını kaldırıp Kino'ya baktı. Dalgın gözüküyordu.

"Hayır, sadece bir daha kullanabilsen yeter."

Kino ona gülümsedi ve gitarı arkaya götürdü. Brian'ın yerinde olsam şu an yeni bir gitar almıştım. Zaten Kino tanıdıktı. Daha güzel bir gitar alabilmemiz için elinden geleni yapardı.

Ben Brian'ın yanına gidince ayaklarımı önümdeki siyah cam sehpaya uzattım.
Ellerimi gri saçlarım arasından geçirdim ve kafamı geriye yasladım.

Festivale yaklaşık bir buçuk hafta kalmıştı ve biz hâlâ baterinin ritmini çözememiştik.

Bu aklıma gelince yanda bateriyle uğraşan Wendy'e gözüm takıldı.

Arkasında kırmızı ledler vardı, önünde duran mat siyah bateriyi inceliyordu. Atak yapabilmesini kolaylaştıracak şekilde ayarlanmıştı bateri.

Wendy eline bagetleri aldı ve çevirdi.
Bu hareket ona çok yakışıyordu. Hayatımda aldığım en doğru kararlardan biri Wendy'i bande almaktı. Beni bir kere bile hayal kırıklığına uğratmamıştı.

Kino ellerinde gitar telleriyle gelip karşımızdaki kırmızı deri koltuğa oturdu. Yavaşça ayaklarımı sehpadan çektim. Ve ona doğru eğildim.

Ellerindeki yüzükleri çıkarıp kenara koydu. Gitarı sehpanın üzerine koydu ve incelemeye devam etti.

O sırada Brian elini kalbinin üzerine koymuş derin derin nefes alıyordu. Onun bu hâline güldüm. Bana çirkef bi' bakış attı.

Kino tellerin birkaçını hallederken Yuta tekerlekli sandalyeyle stüdyoyu dolaşıyordu. Etrafta bas gitar görememişti ve bunun yüzünden Kino'ya sürekli laf atıyordu.

"Bas gitarlarımı arka odada tutuyorum. Satılmalarını istemiyorum, fazla iyiyiler."

Kino, Yuta'ya dönüp göz kırptı. Yuta hızla oturduğu sandalyeden kalktı ve giriş kapısının ilerisindeki mat siyah kapıya doğru koştu. İçeri girdikten biraz sonra birkaç patırtı koptu.

Kino'nun tepkisine bakmak için gözlerimi biraz kısarak ona baktım. Lider olarak, gitarlara bir şey olduysa bunun sorumlusu ben olacaktım.

Fakat Kino seslere hiç takılmadı. Telleri büyük bir dikkatle düzeltiyordu.

Kino büyük bir gülümsemeyle, sanki birisini kurtarmış gibi kendini alkışlamaya başladı. Düşüncelere dalıp giden Brian birden kendini yere attı ve ağlamaya başladı.

thunderstruck | nct - [musician!au]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin