-Herşey için teşşekkürler Mia,hep yanımdaydın.
Mia gülümsedi ve 'herzaman' dedi.Hastaneden çıkmış,arabayı park ettiğimiz yere doğru yürüyorduk.Karnım epey acıkmıştı.Zaten muane için sabah sabah bir saat beklemiştik.
-Çok acıktım ya.Bir yerlerde birşeyler mi yesek?
-Aynen,bende acıktım,bak şurda bir kafe var,orda yeriz birşeyler.
-Tamam,menülere bakarız.
Yolun karşı tarafına geçip kafeye doğru yürüdük.Kafeye geldiğimizde kapıdaki menüleri okumaya başladım.Döner?
-Döner ne?
-Bilmem,bir çeşit türk yemeği galiba,birkere yemiştim.Tadı çok güzeldi,yiyelim istersen.
-Olur,denemekte fayda var.
Kendimi bildim bileli Türkiye'ye gitmek istiyordum.Herşeyiyle farklı bir ülkeydi brnim için Türkiye..Yirmi iki yaşındayım,pasaportum var,türkçeyi biliyorum,ve babam,babam Almanyadaki büyük iş adamlarından,yani ailem oldukça zengin,ama Türkiye'ye gidemiyorum,haksızlık bu! Ben kendi iç sesimle savaşırken,Mia siparişleri vermiş,yer arıyordu.Alt katta yer bulamayınca üst kata çıktık.Zaten ben en çok kafelerin üst kastlarını severim.Derken sonunda bir masa bulmuştuk,Mia oturdu,bende peşinden tam karşısına oturdum.Siparişleri beklerken Mia'nın telefonu çaldı.Mia ayağa kalktı ve eliyle bir işareti yapıp,'hemen gelicem,sen siparişleri bekle' dedi.Bende olumluca kafamı salladım.Mia aşşağı inmişti,ve beklemeye başladım.Kafenin üst katı,yani bulunduğum yer,rengarenk masalarla kaplıydı,duvarlarda tablolar,yerlerdede masalar gibi rengarenk küçük halılar vardı.Ben kendimi mekanı izlemeye kaptırmışken biri yaklaştı ve'siparişleriniz' diyerek masaya siparişleri bıraktı.Kafamı kaldırdığımda bir çift simsiyah gözle karşılaştım.Okadar güzeldi ki..Vücuduna doğru baktığımda,garson kıyafeti kollarına yapışmıştı ve tüm kaslarını belli ediyordu.Ben daha önce böyle birini görmemiştim,Ronaldo da bile böyle bir vücut yoktu sanırım.Ben onu hayranlıkla izlerken 'öhöm' diye ses çıkardı.Sanırım onu izlediğimi farketmişti.Birden utanarak kafamı başka yöne çevirdim.Oda masadan uzaklaşarak alt kata indi.İnanamamıştım..Neydi o? Taş,kaya,meteor? Ben hala şaşkın şaşkın düşünürken Mianın merdivenleri çıktığı gördüm,hemen yan tarafında da o biraz önceki esmer çocuk..Ben Mia'yı unutmuş ve yine gözlerimi ona kilitlemiştim,her haraketini izliyordum.Yürüyüşünü,masaya eğilişini,siparişleri bırakışını,geri kalkmasını ve dudaklarını büzüşünü..
-Lena? İyi misin?
-Aa ben şeyim,iyiyim,yani sanırım öyleyim.
-Niye,bir şey mi oldu?
-Hayır ya,bir şey yok,daldım galiba biraz.
Biraz mı? Tamamen ona dalmıştım..
-Ee siparişler gelmiş,niye başlamadın?
-Bilmem,seni bekledim.
-Tamam,başlayalım ozaman çünki geç kalıyoruz.
-Arayan kimdi?
-Arkadaşım.
-Arkadaş?
-Tamam,yakın bir arkadaş..
-Ne kadar yakın?
-Lena..Çok yakın tamammı??
-Waw,Mia,yoksa senin,senin bir sevgilin mi var?
-Evet Lena,bak,bunu sana söylüyorum,aramızda kalacak tamam mı? Daha çok erken,şuanlık ailemin bilmesini istemiyorum.
-Tabiki..Söylemem..Adı ne?
-Ömer.
-Ömer? Nereli ki?
-Türk,hatta İstanbullu.
-Türk mü?!
Mia'nın söylediği şeye inanamamıştım..Mia bir türkle mi çıkıyordu? Türkün Almanyada ne işi vardı? Nasıl tanışmışlardı? Acaba nasıl bir tipti?
............................
Arkadaşlar lütfen hikayemi okuyun..Bölümler geç gelebilir şimdiden özür dilerim ama malum teog var ve zar zor yazıyorum..Ayrıca Lena için karakter arıyorum,önerile