öhömm şey bu kitap one shot olacak ama farklı yani biraz uzun tutmaya çalışacağım için yaklaşık 5 bölümlük bir oneshot olacak.
aman ne güzel vanşat..
neyse iyi okumalar dilerim♡
-----------------------------------------------Ağrıyan başımın acısı bir türlü dinmiyor, önümdeki bilgisayara baktıkça daha da katlanıyordu.
Dirseklerimi çalışma masasına dayadım ve işaret parmaklarımla orta parmaklarımı birleştirip şakaklarıma koyarak ovmaya başladım.
Psikologluk hayatımda ilk defa bu denli tuhaf bir hastaya rastlamıştım. Hiçbir şeyi yoktu lâkin ne konuşuyor, ne hareket ediyor ne de bunu yapmaya bir efor sarfediyordu.
Yaklaşık 1 aydan beri özel olarak onunla ilgileniyordum. Özel bir hastanede çalıştığımdan dolayı, hastane bana başka hasta yönlendirmeyip birebir bu hastamla ilgilenmem için, aile izniyle beni evlerine yönlendirdi.
1 aydır kendi evime uğramıyordum. Hatta resmen bu ailenin bir parçası olmuştum. Bayan Min bana tek oğlu, hastam Yoongi'den farklı davranmıyordu. Tabii hastalığından dolayı onun üzerine daha çok düşüyordu lâkin bana da sanki annemmiş gibi davranıyordu.
Şikayetçi değildim. Sadece Yoongi bu bir aylık süreç içerisinde uyguladığım tedavilerin hiç birine olumlu bir tepki vermemişti. Hiç ilerleme kaydetmemiştik. Ama gerilemede yoktu. Tedaviye başladığımdan beri durum stabil ilerliyordu. Bu Bayan Min'i de Bay Min'i de beni de oldukça üzüyordu. Böyle gitmeye devam ettikçe, her akşam Yoongi'nin durumu hakkında aldığım notları kopyala yapıştır yapmaya devam edecektim.
Bu gece, bir aylık süreç içerisinde aldığım tüm notları gözden geçirdim. Tarihler dışında pek farklı şeyler yazmıyordu. Bu dosyayı hastaneye nasıl göndereceğim sorusu başımın etini yiyordu ve ben, baş ağrısından bayılmak üzereydim.
Okumuş olduğum ve her yılını birincilikle tamamladığım, 4 yıllık üniversite döneminin üzerine yeterli görülmeyip, 2 yıl süren yüksek lisansın ardından kısa da olsa çalışma süremin içinde, daha önce hiç bu kadar zorlanmamıştım. Elimden gelen ne varsa uğraşıyor, belki bilmediğim bir hastalık vardır diye araştırmaya devam ediyordum. Ama ne psikolojik ne fiziksel ne de ruhen böyle bir hastalığa ulaşabilmiştim.
Bayan Min'in anlattığına göre bir sabah uyandığında Yoongi'yi öyle bulmuşlardı. Bir şey olmadan bu hâle gelmiş. Gördüğü bir rüyanın beyninin sol hemisferinde bulunan konuşma merkezini etkileyip etkilemeyeceği konusunda çok düşünmüştüm. Ailesinden aldığım diğer bilgilere göre de "Afazi"* olmasına sebep olacak bir şey yaşadığı da yoktu.
Bunların hepsini not etmiştim. Hareket bozukluğuna gelirsek de "Parkinson"** olup olmadığı konusunda tekrar Bayan Min'le konuşmaya geçmiştim.
Yoongi'yi böyle bulmadan önce mimiklerinde bir azalma olup olmadığını sordum. Bayan Min ise bana Yoongi'nin genelde çok hareketli olmadığını söyledi. Konuşmasının nasıl olduğunu sorunca, sakin bir kişilikte olduğundan dolayı, yavaş konuştuğu, konuşmalarında duygulara asla yer vermediğine dair bir şeylerden bahsetti. Ve bunun gibi bahsettiği çokça şeyler hayatı boyunca onda olan ve Parkinson Hastalığının büyük belirtilerindendi. Eğer Yoongi bu hastalığa sahipse şu an son evresindeydi. Bunun tedavisi, beyin pili ameliyatıydı ama bu ameliyatı olabilmesi için parkinson tanısının konulması ve üzerinden 5 yıl geçmesi gerekiyor.
Tanrım..
Ellerimi şakaklarımdan indirip önümdeki ekranın, sağ alt köşesinden saate baktım. 23.37, saat gece yarısına gelmişti ve ben Yoongi uyuduğundan beri burada oturup belki yeni şeyler bulurum umuduyla araştırma yapıyordum. Ama aynı şeylere çıkmaktan ve beynimi zonklatıp, gözlerimi ağrıtmaktan başka bir şey yapmamıştım.Kemik gözlüklerimi çıkartıp, masanım üzerine bıraktıktan sonra gözlerimi ovaladım. Saat geç olmuştu, bu nedenle dosyayı ayarlayıp, hastaneye gönderme işini yarına bırakmıştım.
Ekranı kapatıp yavaşça ayaklandım ve kollarımı kaldırarak gerildim. Saatlerdir kıpırdamadan oturduğumdan dolayı, gerilince sırtımdaki kemiklerin kütürdediğini duydum.
Derince bir nefes alarak ellerimi saçlarıma geçirdim ve karıştırdım. Başımın ağrısı sağ tarafıma çok kötü bir şekilde vuruyordu. Yatağa ilerleyip yorganı kaldırdığım sırada kulaklarıma ilişen ağlama sesiyle, bir müddet hareketsiz kaldım ve dinlemeye başladım. Lâkin bu süre zarfında bir ses gelmeyince, başımın ağrısındandır deyip yatağa girerek gözlerimi kapattım. Kendimde en çok sevdiğim huyum buydu işte. Kafamı yastığa koyar koymaz uyuyordum.
------------------------------
*afazi: Beyinde meydana gelen bir hasar sonucu, sol hemisferde bulunan konuşma merkezini etkileyince ortaya çıkan dil bozukluğu.
**parkinson: ilk kez 1817 yılında titrek felç olarak literatüre geçmiştir. Beyin hücrelerinde kayıp ile seyreden, kadınlara oranla erkeklerde daha sık görülen, yavaş ilerleyen bir hareket bozukluğudur. İleri yaşlarda görülen hastalık en sık 40-70 yaş aralığında ortaya çıksa da Parkinson Hastalarının %5'lik bir kesiminde hastalık 20-40 yaş arasında da ortaya çıkabilir.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SOPE SMUT #2|•OS
FanfictionBU BİR SOPE ONE SHOT SMUT KİTABIDIR! -semeseok -ukegi -Hoseok: 24 -Yoongi: 25