O günü hatırlıyorum hala dün gibi bugün gibi. Nasıl unutucam ki ? Bir erkek çocuğun en çok güvendiği , güç aldığı , ona benzemeye çalıştığı onu örnek aldığı kimi var dır? Babası.
Bir cumartesi günüydü haftasonu bende abiyim Meleğ'in ödevlerini yaptırıyordum. Mız mızlanıp duruyordu yapmak istemiyordu.
" Ne kadar kolay bunlar ya yapar benim kardeşim" diye gaz veriyordum.
Melek'de tabi küçüklük aklı "ben yaparım ben abimin kardeşiyim" diyordu sonra yumruk yapıp vuruyorduk.
Daha 4. sınıftı tabi bi benim yaşıma gelsin ne dersler görcekti. Annemde mutfakta babama ihtiyaçları söylüyordu. Meleğ'in ödevini bitirdik çizgi film açtı onu izliyorduk.
Ben izliyormuş gibi yapıyordum arada "sen olsan napardın abi ?" gibi sorular soruyordu bende biseyler sallıyordum.
Annem sofrayı hazırlamıştı babamı bekliyorduk. Bende yakın arkadaşım Arda ile mesajlaşıyordum arada mallıklarını falan anlatıyordu gülüyodum sonra annem bana bi bakış atıyordu ciddi oluyordum.
Annem babamı arıyordu fakat babamın telefonu kapalıydı. Babam bi mafya korumasıydı silah falan taşıyordu bende tabi silahlara merakla büyümüştüm hep.
Annemi bi numara aradı açtı konuşmaya başladı kimsiniz? Ne oldu? Nasıl oldu ? Nerde? Gibi sorular soruyordu.
Annem telefonu kapatır kapatmaz ağlamaya başladı ilk defa böyle ağladığını görüyordum. Yukarıya yatak odasına koştu bende peşinden gittim montunu giydi heryerde çantasını arıyordu.
"Anne noldu ? Nereye gidiyorsun ?" Sorularıma cevap vermiyordu.
Sadece ağzından "Baban, baban yoğun bakımdaymış." dedi. Başımdan aşşağıya kaynar sular dökülmüştü. "Sen kardeşine bak evde ben hastaneye gidiyorum" dedi.
Merdivenleri hızla indi ve gitti.İçimde çok kötü hisler vardı. Olayın şokuyla donmuştum ki Meleğ'in ağlama sesiyle irkildim. Korkudan titriyor, yanaklarından gözyaşları birer birer süzülüyordu.
"Yok abim , yok meleğim bişey yok korkma bak ben yanındayım" dedim sonra kucağıma aldım kocaman sarıldık. Öyle oturduk zaten Melek başı omzumda uyuya kalmıştı. Onu koltuğa yatırıp annemi aradım ama telefona bakmıyordu.
Babama nasıldı ? Ne olmuştu ? Aklımda bir sürü soru vardı. Pes etmeden tekrar aradım ve sonunda açtı. Annem ağlamaktan konuşamıyordu bile ben ard arda soru yağmuruna tutmuştum.
Sadece " babanın durumu çok ciddi Savaş" dedi " anne nerdesin, hangi hastanedesin ?" dedim.
Hastanenin adresini alıp kapattım telefonu Meleğ'in üstüne mont giydirdim bir de üşümesin diye annemin şalını verdim üstüne kucağıma aldığım gibi evden çıktım. Çıkmadan dedimi aramıştım bizi almaya o gelmişti.
Herşeyi anlattım arabada dedem birsürü soru sormuştu ama hiçbirinin cevabını bilmiyordum. Hastaneye vardığımızda hızla Melek'le hastanenin kapısına koştum ordaki danışmadan bilgileri öğrendikten sonra hızla merdivenleri çıktım zaten annemi görmüştüm.
Yanına koştum ağlamaktan gözleri kızarmıştı babama baktım camdan, hareketsiz yatıyordu. Ben eski babamı istiyordum o güçlü , dimdik duran babamı.
Dedem de danışmadan bilgileri almış olmalı ki yanımıza geldi annem dedeme sımsıkı sarıldı. Sabaha kadar kimse hiçbirşey konuşmadı sadece bekledik.
Annem birşeyleri biliyordu ama susuyordu ya da susmak zorundaydı.
Sabah olduğunda doktorların babamın odaya koşuşuyla hepimiz cama gittik. O kalp makinesi durmuştu annem bağırarak
" Murat beni bırakma nolur bırakma beni Murat" diye hıçkırarak ağlıyordu o üzüntüyle yere yığılmıştı.
Hemşirelere bağırdım annemin sedyeye yatırıp bi yere götürdüler Melek zaten ne olduğundan habersiz sadece korkudan ağlıyordu, dedem ne yapacağını şaşırmış titriyordu.
Yoğun bakımın camını kapattılar artık göremiyorduk. Annemin yanına koştum anneme sakinleştirici vermişler sedyede yatıyordu ben çaresiz bi anneme, bi babama koşuyordum ve işte hayatımı karartan haber gelmişti babamı kaybetmiştik.
Doktor bu haberi verdiğinde şoka girmiştim hareket edemiyordum hiçbirşey düşünemiyordum kulaklarım da annemin sesi yankılanıyordu...
Bu acıyla yaşamaya devam ediyorduk ama yarası hiç geçmiyordu. O günden sonra ara da uyurken bağırışlarım, ağlayışlarım oluyordu.
Anneme hep nededini soruyordum babama neden böyle birşey olmuştu. Annem hep başka bişey söyleyip beni geçiştiriyordu ama birşey vardı.
Bu olaydan 2 sene sonra annem kanser olmuştu bize ilk haberi verdiğinde şuanlık tehlikede olmadığını söyledi.
Günler günü kovaladı tam 7 ay olmuştu annemin saçları dökülmüştü kemoterapiye gidip geliyordu.
Artık liseden mezun olacaktım mezuniyete gitmek istemiyordum ama annem beraber gidicez ben seni o kepi atarken görcem diyordu. O gün geldi hepimix hazırladık okula gittik tabi okulun bahçesi aşırı kalabalıktı.
Kepimizi attık fotoğraf falan çekildik diğer arkadaşlarım yemeğe gitcekti ama ben gitmek istemicektim ve bunu anneme söylememiştim çünkü zorla beni göndereçiğini biliyordum. Arda yanıma gelip
"knk sen yemeğe gelmicekmisin?"
sorusunu sorana kadar. Annem hemen gideceğimi söyledi tabi aklım hep evdeydi.
Sahilde bir lokantaya gittik yemek falan yedik gün batışını izlicez bekliyoruz içime bi his geldi nefesimi kesiyordu o his annemi aramak için telefonumu çıkarttım şarjı bitmişti herşeyimi alıp bi taksi çevirip eve gittim bahçeye girdim güneş batmaya başlamıştı bile.
Kapıya koştum kırarcasına vurdum kapıyı ağlayan Melek açtı ben birşey sormadan
"abi annem, annem çok kötü abi " dedi.
Hemen içeriye koştum annem koltukta öylece yatıyordu konuşmaya dermanı yoktu. Bana eliyle kulağımı yaklaşmamı istedi. İşte o söyledikleriyle öfkem tavan yapmıştı intilam ateşim o gün yanmıştı herşey artık değişicekti.
Okuduğunuz için teşekkür ederim :) Bu benim ilk kitabım yanlışlarım olduysa şimdiden kusura bakmayın ve fikirlerinizi yoruma bekliyorum ben yorumlara cevap veremiyorum hata veriyor ama yazdıklarınızı göz önünde bulundurcam.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İNTİKAMIN AŞKI
Teen FictionHergün bölüm atmaya çalışıcam desteklerinizi bekliyorum .d Ben kim miyim ? Ben Savaş Celep hayat bana gerçek yüzünü 16 yaşında göstermişti. O gün ölmelimiydim ? Hayır. Çok zor zamanlar geçirmiştim ama bir gün onlar değil ben gülecektim. 16 yaşında t...