Pikachichu: Kimsin?Ve benden ne istiyorsun?
AgustD: Şu deftere ne çiziyorsun tanrı aşkına? Yanından ayırdığını görmedim.
Pikachichu: Sanane. Ne çiziyorsam çiziyorum. Ayrıca insanları dikizlemeyi bırak.
AgustD: Oww kızdın sanırım. Özür dilerim. Evet, sende haklısın birden konuşmaya girdim. Üzgünüm..
Pikachichu: Tamam sorun değil. Bende çok ileri gittim sanırım. Afedersin. :)
AgustD: Peki anlaştığımıza göre artık o defterde ne olduğunu söyler misin?
Pikachichu: Şey.. bu bir hediye. Sevdiğim bir arkadaşımın doğum günü yaklaşıyor. Bende ona içinde onun çizimlerinin olduğu bir defter hediye etmek istiyorum ama yetişmeyecek sanırım '(
AgustD: Yardım etmek isterdim ama..
Pikachichu: Ama? Kendini göstermek mi istemiyorsun?
AgustD: Tam üstüne bastın ayağını çek te alayim ;)
Kıkırdadım. Ah bu kimdi bilmiyorum ama cidden komikti. Sanırım bir zararı olmaz. Bu yüzden mesaj atmaya devam edeceğim.
Telefonunu sıraya koydum ve defterimi kapattım. Çantamı ise toparladıktan sonra sıranın kenarına astım. Kantine gitmeliydim, eğer gitmezsem boğazımın bir çölden farkı olmayacağına eminim. Tabi kumları saymazsak.
Telefonumu elime alıp sınıftan çıkacaktım ki kapıda sert birşeye çarptım. Burnum, sanırım kırıldı. Ah cidden bir şey neden bu kadar sert olur ki. Kafamı kaldırır kaldırmaz Yoongi'nin omuzu ile göz göze geldik. İçimden 'selam' demek geldi. Yoongi'ye baktığımda endişeyle bana bakıyordu. Biraz eğilip yüzlerimizi eşit mesafeye getirdi.
Yg: Oh Jisoo, üzgünüm. İyi misin? Birşeyin yok ya?
Nurmaradan sinirli bakışlar atmaya başladım.
Js: Yoongi. Burnumu. Kırdın. Çok. Sağol.
Yg: Oh, rica ederim Jich ne demek.
Kıkırdadı ve elini başıma koyup saçlarımı karıştırdı. Daha sonasında kulağıma eğilip fısıldadı.
Yg: Birdaha numara yapma. Şirin oluyorsun Jisoo.
Geri çekilip sırıttı ve en arkadaki sıraya doğru yürüdü. Sinirimi bozmayı çok iyi biliyor. Ama benim adımda Kim Jisoo ise bunun intikamını alacağım MİN YOONGİ!
Sesli bir şekilde nefes verdim ve sınıftan çıktım. Bir yandan merdivenleri ritmik bir şekilde iniyor diğer yandan ise şu çakma kediyi nasıl sinir edebileceğimi düşünüyordum. Son basamağıda geride bıraktıktan sonra sol tarafımda kalan büyük mavi kapıdan içeri girdim. Birkaç insancık dışında neredeyse boştu.
Hızlı adımlarla gidip bir şişe su aldım. Parasını ödedikten sonra suyu içmeye başladım. Nefessiz kaldığımı hissettikten sonra şişeyi ağzımdan uzaklaştırdım. Şişeye baktığımda son bir yudum kalmıştı. Hemen onuda içtim ve geri dönüşüm kutularının yanına gidip şişeyi "plastik" kutusuna attım ve geldiğim merdivenlerden geri yukarı çıktım.
Sınıfa girdiğimde Yoongi kafasını sıraya gömmüş bir şekikde uyuyordu. Şaşırdım mı? Tabikide HAYIR. Sessizce yanına gidip oturduğumda sıranın kenarına koyduğu mavi ceket'i fark ettim. En sevdiği ceket buydu. Bende seviyordum, kafamı Yoongi'ye dönük bir şekilde sıraya koydum ve ceketi ile üzerimizi örttüm.
Gözlerimi kapattım ve düşünmeye başladım. Yoongi... o çok masum görünüyor. Neden sen? Neden karnımdaki kelebekleri uçuşturuyorsun? Yoongi.. ben sanırım seni se-
Yg: Jisoo, seni seviyorum güzelim..
~~~__ Yazar'dan __~~~
Genç, ellerini sevdiği kızın saçları arasında masumca gezindirmeye başladı. Bir yandan onu izliyor diğer yandan ise sessizce özür diliyordu. Sevdiğini söylemek istiyordu tabii ama tek varlığı olan bu kızıda kaybetmekten korkuyordu.
Mavi ceket'i sevdiği kızın üzerine örtüp yanağına minik bir buse kondurdu.
_ _ _ _ _ _ _ _ _ _
Genç, sevdiği kız kumda oturup sessizce ağlarken yanına gidip ona sarılamadığı için kendine lanet ediyordu. Uzaktanda olsa konuştu. Her ne kadar kendisini duymayacağını bilsede..
"sana bu kadar soğuk olduğum için özür dilerim..
sana seni sevdiğimi söyliyemediğim için özür dilerim..
seni kaybetmekten korktuğum için özür dilerim..
benim yüzümden ağladığın için özür dilerim..
'o güzel gözlerinin dolmasını sevmiyorum'
sevmediğim şeyi sana yaptığım için özür dilerim..
denizi izle Jisoo, duy denizin sesini.. ordan seninle konuşacağım, duy beni Jisoo.."
Genç, gözleri dolu bir şekide saklandığı ağacın arkasından çekildi. Sevdiği kıza son kez baktı. Belkide son bakışıydı, kim bilebilirdi ki?
Biraz ilerdeki iskeleye yürüdü ve en ucuna gidip kollarını iki yana açtı. Sevdiğine söylediği gibi, onunla deniz sayesinde konuşacaktı. Son gücüyle bağırdı ve kızın onu duymasını diledi..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Pikachichu ~ YoonSoo
FanfictionAgustD : Çok yakınındayım, AgustD : Ama beni göremiyorsun Chu.. ~yarı texting~