Park Jimin ve Güzel Gülümseli Aşkı Min Yoongi.

26 1 0
                                    

Jimin, her ne kadar yaralara sahip olsa da çok mutlu bir çocukluk geçirmiş

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Jimin, her ne kadar yaralara sahip olsa da çok mutlu bir çocukluk geçirmiş. Yaşadığı yer, arkadaş çevresi o kadar güzelmiş ki dışarıdan gören herkes özenirmiş. Jimin her ne kadar bunlardan rahatsız olsa da her zaman ki gibi içine atmış her şeyi, içine atmış ve gülümsemiş her zaman yapacağı gibi.

Günler göz açıp kapıncaya kadar geçmiş ve küçük Jimin büyümüş. Büyümüş büyümesine ama ruhu küçücükmüş. Yıllarca büyüğen tek şey yaşı olmuş. Aslında bakarsanız bundan hiç de şikayetçi değilmiş. Aksine çokça severmiş ruhunun küçük kalmasına. Çünkü ona göre ruhu büyürse gözlerinde ki ışıltı kaybolurmuş, bir daha güzelce gülümezmiş, sevmezmiş sokakta beslediği kedileri onu.

Ama bir gün Jimin büyümek zorunda kalmış. Ailesiyle hiç istemeseler de bambaşka bir yere tanışmışlar. Jimin çok korkmuş. Çünkü hiç bilmiyormuş bu yeri, hiç tanımıyormuş çevredeki evlerin çocuklarını ve hiç beslememiş buranın kedilerini.

Bambaşka bir okula başlamış. Tüm arkadaşlarını geride bırakmak zorunda olmak onun çok ağrına gitmiş ve utangaçlığı baş gösterip içine kapanmış. Taa ki arkadaş edinene kadar. Zor da olsa arkadaş edinmiş. Bu Jimin'i çok mutlu etmiş hatta o kadar mutlu etmiş ki eve gider gitmez gece olmasını beklememiş ve koşa koşa odasına girip günlüğünü yazmaya başlamış. 'Biliyor musun, bugün yepyeni arkadaşlar edindim.' olmuş ilk cümlesi. 'O kadar güzeldi ki, hala daha inanmıyorum buna. Burda artık yanlız değilim. Bir gün bana bir şey olursa ya da mezun olduktan sonra en azından bir kişinin bile aklında kalacağım!' diye devam etmiş. Belli etmese de herkesin onu unutacağından ve hatırlanmamaktan deli gibi korkarmış küçük Jimin.

Bir haftası çok güzel geçmiş Jimin'in. Evde de öncesine göre daha neşeliymiş. Ailesine buna çokça sevinmişler. Çünkü küçük oğullarının mutlu olması onları da fazlasıyla mutlu ediyormuş.
Jimin, o kadar neşelenmiş ki evde gülümseyip paytak paytak yürüyüp duruyormuş. Heyecanla haftasonunun gelmesini bekliyormuş.

Nihayetinde haftasonu bitmiş ve okula gitme vakti gelmiş. Jimin sabah erkenden kalkıp hazırlanmış, mutlu bir şekilde evden çıkıp okula gitmiş. O gün olacakları bilse yine mutlu bir şekilde koşa koşa okula gidermiydi bilemeyiz.

Okuldan içeri adımladığında bir an olsun yüzünden eksilmemiş gülümsemesi. Dersin bittiğinin habercisi zil çaldığında mutlulukla arkadaşlarıyla dışarı çıkmış. Dışarıda gezerken bir beden çekmiş dikkatini. Hiç bunu söylemese de o bedeni görür görmez başından aşağıya kaynar sular inmiş ve 'işte şimdi mahvoldum' diye düşünmüş.

Hayatında ilk defa gördüğü o beden o kadar ilgisini çekmiş ki kendi bile ne olduğuna anlam verememiş. Bunu arkadaşlarına söylediğinde birlikte dalga geçseler dahi bir hafta sonra ilgisinin o bedenden eksilmediğini hatta giderek arttığını fark eden Jimin'in aklında yine aynı düşünce belirmiş 'işte şimdi mahvoldum. '

Sen, En Çok Sen.         yoonmin'Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin