Kapıyı aceleci olmadığını kanıtlamaya çalışırcasına nazik ve sıralı bi şekilde tıklattıktan sonra kısa bir süre içerden bir ses gelmesini bekledi. Yüzüne bir maske takmaya çalışsa da endişesi onu ele veriyordu. Hogwarts'ın ilk günüydü ve yeterince aksilik çıkmamış gibi bir de geç kalmıştı.
"Girin" ciddi gelen ses tonu bir emir gibi çıkmıştı. İçeri seri adımlarla girerken göz kontağını kurunca profesörün yüzü yumuşadı ve yanına çağırdı.
"Bugün sizi aramıza yeni katılan bir öğrenciyle tanıştıracağım. Adı Harry Potter."
Profesör cümlesini bitirir bitirmez fısıltılar tüm sınıfı kaplamıştı. Harry ise kafasını kaldırmadan masadaki iksirleri inceliyordu. "Hadi kendine bir yer seç bakalım" dedi sıcak bir şekilde. Bu ortama yabancı kalmaması için çabaladığı yüzündeki zorlama gülümsemeden belli oluyordu.
Bakışlarını ondan ayırıp sınıfa kaydırdığında boş bakışlarla karşılaştı yeni gelen. Kimseyle göz teması kurmamaya çalışarak boş bir yer aradı ve şansına tek boş yer gözlerini devirmesini yakaladığı çocuğun yanıydı. Ne kadar göz ardı etmeye çalışsa da yeni gelene toplanan ilgiden rahatsız olmuşa benziyordu. Profesör bakışlarını yakalamış olmalıydı ki "hadi git" diye fısıldayarak elini omzundan çekti.
Çekingen adımlarla yeni sırasına doğru ilerleyip eşyalarını yerleştirdikten sonra nihayet herkesin ona değilde profesöre odaklandığını farkedip rahatlamıştı Harry. Artık kendi kuyusuna çekilebilirdi.
"İlk gün olduğu için bu seferlik dersi boş bırakıyorum." cümlesini tamamlayamadan sevinç çığlıkları sesini bastırmıştı. Profesör ise umursamaz bir tavırla sınıftan çıkmıştı.
O çıkar çıkmaz tüm sınıf Harry'nin masasına toplanmıştı . Her birinin kendi soruları vardı.
"baban James Potter değil mi? Başın sağ olsun, önceki okulundan atıldın mı?, neden buraya gelmeyi seçtin?, sınıfını kim belirledi?..."
O ise kaba durmamak için gülümsemeye çalışıyordu. Baskı altında gibi hissettiği için soruları fazla detaya girmeden açıkladı.
"babamın vefatıyla birlikte Profesör Dumbledor eğitimim için en iyi okulun burası olduğunu düşündüğü için kaydım buraya alındı." dedi soruları savarcasına.
"Profesör Dumbledor'u nerden tanıyorsun?" diye sordu merakla kendine laf koparmaya çalışan kız.
"Ben değil babam tanıyordu" dedi kızın gözlerinin içine bakarak. Cevaptan yetinmişçesine bakışlarını kaçırdı.
"Sorularınız yettiyse defolun
başımdan" dedi göz devirmelerinin
sahibi. Altın saçlarıyla oynamayı
bırakmış, başında biriken
kalabalığa ters bakışlar atıyordu.
Herkes yerlerine geçerken bazı
kızların ona olan hayran dolu
bakışlarını yakaladı Harry. Aksine o,
umursamıyor gibi duruyordu.Bunaltıcı sorulardan
kurtardığı için minnet dolu bir
gülümsemeyle "Ben Harry" diye
bir tanışma başlattı yeni gelen.Bir kaç saniye boş bir ifadeyle
yüzüne baksada bıkkınca "Ben de
Draco." dedi."tanıştığıma memnun old-"
"tamam uzatma."Cümlesinin yarıda kesilmesiyle şaşkınlığa uğrasa da belli etmeyip hoşnutsuzluğuyla önüne döndü.
***
Çoktan kendine 2 tane arkadaş
bulmuş, birbirlerini daha
iyi tanımak için ardı ardına
açılan konulara içtenlikle dahil
oluyordu. Biri tam bir kitap
kurdu kız olsa da diğer çocuk sanki tam zıttıydı ve Quidditch hakkında
topladığı tüm bilgiyi onlara aktarıp
ne kadar muhteşem bir oyun
olduğundan bahsediyordu.
Şimdiden onlara ısındığını
hissederken yüzünde olan
gülümsemeyi sürdürüyordu.
Son ders olan uçuş dersinden
de boş olduğu için erken çıkmış,
süpürgelerini ellerine almış,
Hogwarts bahçesinde oturacak boş
yer arıyordular.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Dear Enemy ⋆DRARRY⋆
Fanfiction"Aynı sırayı paylaşmaya bile tahammül edemiyorken aynı odayı nasıl paylaşmayı düşünüyorsun?"