Çınar yaprağının kahveresine boyalı düşlerim . Çoğu zaman bende güvende kendimi güvende hissetiğim o mavi den ve yeşilden düşerim yere , ayna ile tanışmam garip oldu :
Hızla eve gelmiştim, ellerim titriyordu hiç bukadar sarhoş ve kimsesiz olduğumu hissetmemiştim. Zaman resmen ben burdayım der gibiydi . Akrep ve yelkovanın ölüm sayacına attığı çektikleri duyuyor gibiydim . Gözlerim acıdı ellerimi lavabo kenarlarına isabet ettiremiycek kadar başım dönüyordu. Acemi bir babanın yaptığı ilk salıncak gibiydim bir o yana bir bu yana sallanıyordum . Dünya sanki ne saga nede sola dönüyordu yukarıya doğru hızla çekiliyordu . Uzun süredir elime değmeyen kalemin bana hazırladığı bir komplo mu bu yoksa diyerek guldum , gülerken ağladım. O enteresan film sahnesini yaşamıştım.. Kendine gel diyerek irkildim yüzümü yıkadım sonra ayna ile göz göze geldim .
Ne bakıyorsun ?
Sen bana bakıyorsun be adam
Gözlerimi ovuşturdum bu gerçek olmaz dı . Ayna bir nesne ve tek görevi yansıma yapmak .
Konuşamaz ki .
Içeriye kostum hızla . Bir sigara yakıp çok içmem yetmezmiş gibi viski yudumlamaya başladım
Neden kaçıyorsun ki , git tadını çıkar be adam konuş onunla ....
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AYNA
Paranormalherşeyle yüzleşebiliriz bu hayatta , kendimiz ile bile , peki yüzlestigin sen , aslında sen değil ise ? öncesinde delirdigini düşünürsün sonrasın da . Konuşmaya başlarsın ve artık hiçbirşey eskisi gibi olmaz