parti kusursuzdu.
johnny suh'un partileri her zaman diğerlerinden bir tık üstün olmuştu zaten, ancak bu seferki oldukça eşsizdi. müzik o kadar yüksek sesliydi ki herkes kendini kaybetmiş gibi dans ediyordu.
jaemin meraklı bakışlarını etrafta gezdirmiş, aradığı bedenin havuzun yanında johnny ile konuştuğunu fark edince de haechan'ın kulağına doğru eğilmişti. söylediklerinin duyulması için adeta bağırıyordu,
"bu son şansın chan, johnny ile jaehyun buluşmasına az kaldı. uzatmalara oynuyorsun. git de al onu. çıkışta da beni beklemeyin."
yüzüne yerleştirdiği sevimli gülümsemesiyle havuzun yanına yürürken oldukça kendinden emindi. lucas kim bilir nerede olduğundan bu gece rahat rahat eğlenebilirdi ve işin en güzel yanı, bunu kimsenin bilmesine gerek yoktu.
planına göre bu yakışıklı çocuğu kendisine bağlayacak ve aralarındaki ilişkiyi gizli tutup ancak genç adam takım kaptanı olabilecek kadar maharetliyse sevgilisinden ayrılacaktı böylece olur da jeno beceriksizin teki çıkarsa lucas ile hayatına devam edebilirdi. yeni çocuğun etrafını sarmış kızlar yüzünden keyfi kaçmış olsa da bütün sahteliği ve güzelliği ile gülümseyerek johnny'e sormuştu,
"hey, parti nasıl gidiyor?"
"harika, sana sormak lazım. eğleniyor musun?"
jaemin'in gözleri imalı bir şekilde yeni çocuğun sıfırkollusunun açıkta bıraktığı kaslı kollarında gezindi.
"henüz değil ama içimden bir ses bunun çılgın bir parti olacağını söylüyor."
"dekorasyonu beğendin mi?"
"bayıldım, konu ev partileri olduğunda benimle yarışıyorsun."
şimdi imalı konuşma sırası johnnydeydi.
"beğenmene sevindim, jaehyun nasıl?"
"daha buraya gelmeden önce konuştuk, evinde saçma bir trigonometri ödeviyle uğraşıyor olması gerek."
"bu salı müsaitim, isterse ödevine yardım edebilirim."
jeno her şeyden habersiz bir şekilde gözlerini yanı başındaki ikilinin arasında gezdirirken kafası karışmış bir şekilde sormuştu,
"trigonometri ödevi mi vardı?"
jaemin bu fırsatı elinden kaçırmayacak kadar sinsiydi, sorunun johnny için olduğunu bilse de büyük bir ilgiyle cevap verdi.
"yoo, jaehyun fazladan puan için performans ödevi alıyor. zor bir şey ama bu salı johnny ona yardım edecek zaten."
sesinin duyulması için bağırmak zorunda kalmak canını sıkıyormuş gibi kaşlarını çatıp karşısındaki genç adama biraz daha yaklaşarak sevecen bir şekilde sormuştu,
"sence de burası çok gürültülü değil mi?"
"kesinlikle, normalde böyle yerlerden pek hoşlanmam ama bu gece yeni okulumla biraz kaynaşmak istiyorum."
güzel çocuğun düzgünce törpülenmiş tırnakları şimdi cüretkar bir şekilde jeno'nun geniş omuzlarında geziniyor, görünmez tozları çırpıyordu.
"bu okulla ilgili her şey benden sorulur, istersen sana etrafı gezdirebilirim. sonra da istediğin kadar kaynaşırsın."
"sen jaemin olmalısın..."
"evet. tanrım nereden bildin?"
"hakkında bir şeyler duymuştum diyelim."
jaemin karşı konulamaz bir gülümsemeyle yeni çocuğun elini kavrayıp kalabalığın içine doğru çekiştirirken oldukça cazip, yeni bir dünyaya adım atmasını teklif ediyor gibiydi.
"gidelim öyleyse?"
"gidelim."
jaemin, yeni avına etrafı gezdirmiş, kendi arkadaşlarıyla tanışmasını sağlamış ardından da arka bahçeye götürmüştü. şimdiyse iki beden birbirlerinin dudaklarını tutkulu bir şekilde öpüyor ve yalnızca soluklanmak için duraksıyordu. jaemin'in bacakları, yeni çocuğun kaslı vücudunu sıkı sıkıya sarmış, elleri ise sürekli saçlarını dağıtıyordu. bakımlı eller, üzerindeki gömleği çıkarmaya çalıştığında jeno yalnızca gülümsemekle yetinmiş ve boğuk bir sesle mırıldanmıştı,
"ne o, burada mı sevişeceğiz yoksa?"
