Bu yazıyı sizlere içimdekileri dökmek için yazıyorum bir anda karar verip başladım.Belki kimseler tarafından okunmayacak ama önemli değil, içimi dökeceğim bu satırlara.20 yaşındayım kimine göre çok erken bir yaş kimine göreden kastım hayatta yaşını almış gençlerin o mutlu suratına bakarak keşke o yıllara geri dönebilsem diyen sanki o yaşlarda çok mutluymuş gibi.. Her neyse ben aklımı başıma aldığımdan beri yani dünyayı insanları ve nesneleri biraz olsun algılayabildiğimden beri kafamdaki iç seslerden bir türlü kurtulamadım.Eğitim hayatı, aile hayatı, ve birde sağlıkla ilgili ağır problemlerim vardı.Sürekli bir şeylerle uğraşıp aşırı stres altında kaldığımı düşünüyorum. Tek başına olmayı seven biriyim, az konuşurum, insanlar kasıntı olduğumu söylerler belki de arkamdan çok daha fazla şeyler söylüyorlardır ama umurumda değil,gerçekten. İçimdeki sesler bedenimi yönetiyor buna karşı koyamıyorum,gün boyunca süren diyaloglar halinde beni yönetiyorlar.Bunlara karşı koyamıyorsunuz cidden psikolog yardımı aldım ama sonra bana verdiği ilaçları bir gün bir anda bıraktım.Tedaviyi reddettim de denilebilir buna .Ruh halim çok çabuk değişiyor bazen kendimi uçurumun kenarında hissediyorum bazen çok başarılı bazen 70 yaşında bir ihtiyarım elinde bastonu olan bazen bir çocuğum ilgiye muhtaç.İçine kapanık birisiyim genelde herkes soğuk olduğumu söyler ama içimdeki o neşeli olan beni çıkartamıyorum çünkü zihnimdekiler buna engel oluyorlar.O iç sesler bunları yazarken bile "Napıyorsun sen?" diyorlar hatta.Her şeye bir yorumları var.Hepsi benim sesim,hepsi benim, ama gerçek benliğimi ortaya koyamıyorum.Gerçekte nasıl bir kişilik,karaktere sahibi olduğumu bilmiyorum. Kimliksizim aslında, ne düşündüğümü tam olarak bilmiyorum.Bir derdin varsa anlat diyorlar ama anlatamıyorum, belki de bir derdim yoktur aslında.Kimseyle bir problemim yok problemimin hepsi kendimle, zihnimle.Bunları yazarken belki yarın ne yazmışım ya diye baksam utanacağım, yazdıklarımdan utanıyorum bunun nedenini bilmiyorum.Kimseyle konuşmuyorum .Kendime özellikler yüklemişim, nasıl olduğumu öğrenmek yerine böyle ol demişim.Ama ben demedim belki de bunları bu lanet hastalık yaptırdı.Çok saçma dimi,bence de.Günlük yazıcam dedim ama kafamdakileri yine buraya dökemiyorum.Muhtemelen kimse beni anlamayacak,belki bu satırları kimse okumayacak bile.İnsanlara karşı olan tutumum sürekli değişiyor inişler çıkışlar yaşıyorum.Dengesiz birisiyim bu kadar anlattığım saçmalıklara bakmayın aslında benle gayet de iyi sohbet edilebilir.Yani bizce :) ama konuşmaya gerçekten üşeniyorum bazen.Sanki hayatımı dışarıdan izliyorum, naptım ben ya,kimim,neden diye kendimi hep sorguluyorum ama en merak edileni de bunlar bitecek mi? sorusuyla sürekli baş başa kalıyorum.Kendimi hiçbir yere ait hissetmiyorum.Hayatta gerçekten umursadığım çok az şey var.Düşünmekten yoruldum, ama eğer ya kafamdaki sesler bir gün gider ne yaparım? diye soruyorum kendime.O seslerden hem kurtulmak istiyorum hem de kurtulunca ya nolur? diye sormaktan da çekemiyorum kendimi.Belki bunların hepsi fazla düşündüğüm içindir? Olamaz mı? Şu an bunu eğer okuyan birisi olursa yazdıklarıma saçma,anlamsız diyen birisi olur mu diye düşünüyorum.Düşünceler içinde boğuluyorum.Kendi kendimle konuşmaktan yoruldum,bittim,tükendim.
YOU ARE READING
Bir Dissosiyatif'in Hayatı
Proză scurtăSizlere bu hikayede yaşadığım iç karmaşıklıkları,zihnimdeki fırtınalardan bahsedeceğim.