O BURADA MI?

49 24 11
                                    

Çatı katından gene tıkırtı sesleri gelmeye başlamıştı. Bu sefer korkmayacak ne olduğuna bakacaktım. Akşam uyumadan önce kapımın arkasına sakladığım sopayı alıp, annemin kapısının önünden geçerken ses çıkarmamaya özen gösterip çatı katına doğru yol aldım. Merdiven basamaklarını sessizce tırmanıp kapıyı açtım.

Gördüğüm manzara karşısında gözlerimden yaşlar gelmeye başladı.

-Nolur Edward bana biraz zaman ver. O daha çok genç.

Babam çatı katının ortasına diz çökmüş bir şekilde odanın en kuytu köşesindeki karaltıya bakıp konuşuyordu.

-On sekizine girmesine bekle Edward. Ne olur Edward...

-Ba...ba... Baba

Sesim ağlamaklı çıkarken ağzımdan çıkan sözcükler dilimden kekelenerek çıkıyordu.

Babamın arkasına dönüp;

-Emmy, demesiyle kendimi daha fazla tutamayıp babama koşarak sarıldım.

Babama daha sıkı sarılırken;

-Seni çok özledim baba... Bizi unuttun sandım... , dedim.

-Asla Emmy... asla... sizi hiç unutmadım. Bende seni çok özledim Emmy.

Çatı katının ortasında yerde diz çökmüş, birbirimize sıkı sıkı sarılırken bir yandan delice ağlıyorduk.

-Henry...

Babamla aynı anda kapıya döndük.

Annemin kapının önünde kıpkırmızı dolmuş gözlerle babama bakıyordu.

Babam ayağa kalkarak anneme doğru yürüdü.

-Bella... ,anneme sarılmak için hamle yaptığında annem bir adım geri attı.

-Neden geldin Henry... Bunca sene geçmişken neden tekrar geri döndün Henry! 

Annemin boğuk çıkan ağlamaklı sesi bir anda çok yüksek çıkmıştı.

-Bella, sevgilim sana sarılmama izin ver.

Annemin yüksek sesle ağlaması içimdeki ağlama hissini daha da dürtükledi. Üçümüz birden hem ağlıyor hem babama daha çok sarılıyorduk.

-Seni çok özledim Henry... Neden gittin sevgilim?

-Bende seni çok özledim sevgilim, ne olur ağlama herşeyi anlatacağım sana.
Yeterki ağlama.

***

-Bizi yalnız bırakır mısın Emmy?

-Ama, baba...

Annem bana dönerek;
-Lütfen Emmy.

-Peki anne, diyip arkamı döndüm ve mutfaktan çıktım.

Odamda yatağıma uzanırken pencerenin önünde bir karaltı olduğunu farkettim. Garipsedim fakat korkmadım. Sabah oraya bıraktığım kıyafetler olmalıydı.

Uzun yıllar sonra babam gelmişti... Ortadan kaybolduğu gün onuncu yaş günümdü. Ormanın içinde ben annem ve babam... Beraber doğum günümü kutluyorduk. Herşey çok güzel ve eğlenceliydi. Üçümüzün yüzüde gülüyor. Mutluluktan içim içime sığmıyordu. Bir kaç dakika sonra olacakları bilmeden saklambaç oynamaya başladık. Ben ebe olmuştum... Ona kadar saydım ve annemi ve babamı aramaya başladım. Çok geçmeden annemi ebeledim ama babamı hala buşamamıştım.
Aradan saatler geçince annem tedirgin olmuş eşyaları bile toparlamadan elimden tutup arabaya doğru koşturarak zorla arabaya bindirmişt. Arabaya bindirmeye çalışırken "Babamı almadık anne" diye ağladığımı hala çok iyi hatırlıyorum. Şimdi on sekizinci yaş günüme iki hafta kala gene yanımızda.

Babamın hep o ormanda kaybolduğunu aslında bizi bırakıp terk etmediğine inanmıştım. Daha doğrusu kendimi kandırmaya çalışmıştım.

Ben düşüncelere dalmışken mutfaktan annemin bağırış sesleri gelmeye başladı.
Aşağıya doğru inerken seslere kulak kabarttım.

-Hayır, Henry! Hayır! Buna izin vermeyeceğim anlıyor musun Henry!? O daha çok küçük!

-Sevgilim elimden gelenin yapıyorum...

-Hayır Henry! Daha fazlasını yapacaksın anladın mı? Da ha fazlasını! Emmy'in o lanet olası cehenneme gitmesine izin vermiyeceğim!

Babam her bir kelimeyi teker teker vurgulayarak;

-Bella. Orası benim cennetim laflarına dikkat et! ,dedi.

-Lanet olsun Henry!  Senin cennetin bizim cehennemimiz! Senin ile evlenmemeliydim. Çok büyük bir hata yaptık.

-Ağlama Bella bu bizim hatamız değil. Bu Eros'un hatası. Bir insanı ve bir iblisi birbirine aşık ettirmemeliydi, hadi sil gözyaşlarını, güzelim.

Arkamdan izleniyor hissine kapılınca atkamı döndüm. Hayır hiçbir şey yoktu. Kendimi iyi hissetmiyorum galiba... Sanırım başıma bir şey çarptı...

*****

-Bella. Emmy uyandı...

-Emmy iyi misin tatlım?

-Ben nasıl buraya geldim?

-Emmy nasıl bayıldığını hatırlıyor musun tatlım?

-Hayır anne sadece...

-Sadece?

-Pek hatırlamıyorum ama sanırım başıma birşey çarptı fakat arkamda kimse yoktu?

-Henry o burada mı?  annemin titrek ve korku dolu çıkan sesi beni korkutmuştu. Bu son olanlar özellikle dün akşam annemin söyledikleri odamdaki karaltı ve başıma birşey vurulma hissi beni oldukça korkutuyordu.

-Burda olan kim anne?

-Sakin ol Emmy birşey yok. Bize babanla biraz izin ver konuşmamız lazım. Hem sen uyu daha çok erken yarın okula geç kalmanı istemiyorum tatlım.

-Bir soru sordum sana anne?

-Zamanı geldiğinde herşeyi öğreneceksin tatlım.

-Hadi şimdi uzan ve yat bakalım güzelim, diyip alnımdan öpüp odamdan babamla beraber çıktılar.

Biraz önce karaltının olduğu yere baktım. Hayır kesinlikle eminim orada biri vardı ama şimdi yok!

-Oh tanrım, sen beni koru!














Merhaba sevgili okurkuşlarım,

Bu sefer karşınıza başka bir kurgumla çıktım. Kurgumu çok beğenerekten yazdım umarım sizde beğenirsiniz.

Bölümü okuduktan sonra votelemeyi ve yorumlamayı unutmayın okurkuşlarım🌸

Hepinizi çok seviyorum♥


Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Apr 09, 2020 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

MELEZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin