"Bir mısra düşüyor gözlerinden
Al al oluyor tenim"🍂
Efsunlu bir büyü sanki yüreğine konmuş gibiydi. Ali, giden kızın ardından bakmaya devam ederken varlığının tamamen kaybolduğu an sanki boşluğa düşmüş gibi yerinde ilkildi.
"Efsunkâr" diye mırıldandı.
Kulaklarına bile yabancı gibiydi hissettiği tını. Gözleri önüne düştüğü an kırmızı bir yazmanın kundurasının hemen ucunda olduğunu gördü. Kalıplı bedeniyle yere eğilip onu eline aldı. Sert ellerinin kuytusuna süzülen yazma, kızdan başkasının değildi. Gördüğü zümrüt yeşili gözler aklına dağıldı.
Yazmayı incelemeyi bırakıp hafif kemerli burnuna doğru götürdü. Gözleri hafifçe kapanmaya başladı. Hanımeli çiçeğinin hafif kokusu burnunun ucundan içine doğru yol almaya başladı. Ellerinde tuttuğu yazmayı serçe avuçladı ve mintanının gözüne koydu. Gönlünü ele geçiren bir duygu esenlik katmaya yetmişti. Ali'nin öfkesi yerine gençlik ateşi sarmıştı.
🍂
Mihrimâh, aralık duran kapıdan içeri usulca girdi. Anasının feryad eder gibi çıkan sesi içinde cereyan etmişti. Gül hanım kızın görüş alanına girmiş, kendi ekseninde kendi başına söylenip duruyordu.
"Vah " diye söylenen anası yüreğine dolan ızdırabı haykırıyordu sanki. Mihrimah, şaşkın gözlerle yerde iki büklüm dizlerini kırıp oturan anasına bakmaya devam ediyordu.
"Gel hele de ben sana edeceğimi eyi bilirim..."
"Ana "
Gül hanım kendi içinde ağıt yakmayı bırakmış yüzü düz bir hal almış kurduğu cümle yarıda kesilmişti. Yuvarlak, gözlerini sesin geldiği yöne doğru çevirdi. Göz bebeklerinde sinen pıhtı, sinir damarlarına hücum ediyordu. Öfkeyle perçimlenmiş sesiyle konuşmaya başladı.
Oysa en sevdiği yazması idi.
"Neredesin kız sen yüreğimi ağzıma getirdin" sinirli gözleri kızın açık saçlarında dolaştı. "Yazman nerede senin" diye hiddet ile sordu. Köy yerinde açık saç dolaşılmazdı. Kötü gözle görülür idi. Mihrimah, elini saçına uzatmış yazmasının yokluğu onu kıskıvrak yakalamıştı.
"Düşmüş ana farkında bile değilim." diye alelacele konuştu. Gül hanım ellerini beline yerleştirmiş kıza doğru yürümeye başlamıştı.
"Koyunlar geliverdi sen nereye kaldın" diye sabır çekip konuştu.
Mihrimah, koyunların aklına gelmesiyle beraber yerinde sarsıldı. Koyunlar tamamen aklından çıkmıştı. İyi de onlar nasıl geldi diye düşündü. Olacak iş miydi? Derenin diğer yanında ki yoldan saparak geldiğini düşününce düşünceleri bir anda hava da asılı kaldı.
"Ana ben..."
"Sen ne"
Gül hanım biçimli kaşlarını çatmış kızın suretine şu bir lll. Yüzünde bir silsile varlığını beyan ederken kadının yüreği sanki kızın ızdırabını sezmiş gibiydi.
"O aklın nere varır kızım senin olacak iş mi bu yaptığın konu komşu laf söz etse ne ederiz ...'
Mihrimah'ın gözleri ellerine düşmüştü. .
"O aklını başına devşir Mihrimah" diye söylenen anası sinirle arkasını dönüp ahıra doğru yürümeye başladı.
Gözleri dolu dolu olan genç kız üzerine yapışan ızdıraba bir türlü engel olamıyordu. On dokuz yıllık anasına yalan söyleyeceğini hiç düşünmemişti oysaki.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MİHRİMÂH |TAMAMLANDI|
RandomElleri, iki göğüs oluğuma yaslı durdu. Kafasını, boynuma doğru indirdi ve omzuma kondurdu. Sıcak, solukları elbisemin üzerinden bile tenimi yakmaya devam ediyordu. Kor gibi yanan vücudum kendi ekseninde paralel bir şekilde dönüyordu. Onunla beraber...