Spirits of Clans | yoonmin

başlangıç

-Distopik dünya & ağırlıklı yoonmin.

bölüm sonundaki notu okuyun lütfen.

kitabın şarkısı: I'm the Antichrist to you

...

Yıllar önce klanların aynı çatıda yaşadığı zamanlarda, halkın ve ileri gelenlerin çok sevdiği merhametli büyük imparator, tahttan uzun zaman önce ortadan kaybolmuş şeytan kardeşinin dönüşüyle indirilmek zorunda kalmıştı.

Kralın ani ölümü halkı ve baş liderleri sarsarken, kralın kardeşi HweYo ülkeyi ellerinin arasına aldığını düşünmenin sevinciyle tüm kuralları kendine göre değiştirmişti. Yıkım ve korkuyu her bir yere yayarken, öldürmek bir ilke bellenmişti. Katı kurallar ve katı cezalar vardı. İmparator hayatta olsaydı, adeta kazınarak taş duvarlara yazılan iğrenç kurallar karşısında diz çökerdi. Gülen halktan eser kalmazken, barbar gruplar yönetimde Hweyo'nun yanına geçirilmişti.

Elementler ise hor görülerek insanların üstünde güç sağlamak için kullanılıyordu. Koca bir ülkenin yıkılışı, şeytan kardeş yüzünden ileri çekilmişti sanki.

Ülkeden sürüldüğü yıllarda sığındığı korkunç Ruh Tepeleri'nde nasıl öğrendiği bilinmez bir şekilde dört ana elementin gücünü kavrayabilen HweYo, askerleri köleleştirmiş ve şeytani bir şekilde onları değiştirerek yönetmeye başlamıştı. Ona karşı gelebilmek imkansız, yaptıklarına karşı koyabilmek mümkünatsızdı. Element efsuncuları uzun bir süre onunla saldırılara girmiş ama eziyet edilerek ölüme mahkum bırakılmışlardı.

Merhametli ve halkı oldukça iyi yöneten büyük imparatordan sonra ülkeyi adeta mahvetmeye çalışır hale getiren yeni krala karşı halkın saf bir nefreti ortaya çıkmıştı. Hem elementlere saygısı, hem insana saygısı olmayan birinden eski ataları hatırına kimse kabul edemezdi. Hem kralın kardeşi, belli bir klana mensup biri bile değildi. Onun güçlü bir kontrolü olmadan dört elemente hükmetmesi, dışlanmışların ona sığınmasını ve onu usta bellemesine neden olmuştu. İmparator'un hanımını hapsetmiş, veliahtları ortadan kaldırmıştı.

Köleleştirilen ve değiştirilen bir millet, asla yükselemezdi.

Yıllardır kralın hakimiyetinde yaşayan klan liderleri, bu olaylardan sonra isyan çıkarmış ve ülkeyi element başlarına göre bölmüş, hem de büyük miktarda terk etmişlerdi. Kralın kibirli kötü kardeşi ve onun arkasındakiler halkı bölen güçlü klanlara karşı birçok kez savaş çıkarıp yaşam yerleri yok etseler de tam olarak hiçbir şekilde ele geçirememişti. Yıllarca süren bu kötü kan savaşlarının ardından, anlaşılamaz bir şekilde sanı İblis Ayakçısına dönen HweYo el ayağı herkesten çekip ortaya büyük bir sessizlik bırakmıştı.

Klanlar ilk onlara, ama sonra da krallığa bağlı olan halkını korumak için insanlardan uzaklaştırırken akdi mühür özellikli törenler düzenlenmiş ve klanlara bağlı her efsuncuyu tamamen kendilerine bağlamışlardı ve sadece kendi halklarının güvenliğini kendilerine borç bilmişlerdi.

Koca bir gücün bölünmesi ise bu şekilde gerçekleşmişti.

Su klanı dünyadaki denizlerin çoğunu ele geçirdi ve deniz kenarlarında ya da nehir diplerinde inşalarıyla bağlantıları yok ettiler. Ateş Klanı yanardağların çevrelerini hakimiyetine aldı ve lav platolarında yaşam kurdular. Zamanla dünyaya karşı büyük bir intikam aşkıyla büyümeleri yüzünden korkuldular. Toprak Klanı dünyanın yarısını kapsayan ve balta bile girilmeyen büyülü koca ormana sığındı. Ormanın içi adeta bir yabancı için labirent gibi karışık düzenlenmişti ve içeri girilmesini engellemek için güçlü eğitilmiş klan öğrencilerini geçmek gerekiyordu. Hava Klanı dağların en tepelerindeki gözcüler haricinde ortadan kaybolup yukarıya, inzivaya çekildi. Yaşadıkları bölgelerde kurdukları ağır fırtınalar üzerinden sığınmaları güçlendirdiler.