TEK DİLEĞİM ONLARIN İYİ OLMASI...

18 1 0
                                    

Ben sanırım size kendimden ve 'ŞAMPİYONLARIM''dan bahsetmedim. Ben Çağla Koçal.  17 Yaşındayım. Göz rengim ela ama daha çok bal rengi, voleybol oynamayı, resim yapmayı, kitap okumayı, arkadaşlarımla ve ailemle zaman geçirmeyi çok severim.Derslerle aram iyidir. Şimdi size şampiyonlarımdan bahsedeyim. Mert Ersan. Tam bir savaşçı. Arkadaşlarını -yani bizi- daha doğrusu kardeşlerini kimseyle paylaşmaz. Azıcık kıskanç. Birisine bağlandı mı bağlanır ve asla bırakmaz. Birini sevdi mi tam sever. O kişiyi elde edene kadar peşini bırakmaz. O yüzden savaşçı. Gözler zeytin gibi siyah, saçları kumral. Basketi ve futbolu çok sever -aşık diyebiliriz- playstation'ı çok iyi oynar ama genelde 2. olur. Bora Sanboz. Tam bir centilmen. Çok sempatik. Hayata bakış açışı benim yanımda olan yanımdadır. Arkamda olan arkamdadır. Önümde olan ise düşmanımdır. Gerçekten de böyle. Futbolu aşırı iyi ve çok güzel oynuyor. Sayemde,  voleybolu da sevdirdim ona ve beraber voleybol oynuyoruz. Gözleri yeşil saçları açık kumral. Kendini hiç kasmaz ve bir yere gidilecekse paso eşofman giyer. Konu sevdikleri oldu mu her şey için hazırdır. En korktuğu şey sevdiklerinin onu yalnız bırakması-yani bize hep öyle der-.  Gelelim benim için daha özel olan kişiye, Çağatay Akyol. Neden diyeceksiniz çünkü bu grubu kuran ilk kişi o. Ben ilk onla tanıştım sonra bu grupla. O yüzden benim için daha özel. Ama aralarında ayrımcılık yok. Hepsini seviyorum. Hepsi benim ailem. Ve biz bir aileyiz. Çağatay'ın en sevdiği şey ailesiyle zaman geçirmek, playstation oynamak ve yalnızken kendi kendine dolaşıp müzik dinlemek. Herkese karşı çok saygılı -damarına basılmadığı sürece- çok tatlı ve çok yardımsever. 


Alarmın sesiyle saat 7.00 da kalktım. Elimi yüzümü yıkadım, dişlerimi fırçaladım. Çantamı hazırladım giyindim ve aşağı indim. Annem kahvaltıyı hazırlamıştı. ''Günaydın annem'' dedim anneme bakarak. ''Günaydın prensesim'' dedi annem gülümseyerek, sesi çok neşeliydi. ''Hayırdır anne çok neşelisin'' dedim. 

''Evet kızım çok neşeliyim''

'' Neye borçluyuz bunu anne?'' dedim.

'' Baban bu akşam geliyormuş Kanada'dan''

'' Çok iyi bir haber bu anne ne zaman öğrendin bu akşam geleceğini yani 1 hafta sonra gelmiyor muydu babam?''

''Evet normalde 1 hafta sonra gelecekti ama 2. toplantıya gerek kalmamış hemen vermişler babana işi''

''Tamam'' diyebildim sadece çok mutluydum. Normalde kız çocukları annesine bağlı derler ama ben babama daha çok bağlıyım. Babam bir Holding'in müdürü işi gereği hep yurt dışına  seyahat ediyor. Kahvaltımı bitirdiğimde saate bakmak için cebimden telefonumu çıkardım saat 7.46 idi. Saat 8.00'da Onurlar gelecekti beni almak için. Sonra telefonum titredi whatsapp'a girip mesaj kime ait olduğuna bakdım. Mesaj Bora'dandı.''Günanaydın delibal, hazırlan biz geliyoruz kapıya çık'' yazıyordu. Bende '' Hazırım iniyorum şimdi:)'' yazıp yolladım Bora'ya. Üstüme ince bir yağmurluk geçirdim dışarıda yağmur yağmasa da üstümde bulunsun diye. Anneme çıktığımı söyledikten sonra bahçeye inip kapıda onların gelmesini bekledim. yaklaşık 10 dakika bekledim. Sonra saatin kaç olduğuna baktım. Saat 7.59 idi. Whatsapp'a girip Boraya yazmaya başladım. ''Neredesiniz ya ağaç oldum burada!:)'' mesajı attıktan sadece 2 saniye sonra 

''Buradayız ağaç mı oldun?'' diye bir ses geldi sağ taraftan bende başımı sağa çevirip kim olduğuna baktım. Sesin sahibi Onurdu. Hemen yanlarına gittim.

'' Günaydın gelmeseydiniz kök salcaktım şurada'' dedim kahkahayla karışık gülerken. 

''Sana söylediğimiz gibi saat tam 8.00'da buradayız işte.'' dedi Bora.

'' Ee ne yapıcaz sürpriziniz ne?'' dedim heyecanla hepsinin gözlerinin içine bakarak.

'' Sürpriz söylenir mi delibal?'' dedi Mert.

Bende umutsuzca ''Hayır''dedim.


Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Apr 12, 2020 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

MACERA KÜRESİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin