"Senden sonra ilk kez Namjoon'la yedim anne, en sevdiğin tatlıyı."
➖
"Hey!" Duyduğum sesle önce bana mı sesleniliyor acaba diye adımlarımı yavaşlattım ve etrafıma baktım. Etrafta kimsecikler yoktu. Arkamı döndüm ve bana seslenene bedene baktım.
"Çıkışta beni bekle dememiş miydim?" dediğinde kaşlarımı çattım, hatırladığımda ise başımı utanç içinde yere eğdim ve "Unutmuşum, kusura bakma." diye fısıldadım. "Hyungum aramıştı eve erken gel diye."
"Sorun değil dostum, ben sadece bir an beni ektin sandım. Hesap sormaya geliyordum." Gülmeye başladı, o gülünce haliyle ben de gülüyordum.
"Her neyse," Elini cebine attı ve bir çikolata paketi çıkarıp bana uzattı. "Al." dedi sadece. Dediğini yapıp uzandım ve çikolatayı aldığım için içeriklerine baktım. Yanıma doğru yaklaştı.
"Merak etme içinde uyuşturucu falan saklamıyorum." dedi. "Bana güvendiğini sanıyordum." diye ekledi ardından. Gözlerimi gözlerine çıkarttığımda yanlış anladığına dair bir şeyler gevelenemeye çalıştım. "Sadece bazı şeylere alerjim var, asla sana güvenmediğimden değil Namjoon." Kaşlarını inanmazca kaldırınca dudaklarımı birbirine bastırdım. "Almak isterdim ama çok üzgünüm Namjoon. Antep fıstığına alerjim var benim."
"Ohh, sorun değil." dedi mırıldanarak. "Sadece dostuma çikolata almak istemiştim ama alerjin olduğunu bilemezdim değil mi? Artık buna göre hareket edeceğim."
Olduğumuz yerde dakikalardır dikildiğimizi fark ettiğimizde ikimiz de yavaş adımlarla yan yana yürümeye başladık. "Senin alerjin olan bir şey var mı?" diye sorma gereksinimi duydum.
"Hiçbir fikrim yok," diye cevapladı beni. "Çok fazla abur cubur yerim ama şu ana kadar hiçbirine alerjik bir tepki verdiğimi sanmıyorum."
Sessiz bir şekilde yan yana yürümeye devam ettik. Yol kenarındaki kafeyi görünce aklıma ona bir şeyler ısmarlamak fikri geldi ve bunu yapmaya karar verdim. "Türklerin lokmalata diye bir tatlısı vardır, bilir misin Joon?" dedim ellerimi stresle cebime atmışken. Yüzüne bakamamıştım o an nedense.
"Duymadım, nasıl bir şey?" diye ilgiyle sorduğunda "Denemek ister misin?" diye sordum ve yüzüne döndüğümde elimi yakaladı. Ben ellerimize bakarken alnıma bir tane fıske vurduğunda elini bırakarak alnımı sıvazladım.
"Gidelim bakalım, nereye gidiyoruz?"
Alnımın acısı hala geçmemişti ama takmadım. "İleriki sokakta bir tane olmalı."
Peşimden beni takip etmeye başladığında adımlarımı onunkine uydurdum ve gözüme ilişen dükkana birlikte giriş yaptık.
"Küçük bir yermiş." demesine karşın güzel dizayn edilmiş bu yerden etkilendiğinden emindim. Belki bir kez daha gelirdik.
Siparişi verdiğimde Namjoon da önümüzdeki minik menü kartlarına bakıyordu. "Bunlardan mı?" Parmağıyla göstererek sorduğunda olumlu anlamda başımı salladım. "Bu normalde şerbetle yenen bir tatlıdır ama emin ol çikolata ile buluştuğunda ayrı bir lezzet yaşatıyor insana."
"Sen nereden biliyorsun burayı? Çokça gelir miydin?"
"Hayır, annemle sadece bir kez gelmiştik. Annem türktü ve babamla tanıştıklarında bu dükkanı bir arkadaşına zorla açtırmıştı. "Cidden mi?" diye merakla sorduğunda dudaklarımı büzdüm. Mırıldandım.
"Buraya ikinci defa gelişim yani." dedim sonradan, masanın üzerinde parmaklarımla oynuyordum.
"Ne yani beni annen olarak mı görüyorsun?" Dalga geçmeye çalıştığını fark ettiğimde omzuna yumruğumu geçirdim. "Annem konusunda hassas olduğumu biliyorsun." diye sahte bir şekilde sinirlerdim.
"Artık senin annen benim." dedi sesini inceltme çabalarına girmişken.Kahkahalarla gülmeye başlamıştım bu hallerine. Çünkü inanın, sesi asla bir kadın sesini andırmıyordu.
"Sana anne diyebilir miyim o zaman, anne?"
"Annecik demeye ne dersin?" Bir kahkaha patlatırken ben de onunla birlikte gülmeye devam ediyordum.
"Tamam bu şey iğrenç bir hal almaya başladı." derken bile gözünden akan yaşı silmeye çalışıyordu, tatlılarımız önümüze geldiğinde kadına teşekkür ettim ve kürdanlardan birini Namjoon'a uzattım.
"Eğer beğenirsem buraya sürekli gelir miyiz?"
"Aa, o-olur,tabii, neden olmasın." Gülümsedim.
Beğeneceğinden emindim anne, bu yüzden içim rahattı.
-Lokmalata aşığı olan ben bunu yazmasam olmazdı :D
Foto da koyam, canınız çeksin kfdkjv
ŞİMDİ OKUDUĞUN
(Duraklatıldı.) Like A Los(v)er | Kim Namjoon
Fanfiction[BxB] Beni döven o şerefsizlerin tişörtüme yazdıkları yazı gibiydim ben. "Loser"dım ben.Kaybeden,hem de her zaman... Bacaklarımı kendime doğru çekip ellerimi dizlerimde birleştirdim.Ağlamamak için kendimi tutuyordum,canım çok yanıyordu.Hem fiziksel...