Sabah kalkıp günlük rutin işlerimi halledip üniforma mı giydim pek kahvaltı yaptığım söylenemez. Onikinci sınıf öğrencisiydim ve dersler rahat geçiyor bir o kadar, baskı da vardı.
Ne kadar erken kalkarsam kalkayım geç kalıyordum okula berbat birşey di.
Lakin sevilen bir öğrenci olduğum için yoklamam pek alınmazdı. Okula gelmiştim zilin çalmasına beş dakika kalmış siktir!
Kantine indim her zaman ki yerime cam kenarındaki masaya geçip oturdum çantamda yarım bıraktığım Kitabıma devam ettim. Zil sesini kendime gelince farkettim toparlanıp sınıfıma doğru yol aldım gelen geçenlerin bana günaydın demelerine tebessüm ederek hızla uzaklaştım kapının önünde serap beni bekliyordu.
-Yine mi geç kaldın nur?
-Sanada günaydın bebek, deyip yanağından makas alıp sırama geçtim. Çocukluk arkadaşımdı hala devam eden sorunsuz bir arkadaşlığımız vardı şimdi olduğu gibi.
Biraz öyle konuşup hoca gelmişti ders edebiyattı. Sıkıcı geçmişti ikinci derste başım çatlıyordu her gün çektiğim işkenceyi serap biliyordu çantasında benim için hep yedek koyduğu ağrı kesiciyi bana uzattı bitane alıp içtim hocaya mazareti anlatıp uyudum.
Güzel uyumuşum serapın beni dürtmesiyle uyandım.
-Napıyorsun bücür
-Öğlen arası kalk dedi aq acıtmıştı
beni tutup lavaboya götürdü yüzümü yıkayıp birlikte dışarı çıktık en arka yere geçip onu kantine gönderdim kahve alması için bende o gelene kadar bir sigara yaktım okulda yasaktı ama hep geldiğim yer olduğu için pek yakalatmamıştım kendimi.
Bücür yanıma gelince elindekini alıp teşekür ettim gelen geçenleri bana anlatıyordu konuşmayı sevmezdim kafa sallayıp onaylıyordum onu.
Sinir olsada yine de tebessüm etti kahve ve sigaram bitmişti beraber bahçeye geçtik çimenlerde oturduk sessizlik daima iyiydi dersimizde boştu matematikçi gelmemişti sınıf arkadaşlarımızın haykırarak sevinmelerine onlardan uzaklaşıp çimenlerde oturmuştuk ben kitap okurken serapda göğsümde uyuklamıştı eve gitmeyi tercih etmemiştik öyle uzun şekilde kaldık kıçımın sızladığını hissedip korkutmadan onu uyandırdım çünkü son zil de çalıp herkes evlerine gidiyordu hala uyku mahmuru olan serapı tutup ayağa kaldırdım biraz bağırsada işe yaramıştı kendine geldin Bücür.
Bücür diye seslenirdim benden kısaydı her deyişimde bana çakması bir olurdu ama yinede derdim gıcıklık degil mi.
Koluma girip dışarı çıkmıştık onu servisine kadar eşlik ettim eliyle yanağını gösterip evet gel diyordu yanaştım öpüp oturdu bir yere görüşürüz deyip bende yürümeyi tercih ettim cebimdeki telefonu çıkartıp şarkı açtım, ıslık çalıp şarkıya eşlik ediyordum okulla evimle arasında pek mesafe yoktu. Kız meslek lisesi vardı okulumla evimin arasında.
Yolu yarılamıştım sokağa sapıcağım sırada dikkatimi çeken birşey oldu lisenin önünde bir grup kız onlara doğru yürüdüm yine olaylı birşey geçiyor dur dedim içimde bu lise böyleydi sorunsuz geçmezdi.
Neyse yaklaşmıştım görebileceğim bir yere geçtim bir kızı ortalarına almış gülüşüyorlardı etrafındakiler de izliyordu insanlık ölmüş diyip kaşlarımı çatıp onları izledim.
küçük kız ağlıyordu sinirlenmiştim. Kendini begenmiş kızlardan hep nefret etmişimdir.
Ortada biri çıkıp tam kıza tokat atıcakken ortaya daldım kızı arkama aldım.
-Sorun ne kızlar diyip sırıttım, gruptan biri atlayıp seni ilgilendirmez dedi! Haklı banane dimi konuşanın üzerine yürüdüm cılız bir kıza karışmak kolaydı üzerine bağırmamla etrafımdakilerin dağılması bir oldu oda özür dileyip çekip gitmişti Veletler.
Kızın korktuğu belliydi ağlıyordu siktir peşimden gel dedim.
Dediğimi yapıp geldi kenarda Duran taşların üzerinde oturduk
-iyimisin
-evet çok teşekkür ederim Dileme dedim seninle ne alıp veremedikleri varmış işte okulda onu hep ezdiklerini vs birşeyler anlattı sonra icaplarına bakıcaktım onların Sevmiştim küçük kızı ağlaması kesilmişti.
Onikinci sınıf olduğunu şaşırmıştım o bunları anlatırken bu halime güldü o Gülünce afalladım yanağında beliren çukurlarına baktım ah fazla güzeldiler.
Susmuştuk onun sesini duydum beni kendime getirdi.
-ismin ne; dediğinde yüzüne hala bakıyordum minik burnu, küt saçları ,boncuk gözleri sevimliydi kafa sallayıp sırası değildi.
Nur' dedim, senin peki Destina' deyince güzel isim güldü tekrar sergilemişti gülüşünü bende tebessüm ederek baktım ona kalkalım mı evet iyi olur.
Beraber kalkmıştık yol boyunca pek konuştuğumuz söylenemezdi hala. Evlerine yanaşmıştık müstakil di. Burası dedi eliyle gösterdi şaşırdım bir sokak vardı sadece aramızda heyecanlandım.
Sarıldı bana afallamıştım bende sarılışına karşılık verdim ayrıldı:
-çok teşekür ediyorum tekrar
-önemsiz deyip gülümsedim oda güldü sarhoş etmişti gülüşü görüşürüz deyip içeriye geçti.
Ben hala orada bekliyordum neydi bu şimdi.
Yola devam ettim aile apartmanımız gözüktü küçük kız aklımda çıkmıyordu.
Kapının önünde oynayan kızkardeşimi farkettim koşarak sarıldı bana alnından öpüp eve geçtim anneme selam verip odama geçtim babam henüz gelmemişti üzerimdekileri çıkartıp rahat birşeyler giydim biraz annemle vakit geçirip yemekte çağırmayın beni deyip odama çekildim, iştahım yoktu hiç.
okulda işlediğim dersleri tekrar yapıcaktım son sınıf olunca tabi evdeki baskılardan kurtulmam mümkün değildi beş saat dersin ardından saat onbirdi güzel deyip yerimden doğruldum içeriye baktım mavişim uyumuştu babam ve annem de TV izliyorlardı mutfağa gidip bir kahve yaptım kendime alıp balkona çıktım elimdeki sigarayı yakıp derin bir nefes çektim Destina demek.
Aklımdan atamıyordum belki hiç görmicem bir daha ama etkilenmiştim ondan kalbimin olduğunu Hissettirmişti. Gökyüzünü izlemeye başladım geceyi severdim sigaramı bitirince attım kahvemi de son yudumunu içip biraz daha temiz havayı soldum iyi gelmişti içeri geçip yatağıma girdim onu düşünerek uykuya daldım.
Destina'
🌈
