Jeongguk: hyung,
haddim değil biliyorum ama,
4 gündür yazmıyorsun.
iyi misin?
Jimin: bunu gerçekten merak ediyor musun jeongguk?
gerçekten iyi olup olmadığımı merak ediyor musun?
Jeongguk: bak, haklısın tamam mı?
sana yaşattığım acıdan sonra,
hele üzerinden 4 yıl geçtikten sonra sana bunu sormam saçma.
ama merak ediyorum.
nasılsın?
Jimin: doğruyu mu istersin yalan olanı mı jeongguk?
Taehyung: biz sana yalan söyledik,
ama sen doğruyu söyle jimin.
Jimin: madem öyle diyorsunuz,
duygularımı anlatmam gerekirse yerle bir olduklarından haberiniz vardır diye düşünüyorum.
çünkü ben en güvendiğim sizler tarafından ihanete uğradım.
size ailem dedim.
sizi her şeyim bildim.
ama siz,
siz beni hiçe saydınız.
beni mahvettiniz,
hayatımı çaldınız,
annemi çaldınız,
siz beni yaşarken öldürdünüz.
şimdi sizce nasılım?
iyi miyim?
değilim, bok gibi hissediyorum.
Hoseok: jimin sana yemin ederim bilmiyordum,
anneni öldürecekleri bilmiyordum.
bunu ne telafi eder, bedelini neyle öderim bilmiyorum.
canımla bile ödemeye hazırım.
Jimin: bunu istediğimi nereden çıkardın?
seni ben değil, yaptığın o şey öldürecek.
zihnindeki sesler asla susmayacak.
ölene kadar onlarla yaşaman bana yeterli hyung,
ben zaten ölüyüm artık.
intikam da istemiyorum.
Namjoon: jimin, sen iyi değilsin.
izin ver sana yardım edeyim.
hatamı telafi edebilirim.
Jimin: hatanı telafi etmene gerek yok hyung,
böyle bir şey istemiyorum.
sadece beni nasıl mahvettiğinizi size anlatıyorum.
hayatımın ne denli boka battığını ve bana neler yaptığınızı bilin istiyorum.
çünkü bu gerçeklerle yaşamak beni öldürüyor.
daha taşıyamıyorum omuzlarımdaki ağırlığı.
ben bittim artık,
siz de bitin.
Jeongguk: hiçbir zaman o eski jimin hyung olamaycaksın değil mi?
seni biz bu hale getirdik,
yaptıklarımız affedilir şeyler değil,
canımızı alsan içindeki ateş sönmez,
gerçi yüzüm de yok.
ama yine de hyung,
bizi affedebilir misin?
Jimin: siz bunu hak etmiyorsunuz.
sizi asla affetmeyeceğim.
