Eski Dost

748 43 132
                                    

𝕋𝕦𝕘𝕜𝕒𝕟-𝕊𝕖𝕟𝕚 𝕔𝕠𝕜 𝕠𝕫𝕝𝕦𝕪𝕠𝕣𝕦𝕞♫︎

40 oy sınırı var.⭐
Diğer kitabım SUKUN. Göz atabilirsiniz.

Sürprizlerinden sonra bayağı bir ağlama, salya ve sümük kısmı olmuştu benim için. Garip olan kısmı ben ağlayınca Ayaz da benimle birlikte ağladı.

Erkek ağlamaz mı cidden onu deme sebepleri ne acaba. Bence bir erkek ağlarsa çok daha güçlüdür. Bir kere ağlayan erkek kimseden çekinmez ve içindekileri dışarı yansıtır.Bu yüzden Ayaz hayatımda tanıdığım en güçlü erkeklerden birisi.

Sürprizleri sevmezdim aslında. Hala da sevmiyorum. Ama bu aşırı derecede mutlu etti. Ayrıca bu doğum günü vb. gibi şeyler için sürpriz değildi zaten. İçlerinden gelmişti bu daha da güzeldi benim için.

Onların bir parçası olmuştum. Laşer hariç diğerleriyle çok yakın zamandır tanıyoruz birbirimizi lakin Laşer'den hiçbir farkları yoktu.

Sadece Kuzey biraz uzak davranıyordu bana. Gerçi genel tavrı buydu. Uzak görünüyor ama bir o kadar da yakındı aslında. Neden pek gülmediğini merak ediyordum . Sayılı kez görmüştüm ve ona çok yakışıyordu. O gözlerinin içinin gülmesi ,onu gerçek anlamda mutlu görmek nedensizce beni mutlu ediyor.

Gülmek çok kolaydır. Benim bahsettiğim gülme dudağının iki kenarını yukarı kaldırmak olan değildi. O son derce sahte olabilir. Benim asıl bahsettiğim dudaklarında bir tebessüm olmasa bile gözlerinin gülmesi.

Herkes seni gülmediğini sandığı için yargılayabilir . Sanmak diyorum çünkü kimse senin gözlerindeki mutluluğa ve o mutluluktan dolayı gözlerinin parlamasına dikkat etmez. Onlar sadece yüzündeki ifadeyle yargılarlar karşısındakini.

Şuan grup evinde oturmuş sohbet ediyorduk. Daha doğrusu onlar küçüklük anılarını anlatıyordı. Küçüklükten arkadaş oldukları için aileleri izin vermiş bu evi almalarına. Çoğu reşit olduğunu için de sorun olmamış zaten.

Çok şaşırdığım şey ise Laşer de diğerleriyle arkadaşmış küçükken. Hep arada teyzesinin yanına giderdi. Ben küçükken üzülmeyeyim diye orada onlarla tanışıp eğlendiğini anlatmamış. Gerçekten ne kadar da doğru bir arkadaş seçmişim. Bu kadar naif düşünmesi duygularmadı desem yalan olur.

"Ee minnak kankam sen anlat senin küçüklüğün nasıldı?" Genelde ben dinleyen taraf olduğum için şaşırdım bana soru sormasına. Gülümseyerek Ayaz'a baktım. Bana minnak kankam küçük çocuğum ve Dalin gibi bir sürü lakap takmıştı şimdiden.

"Aslında bakarsan benimkisi sizin kadar eğlenceli değildi Ayaz .Demek istediğim sıradandı işte ." Ayaz kafasını yavaşça salladı. Bir anda Laşer'in sesini duymamla irkildim.

"Ya siz Lalin'in böyle olduğuna bakmayın. Küçükken aşırı cadıydı. Mesela bayramlarda beni tehdit edip tüm şekerleri kendisi alırdı. Sonra ben bunu dayısına söylediğimde ağlar 'dayı ben Laşer'in dişleri çürümesin diye kendimi feda ediyordum ama kızma bana' falan derdi."

Herkes kahkaha atarken sinirle Laşer'e baktım . Bir kere ben onun iyiliği için şey etmiştim ne var bunda. "Ya sen küçükken Laşer'i nasıl tehdit ettin Lalin?" Bu sefer gülme sırası bendeydi.

Gülerek Laşer'e baktığımda o da bana korkuyla bakıyordu. Dayanamayıp kahkaha attım. Gülmeyi kesip derin bir nefes aldım. "Laşer küçükken benim bir tane pembe elbisemi giymişti. Yani yalan olmasın ben zorla giydirmiştim. Sonra ben de onun fotoğrafını çekmiştim. Onunla tehdit ettim işte."

Kimse Laşerden böyle birşey beklemiyor olacak ki ilk şaşkınca bakıp sonra güldüler. Bu sefer Laşer bana sinirle bakıyordu. Ama tatlış bir sinir. Ağzından mırıltı şeklinde 'bunu sen istedin' e benzer birşey çıktı. Fakat tam duyamadım.

KüçüğümHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin