Elementler /KTH / JJK / JHS / PJM

Yazar Park Jim-in

Minnie gelince odama çıktık .

" noldu kızım "
" bekle tmm"
" peki "

Arkamı döndüm ve tişörtümü çıkartım . Ve sırtım Minnie yede dönük olsa şok bakışlarını hissediyodum .

Yerden tişörtümü aldım ve giydim .

" minnie bak-" dememe kalmadı . Minnie tiz bi çığlık attı. Hemen ağzını kapatım . ' salak mısın ? ' bakış atım.

"KIZIM BİRŞEY Mİ OLDU ? " diye bağırdı annem.
"YOK ANNE YA MİNNİE BÖCEK GÖRDÜ SANDI " dedim
"TAMAM "

"O..o..o ne..ney..neydi "
"Patlamada bi karışım dan dolayı ola bilirmiş "
"Miş derken "
"Sen gelmeden internete baktım , şansıma güney kore den bi yazar varmış bi kitabı"
"Şansına "
"Şaşkınlıktan papağan oldun galiba salak hani ben korece biliyorum ya . Bu kitaptan üç dil var miş fransızca , ispanyolca ve korece şeklinde . Ben bu dillerden biri olan korece kitaba bakıcam. "

"Hı hı yani Güney Kore ye gidiyosun "
"Hayır Güney Kore ye giriyoruz "
"Neden "
"Tek yapamam ben Minnie "
"Peki kardeşim ben otel işini hallederim "
"Ben uçak biletlerine baktım en uygunu yarın sabah 6 gibi "
"Okey ben bavulu hazırlayıp geliyorum buraya tamam "
"Tamam , sen gelene kadar ben çoktan bavulumu hazırlarım bile bide araştırmaya devam "
"Okey ben kaçar "

Aşağıya indik. Annem bizi görünce mutfaktan çıktı. O sırada Minnie montunu giyiyodu.

"Minnie kızım nereye ? Yemek "
"Gelicek anne "
"He tamam "

Minnie yi uğurladım , hemen odama çıktım . Bavulumu çıkartım , hızla kıyafetlerimi koydum.

-------yarın----

Alarmın sesi ile kalktım. Hemen havalimanına gitmem gerekti. Hızla rahat bişeyler giyip indim.

Annem uyanmış bekliyodu. Hemen ona sarıldım.

" ağlama be kadın" dedim
"Nasıl ağlama kuzum. Ne zaman gelice inde belli değil."

"Çarçabuk döneriz. "
"Peki kızım" burnunu çekti "Hemen gel"

Başımla onayladım.  Evden çıktım. Minnie gelmişti . Tam zamanı.  Hemen bavulu arabaya yerleştirim havalimanına sürdü.

......

Uçakta bir nebze olsun kestirmiştim. İnmiştik, ayarladımız otele taksi çevirip gittik.

Ben esyalarımı yerleştirip Üstümü değiştirdim.

"Nereye kızım? Ne bu acele?" Diye sordu Minnie

"Benim bu problemi halletmem lazım. Park Jimin i bulduktan sonra gelirim."

"Peki" demekle yetindi Minnie. Çünkü ne kadar inatçı oldumu biliyodu.

O sırtındaki şeyler devasa olmadan benim bu işi halletmem lazım dı.

Otelden çıkıp taksi çevirdim. Hemen bindim. Adresi verdim.

....

Taksi eski görünümlü bir Malikâne benzeri yerin önünde durdu. Üstünde

Park kütüphanesi...

Taksiye ücreti ödeyip indim. Hemen kütüphane ye girmek için 4-5 basamağı çıktım.

Kapıyı araladım. Iceri oldukça sesiz di. Hayır, çıt sesi bile yoktu. Iceri girmem ile kapı kapandı.

"Kimse var mı? " dedim. Görünürde kimse yoktu. "Bay park? "

Anda resmen itildimi hissettim. Ve sonra birinin kollarındaydım. Ellerimi bişeye tutunma ihtiyacı duydu için ellerimi boynuna doladım.

Beni tutan kişiye baktığımda bunun Bay Park yani Park Jimin olunu anladım.

"Ah~ Bay Park " dedim.
"Buyrun" dedi sesi o kadar yumuşak ve güzeldi ki(!)

Geri çekildim.

"Kusura bakmayın lütfen. Ve teşekür ederim"

"Önemli değil Angel"

Kaşlarım çattım, hatırladım kadari ile adımı söylemedim.

"Be..ben size adımı söyleme- "

"Ben bilirim." Dedi .Yaklaştı ve elini kapşonumun şapkasını uzattı.  Elini çektiğinde elinde bir kart vardı.

"Hmm~" anlamış gibi başını salladı. O kart ta ne vardı? Kart ı bana çevirdi. Kartın üstünde buz kanatlı bir kadın vardı. Ama sırtı dönüktü.

O an kafama dank etti...