ÖZGÜRLÜK

264 25 73
                                    

"Bay Park lütfen uyanın efendim ameliyathane aşırı soğuk , enfeksiyon kapma ihtimalinizi yükeltiyorsunuz. Ayrıca morgtaki yeni ceseti ameliyat olucağı için amliyathaneyi-" sesini kesmek için zaten dibimde olan hemşireyi üzerime çekip dudaklarına yapıştım. Kız sanki daha temin beni azarlıyan ve nutuk çeken kişi değildi ve ben oyunculardan hoşlanmam.Kızı sertçe ittim.

Kızı orda bırakıp ofisime adımladım ve kapımı kilitleyip üzerimi değiştirdim ve kahvemi hazırlayan kahve makinesi boş bardağımı bırakmıştım ve kahvenin olmasını bekledim. Bir elimdeki dosyalarda gezdirdiğim gözlerimi çalan kapıya çevirdim. Umursamadan kahvemi yudumladım.

Daha sert çalınmaya başlayan kapı başımı ağrıtıttığı buna bir son vermek üzere kapıyı açtım. Ani bir şekilde kilitle birlikte açılan kapı üzerine şaşkınlıkla yere düşmek üzere olan asistanımı yerle öpüşmekten kurtardıktan sonra ona yönelttiğim sinirli bakışlarım ile "Senin saat 8.00'de burda olman gerekiyor." Cümleme gümüş saatime baktıktan sonra devam ettim. "Tam olarak yarım saat geciktin. Bahaneni merak ediyorum." Ayağımı yere ritmik bir şekilde vururken bir yandan gideceğimiz suç mahalinde ölen kişinin ,ekibim tarafından, hazırlanmış bilgilerine göz gezdiriyordum.

"Üzgünüm Bay Park , kızlarım dün akşam aşırı ateşlendiği için onların yanında sabahladım ve uyanır uyanmaz buraya geldim ama trafik sebebiyle yarım saat geciktim. Ekiple aşağıda bekliyoruz efendim." O saygıyla eğilirken kapının yanında bulunan deri ceketimi alıp önlüğümü askıya asıp askı altındaki her zaman hazır olan çantamı alarak çıktım.

" O saygıyla eğilirken kapının yanında bulunan deri ceketimi alıp önlüğümü askıya asıp askı altındaki her zaman hazır olan çantamı alarak çıktım

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

* Mr. Park *

Araca bindiğimde şoför hemen sürmeye başlamıştı.

(Yaklaşık 25 dk sonra)

Geldiğimiz malikâne dışardan oldukça şıktı.içeri girdiğimde beni karşılayan güler yüzlü şirin çocuğu umursamadan yoluma devam ettim ve fotoğrafların çekildiği cesetin boylu boyunca uzandığı suç mahaline adımımı attım. Bana şüphe ile bakan polislere uzmanlık kartımı gösterip cesede yaklaştım. Üzerinde bulunan naylon çarşafı çektiğim zaman göz göze geldiğim cesedin beni ürküttüğü gerçeğini saklamaya gerek yoktu.

Mavi elbisesi kana bulanmış kadının gözlerini yavaşça kapattım. Yanımda getirdiğim çantadan aldığım bir çift eldiveni parmaklarımı sarmasını sağladıktan sonra yüzeysel bir yara aradım narin vücutta. Aralık ağzına baktığım zaman dudaklarının etrafındaki kan kurumuştu. Yüzeysel bir yarası yoktu bir kaç morluk ve ayaklarındaki- bir dakika ayaklarındaki yaralar ? Ayaklarına yaklaşıp dikkatli bir şekilde kokladığımda burnuma gelen fare zehri tarzı koku ile tırnaklarından ve parmak aralarından aldığım örnekleri çantama geri yerleştirdim.

Bana garip bakışlar yollayan ve beni girişte karşılayan çocuğa döndüm. Bakışlarım hâlâ onun üzerinden ayırmadan parmağımı şıklattığım zaman asistanlardan biri naylonu geri örttü.

Çocuğa yaklaşıp "Kimsin sen ?" Diye hesap sordum. O sanki bunu beklemiyormuş gibi daha garip baktı bana. Tek kaşımı kaldırdığımda sorumu yienlemek yerine kolunu tutup dışarı çıkarttım. Kollarımı bağlıyıp önüne geçtim. Elini uzatıp"Dedektif bürosunun şefi Min Yoongi. Sende Dr. Park Jimin olmalısın tanıştığımıza memnun oldum." Dedi yüzünden silmediği sıcak gülümsemesi ile. Elini havada bırakıp "Kaçıncı vakan ? Yeni olmalısın çünkü daha önce hep Taehyung ile çalıştım." Yüzü düşen çocuk elini geri çekti ve sorumu kendini toparlıyıp yine gülümseyerek verdi. "Tae hyung ücretsiz izne çıktı sanırım evlenmiş ve balayı için izne ayrılmış o gelene kadar bu vakada bana sen yardımcı olacaksın. Ayrıca senin gibi sahada profesyo-" diye heycenla konuşmasını bölen şey kolundan tutup sürüklememdi.

Onu evin yakınlarındaki ağaçlığın kuytu bir yerine çektiğimde bana korku dolu gözlerle bakıyordu. Hadi ama neden bu kadar Minsoo'ya benziyorsun...

*Bilgi: Minsoo Jimin'in ölen eşi.*

Birden hapsettim dudaklarını dudaklarıma

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Birden hapsettim dudaklarını dudaklarıma. O beni itmeye çalışırken kendime gelipbir anda bıraktım onu ve oldukça sert bir tokat karşıladı yüzümü. Dudaklarını hırsla silerken gözleri döküyordu incilerini. Ordan uzaklaşıcakken
birden beni tutup "Lütfen... Beni bir daha... Öp..." Demesiyle ilk olarak duraksadım ardından arkama bakmadan ordan uzaklaştım... Ona bunu yapamazdım... Onu sevmeyip onu öperken başkasını düşleyemezdim...

Bitti... Aşkolara gelsin öpücüklerim yorumları ve oyları bekliyorum 💋💋💋💋♥️♥️♥️♥️

WELCOME TO MY HEART ♥️Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin