Bölüm 1: Başlangıç

10 1 0
                                    

Kulağımda müzikle sizi hikayenin en başına götüreceğim. Teknoloji çağında doğduğum için ve tekinsiz bir semtte doğduğum için sokakta oynayabilecek arkadaşım yoktu. Büyüklerim sokak hayatını bana anlatırken ben onlara özenirdim hep bende dışarı çıkmak arkadaşlarımla oynamak isterdim. Oynayamadım oynayacak arkadaşım yoktu sonra zaman ilerledi büyükannemi kaybettim tüm ailem ağlarken bana ağlama dediler susturdular beni ağlamadım ağlayamadım orada dayılarım gözümün önünde bayılıyorlardı hastane kapısından giren her akrabam ya fenalaşıyor ya da bayılıyordu 12 yaşımda olmalıyım o zaman benim için travma gibi birşeydi ailem ağlıyor akrabalarım ağlıyor ama bana ağlama diyorlardı zaman ilerledi bir yıl içerisinde beş tane amcamı kaybettim sabah amcam öldü diye uyandırıldım yine de yılmadım zaman ilerledi 8. Sınıfa geçtim hızlı zamanlarım olarak değerlendiriyorum o zamanlarımı çünkü gözümün açıldığı zaman olarak düşünüyorum 8. Sınıfta dershane ve okula gidiyordum sürekli sevgililik kavramını öğrendim aldattım aldatıldım sevdim sevildim ama hep soyutlandım o zamanlar çok renkli bir kişiliğim vardı 14 yaşında bir çocuktan karakterinin oturmasını bekleyemezdiniz sonuç olarak herkes kendine kanka bulmuş eğlenirken benim kankam yoktu üzücü değil ama benim dertleşebileceğim kimse yoktu ki o zamanki dertler gerçekten komik geliyor bana hala ama lise zamanını merak ettim hep lise nasıl olacak acaba nasıl bir ortam olabilir lisede diye videolar izliyordum büyüklerime soruyordum bu zamanlarda bir yandan da sokağı kontrol ediyordum ortaokuldaydım ve tüm arkadaşlarımla aynı semttendik tanıştık 4 sene boyunca birbirimize destek çıktık çok farklı bir arkadaşlığa sahiptik onlarla bir bela varsa hep birlikte çekerdik o belayı başımıza disiplin alacaksak herkes atılırdı bize de verin diye haliyle hiç birimiz disiplin almazdık ortaokul arkadaşlarımla bir kaç kere onların mahallesine gittik teknoloji çağında doğduğum ve sokak kültürünü bilmediğim için bana konuşmaları farklı geliyordu kavgaya mevzu kesici delici aletlere emanet diyorlardı bir zaman sonra ben tüm mahalleyi çözmüştüm terimleri mahalledeki herkesi mahalle abilerini uyuşturucu çeşitlerini alkol dozunu hangi sigaranın ağır ve hangi sigaranın hafif olduğunu beni hala çaylak olarak görüyorlardı ama kavgalara çağırmıyorlar beni koruyorlardı hala.
Bir sabah uyandım evden çıktım sigaramı yaktım mahalleye doğru ilerledim planım mahalledeki arkadaşımı alıp bize geçmek kahvaltı sohbet muhabbetti mahalleye yaklaştığımda ıslık sesleri duydum eğer ki ıslık çalınıyorsa ya birinin dikkati çekilmesi gerekiyordur ya da kavga var gelin çağrısıdır ıslık etrafıma baktım bana değildi o ıslık sigaramın son dumanını alıp fırlattım ve mahalleye koştum toplanmışlardı neler olup bittiğini sordum hemen kavga olduğunu söylendiğinde karşımdakinin telefonu çaldı mahalle abilerinin kulağına gitmişti mahalle abileri beni severlerdi benimde olduğumu duyunca benim gelmemi istemediler eğer ki gelirsem dayak yiyeceğimi söylediler dayaktan korkmuyordum ama abilerin sözü çiğnenmezdi telefonu alıp sebebini sordum
-Abi neden gelmeyim ben kavgaya kardeşlerim gidiyor ben de gidicem
-Ateş işine bak yanıma gelecekler zaten seni de orada görürsem dayağı yersin
-Tamam abi nasıl istersen
Dikkat etmelerini söyledikten sonra arkadaşımı alıp bize geçtim planladığımız gibi kahvaltı yaptık sohbet ettik sonra evine gitti aklım mahalledekilerde kalmıştı aradım bende iyi olduklarını söyleyip kapattılar ama bu işin içinde bir terslik vardı çünkü bizi ve abilerimizi tanırlardı ve sataşmazlardı sataşan kişileri sordurdum mahallenin çoluk çocuğuymuş bizden bile küçüklermiş bizi tanıyorlar olay büyürse dayak yiyeceklerini biliyorlar peki nasıl bize sataşabildiler? Aklımda bu soru dolanıyordu ta ki zil çalana kadar

AteşHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin