VAMPİRE AWAKENING-YOONMİN

BÖLÜM 2

{GÜNÜMÜZ}

Depresif odada tekrar gezdirdi gözlerini. Ayaklarının dibinde birkaç akrep vardı. Oda tamamen temizdi. Büyük ve boş salonda ise ortaya konumlandırılmış altın tozlu tabut dikkat çekiyordu. Çekmemesi imkansızdı. Beklemesi anlamsızdı. Derin nefesleri boşunaydı.

Ayağa kalktı ve oturmaktan uyuşan bacaklarını hareket ettirmek için adımladı. Odanın penceresine adımladı. Camı açtı başka yöne adımladı. Tablolara ilerledi. Kralın dedelerinden ve onların büyük büyük dedelerinden kalan tarihi, kusursuz tablolara yaklaştı. Kralı gibi o da seviyordu tarihi şeyleri.

Yavaşça elini gezdirmeye başladı. Tozu daima alınan tablolardan bazıları sağlam değildi. Birkaç tablo sonrasında geniş köşedeki yavru akrebi aldı. O sırada tablo yere düştü. Sakarlığına iç çekip tabloyu kaldırıp yerine astı. Ayakkabısı hafifçe yere sürtündüğünde gelen hışırtıyla kaşlarını çatıp ayağının altına baktı. Sararmış ve kalın toz tabakasıyla örtülü kağıdı yerden aldı ve tek kaşını kaldırıp kalktığı yere geri oturdu. Kağıdın katlamasını açtı zorlukla. El yazısını ilk bakışta anlamıştı. Kaşları merakla çatılıp silikleşen yazıları okumaya çalıştı.

"Bunu bulacağına emin olduğum can dostum Namjoon'a..

    O gece etrafımızı birkaç saniyeliğine çevreleyen eşsiz kokunun sahibi.. o iyidir umarım Joonie. Ya siz? Siz nasılsınız? Ben kalbime saplanan kılıçla karşında uyuyorum belki canım yanıyor bilemeyiz.. Büyüyü yaptığını biliyorum. Sana güveniyorum. Geç olmadan kokunun sahibini bul Joon. O kanı bul. Laneti bozacak kanın, kokunun sahibini bul. O kişi bizim kurtuluşumuz. Sana, size güvenim sonsuz.

                                  Kral Park.."

Namjoon hızla kafasını kaldırıp karşısında tabutta ölü gibi uyuyan vampire baktı. Anlam vermeye çalışıyor ama kafası karışıyordu. Dudaklarını ıslattı ve hızla yerinden kalktığı gibi odadan çıktı. Elindeki mektubu sıkıyor merdivenleri çıkıyordu yukarı doğru. Hemen bulmalıydı yardımcısını. Hemde hemen.

"Taehyung!"

Nefes nefese salona girdi. Vampir Taehyung karşısındaki adamlarla görüşme yapıyordu. Nefes nefese içeri giren bedeni görünce kaşları çatılmış ayağa kalkmıştı.

"Ne oluyor?"

"Konuşmamız gerek. Hemen."

Taehyung kafasını salladı ve kapıdaki görevli vampirlere baş işaretinde bulundu.

"İzninizle. Anlaşıldığı üzere önemli bir konu. Daha sonra tekrar görüşme ayarlaya biliriz."

Odadan herkes çıkıp sadece ikisi kaldığında Namjoon koltuğa oturdu. Karşısına da Taehyung. Kahin susmaya devam ederek elindeki mektubu yardımcısına verdi. Taehyung karışık kafasıyla kağıdı almış ve açarak okumaya başlamıştı. Her satırda çatık kaşları havalanıyordu. En sonunda kafasını kaldırıp küçük olana baktı. Suskunluk sarmıştı her yanı. Şaşkınlıktan konuşamıyorlar düşünüyorlardı. Gerçek o ya ne düşündüklerini bile bilmiyorlardı.

"Bu ne anlama geliyor?"

"Bilmiyorum Taehyung. Bildiğim tek şey Kral Jimin'in herşeyi bildiği. Ancak nasıl ve nerden bildiği hakkında hiç bir fikrim yok."

"O halde.. o gece zaten büyü yapıldı. Ama.. neden savaşmaya devam etti?"

"Bunun arkasında birşey var ve sadece Kral Park ve büyü yaptırdığı kişi biliyor."