(Bu hikayenin başrol oyuncuları Francisco Lochavski ve Hilal Gül'dür.)
Yeni bir sabah daha; zevksiz, neşesiz. Bundan bir sene öncesine kadar gülücükler saçan gün, bugün adeta lanetler okuyordu; "Niye hâlâ yaşıyorsun Jessica?" der gibiydi. Joseph, sevgimi bile itiraf edemediğim ilk ve tek aşkım, öleli bugün 1 yıl olmuştu. Anma törenine yetişmeliydim. İsteksizce hazırlandım, hiçbirşey yemek istemiyordum. Bu yüzden evden aceleyle çıktım ve arabama atlayıp anma törenine doğru yola koyuldum.
Anma töreninde bir kaç kelime söylemem gerekiyordu, ama ne? Aşkımı itiraf etmek için artık çok geç olduğuna göre başka şeyler söylemeliydim, bu yüzden başka şeyler düşünmeliydim. Konu o kadar dikkatımı dağıtmıştı ki arabayı kullandığının bile farkında değildim. Ve ani bir fren. Bir gölge hızla geçmişti önümden. Çarpmış mıydım ona? Çarptıysam eğer neden çarpış sesi gelmemişti ya da başka bir şey? Aceleyle arabadan indim, kimse yoktu. Peki ya o gölge neydi?
Halüsinasyon görmüş olmalıydım. Saate baktım, geç kalıyordum. Bu olayı daha sonra da düşünebilirdim. Tekrar arabaya bindirme anma törenine doğru yola çıktım, anma törenine varmıştım. Kuytu bir köşe bulup oturdum. Sıram gelene kadar yolda olan biteni düşündüm. Sıram gelince ise korkak adımlarla sahneye yöneldim. Tam kürsüye çıkmışken anma töreninin kapısında bir yüz dikkatimi çekti. Kapının kenarına saklanmış kürsüye bakıyordu. Tanıdık gelen bir yüzü vardı. Ve sonra onu hatırladım, heyacan dolu bir sesle bağırdım:"Joseph!!!"...

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ölümden Süzülen Gölge
FantasyBu nasıl olmuştu? O, o ölmüş olmalıydı. O zaman nasıl karşımda duruyordu?