"1 NİSAN 2015"

30 7 4
                                    

" Aklım karışık. Hissettiklerimi dile dökecek gibi değilim. Anlatamıyorum. Anlatmak istiyorum ama hislerime karşılık gelecek kelimelere kafa yoramıyorum. Ruhen sarhoşum. Bedenim dimdik ayakta fakat ruhum sallanıyor. Gördüğüm her şey sanki gerçekten gördüğüm şeyler değil gibi. Hepsi birer uydurma göz yanılması, beyinimin uydurması, kurgu veya nicesi. Aynaya bakıyorum sanki gördüğüm kişi ben değilim sanırım aklımda ki hayale kanıyorum ve gerçeklikten uzak kalıyorum. Etrafımda ki her şey çok düzgün aslında evim ailem arkadaşlarım görünen hiç bir sorun yok. Ama içimde sebebini bilmediğim bir kaos var günden güne büyüyor. Değişiklik yapmak istiyorum. Ufak tefek ne varsa kendimi onlara vermek istiyorum ama standart bir baskıymışım da ne eskim ne de yenim yokmuş gibi. Saçmalıyorum. Kendimi geliştirmek istiyorum. Hayallerim var onlara ulaşmak istiyorum. Bunları yapabilecek bir istikrara sahip değilim sanırım ya da kendimi çok hafife alıyorum. Bilmiyorum. Şu an hissim kaybolmuş gibi kendi kendimi yalanlıyormuşum gibi gözüküyor. Sanırım iyiyim. Bir şarkı açıp kendimi bırakmak istiyorum. Uyursam geçer mi? Evet, evet bunu yapmalıyım bu hissimi de kaybetmeden bunu yapmalıyım. Yavaş, sakin ve dinlendirici bir şarkı açtım. Yine aynı şey olacak bedenim yavaş yavaş uyuşacak ve kendimi bırakacağım ama ondan önce yine son bir kaç şey daha yazmak istiyorum. Artık 16 yaşında bir genç kızım geriye dönüp baktığımda aklımda çoğu şeyin takılı kalıp beni bitirmesine izin vermek üzereymişim. Şimdi daha iyi hissediyorum. Oyunculukta hala iyiyim. Ama içimde ki o ağırlığın nedenini hala bulamadım ama anladım ki aklımı o yönetiyormuş. Aklıma sahip çıkmaya çalışıyorum. Kendimi kaybetmekten korkuyorum. Neredeyse müziği yarılamış bulunuyorum. Bu mektubu da bitirme vakti geldi. Ben 16 yaşında bir genç kızım ne deliyim ne de hastayım sadece bana ağır gelen nedensiz bir yüküm var."

1 Nisan 2015

İlk mektubun üstünden neredeyse iki hafta geçmişti. Akif ofisine geldiğinde yine bir mektup geldiğini duymuş ve merak etmekten kendini alı koyamamıştı.Okuduğu bu mektup diğerine göre daha iyi hissettirmişti. Umursamadığını düşünüyor fakat kendisini merak etmekten geri alamıyordu. Hep geçmiş tarihlere dayanan mektuplardı bunlar, aklının büyük bir bölümünü işgal eden olasılığı inanmak istiyordu. Mektubu yazan kişinin yaşadığına.

Mektupların sahibine nasıl ulaşacağını bilmiyordu ya da bilmemezlikten gelmeyi tercih ediyordu. Kamera kayıtlarına baktığında geçen sefer ki mektubu getiren postacının olmadığını görmüştü, elbette şubeye gidip sorabilirdi, tanıdıklar vasıtasıyla o kişiyi bulabilirdi, belki bir ihtimali vardı. Fakat duyduğu küçük bir meraktan ötürü böyle bir işe kalkışmayacaktı.

Aklını işine vermesi gerektiğini hatırlattı kendine. Bu meseleyi şimdilik bir kenara kaldıracak ve öncelikli olarak yapması gereken şeylere kendini verecekti,böyle olması gerekiyordu ve kafasında vazgeçmek yoktu. Merakını aklının bir köşesine itti, merakıyla birlikte gelen mektubu da gözünün önünden kaldırdı ve diğerinin yanına koydu.

****************************************************

Akif, kısa aralıklarla dört saatini alan çalışması sonucunda tüm vücudu uyuşmuş bir şekilde ayrıldı sandalyesinden . Ellerini saçlarından geçirip boydan boya uzanan camın önüne geldi. İstanbul'un kargaşası trafiği her zamanki gibiydi. Ardı ardına geçen arabaların,insanların, hepsi düzensiz gibi görünen bir düzenin içinde gidip geliyordu.

Tıklanan kapı ile bakışlarını ve bedenini kapıya döndürdü. "gir" komutu ile içeriye adımlayan sekreteri Handan Hanıma baktı. Handan hanım hafif bir baş selamı vererek Akif 'in evi için uygun bulduğu yardımcıdan bahsetmeye gelmişti.

"Akif Bey, eviniz için başvuran kişileri değerlendirdim ve içinden bir kişiyi seçtim, sizinde onaylamanız ve Güzide Hanımın çıkışına izin vermeniz için geldim."

Akif eliyle masasını gösterip yerine oturdu. Handan Hanım elinde ki CV yi Akife uzattı ve ofis koltuğuna oturdu, elinde ki tablet ile muhasebeden görevli İsa Beye haber vermek için Akif'i bekliyordu.

Akif önünde ki CV yi incelemeye koyulmuştu. Yaklaşık beş yılı tamamlamış olan Gülizar Hanım yeni yeni baş gösteren hastalığı sebebiyle işine devam edemeyecek durumdaydı bu yüzden Akif işinden evine dönene kadar ev ile ilgilenecek birine ihtiyaç vardı.

"Dilan Toprak Aymaz

Yaş: 20

Başvuru pozisyonu: Ev düzeni için yardımcı

Önceki çalışma pozisyonları: Yardımcı, market görevlisi, stant görevlisi, temizlik görevlisi, mutfak çalışanı.

Çalışma saatleri: 09.00-19.00"

Akif üstün körü incelediği CV deki fotoğraf yerine gözlerini çevirdi. Uzun saçlı, alelade bir genç kızdı çok fazla dikkat vermeden elinde ki kağıdı masasının üstüne bıraktı.

"Çıkışı onaylatabilirsin Handan."

Handan Hanım aldığı komut ile Gülizar Hanımın çıkışını yaptırdı ve Toprak' ın girişi için onay verdirdi.

Akif sandalyesinden kalkıp ayaklı askılığın da asılı duran ceketini eline aldı, bu gün aklen ve bedenen oldukça yorulmuştu tüm vücudu güzel bir uyku çekmek ve dinlenmek istiyordu.

"Ben çıkıyorum sana da iyi akşamlar Handan."

"İyi akşamlar Akif Bey."

Duyuğu son sözlere hafif bir baş sallamayla veda etti. Büyük ve sakin adımlarıyla otoparka ilerledi. Olduğu yerde gözlerini kapatmak istiyordu fakat mümkün olmayacağının farkındaydı. Arabasına bindiği gibi radyoyu açtı ve denk gelen şarkıyı dinlemeye başladı, bildiği kadar da eşlik etmeye.

Aklı yine istemsizce gizemli mektup sahibiyle dolmuştu. Eğer hala yaşıyorsa 21 yaşında olması gerekiyordu. Bu mektupların rast gele kendisine gönderilmiş olduğunu düşünüyordu fakat aklı bu düşüncenin çok da gerçekçilik payı olmayacağına kanaat getiriyordu. Bu mektuplar ona bilerek gönderiliyorsa, mektubun sahibi de er geç karşısına çıkacak olmalıydı başka bir ihtimal düşünemiyordu. Küçük yaşta bir genç kız kendisini ifade etmeye çalışıyordu. Neye dayanarak dışarıya karşı susmuş olduğunu ve tek anlatabileceği önünde ki kağıt olabileceğini yorumlamakta zorlanıyordu. Ailesinin, etrafının ve arkadaşlarının iyi olduğundan bahsediyordu. Kötü bir şey yaşadığını açıkça yazmamıştı fakat düşündürtüyordu daha sonra ise saçmaladığını savunuyor onun değimiyle kendisini yalanladığını gösteriyordu. Akif bunu bildikleri ışığında ergenlik olarak yorumluyor ya da aklen sağlığı bozuk birinin kurgusu olduğunu düşünüyordu. Fakat içinde ki merak her bir düşünceyle daha da büyüyormuş gibi hissettiriyordu.

Akif aklını kurcalayan düşünceler ve arka fonda çalan şarkı ile yolculuğunu tamamlamıştı. Otoparka giriş yapıp arabasını park etti ve dairesine doğru adımlarını hızlandırdı.

Dairesine geldiğinde hızla üstünü çıkarıp kendisini duşa attı kısa bir keyfin ardından gün yorgunluğundan kurtulmak adına kendisini yatağa bıraktı.

"1 NİSAN"Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin