๑ Midoriya'nın Ağzından ๑
Odamda yatağıma yatmış, yorganı üstüme çekmiş vaziyette bebek gibi ağlıyordum. Her zaman yaptığım şey. Ya Kacchan beni dövmüştür ya da istemediğim bir şey olmuştur değil mi? Ancak yanlış tahmin, bu sefer farklı bir nedenden dolayı ağlama gereksinimi duyuyordu ruhum. Bugün Todoroki ile kavga etmiştik. Saçma bir nedenden dolayı, şu anda küstük. Bu benim kalbimi acıtıyordu. Kalbim onun yanına gidip özür dilemek isterken, ruhum ise ne hali varsa görsün diyor. İşte böyle ayrımlarda asla bir noktaya varamıyorum. Kendimi kötü hissediyordum. Neden kavga etmiştik ki biz?
...Flashback...
๑ Yazar'ın Ağzından ๑
1/A sınıfının erkekleri, Kirishima'nın odasında toplanmışlardı. Aileleri hakkında konuşuyorlardı. Todoroki, Midoriya'ya babası hakkında soru sormuştu.
"Babam, aslında ben anaokuluna giderken ailemizi terk etti. Annem onun resimlerinin bazılarını sakladı, bazılarını yaktı. Yani onun yüzünü tam olarak hatırlamıyorum. Neyse, peki senin annen Todoroki? Bu konuda bana fazla bir şey söylememiştin."
Todoroki, sağ elini saçlarına daldırdı. Kırmızı ve beyaz renkler iç içe girdi. Midoriya'dan ayırdı gözlerini.
"Boşver. Başka bir kişi anlatsın."
"Neden? Merak ediyorum ama..."
"Seni ilgilendirmiyor! Özel hayatım beni ilgilendirir sadece! Söylemek istersem söylerim!"
Todoroki sesinin yüksekliğini, sustuktan sonra fark etmişti. Midoriya oturduğu sandalyeden kalktı ve odadan çıktı. Todoroki de arkasından koştu. Ona bağırmak istememişti. Eskiyi hatırlamayı sevmezdi. Babasının Todoroki ailesine yaptıkları, Shoto'yu sinirlendirir, üzerdi.
"Midoriya, özür dilerim, bağırdığım için. Seni üz-"
Midoriya, arkasında kalmış meleze döndü. Yüzünde tek bir ifade bile yoktu. Soğuktu.
"Önemli değil. Salaklık bende. Kendini üzme. Bu konular ile ilgili konuşmaya sevmiyorsun. Ama ben sana her şeyini anlatığım ve sana sorduğum zaman senin cevap vermemen beni... Görüşürüz Todoroki."
Todoroki'nin ruhunu resmen kara bulutlar sarmıştı. Önündeki ifadesiz çocuk, onun ilk arkadaşıydı. Onun kahramanıydı. O olmasaydı, odasında tek başına oturur olurdu. Bunu biliyordu. Kolunu tuttu ve ona sarıldı. Midoriya ise onu geri itti. Melezin elleri havada kalmıştı. Şaşırdı. Hiç böyle davranmazdı o. "Buna, ben mi sebep oldum yani?" Todoroki, Midoriya'nın tekrar kolunu tutmaya çalışsa da, geri çekildi kısa boylu oğlan.
"Duygu sömürüsüne gerek yok."
Odasına doğru yürümeye başladı. Todoroki biraz da olsa sinirlenmişti. O da kendi odasına gitmek için asansöre doğru yürümeye başladı. O sırada sessizce söylendi. Midoriya bunu duymuştu.
"Böyle davranırsan eğer aramız bozulur. Bunu en iyi sen bilirsin, Deku."
...Flashback End...
Bana "Deku" diye seslenmişti. Hiç böyle demezdi. Alışık değildim buna. Onu üzdüm. Saçma sapan bir nedenden dolayı hem de. Çok şapşal biriyim! Her zamanki ben işte. Bir şeyi çok büyütüyorum. Kendimden nefret ettiğim zamanlardan biri daha.
Kolumla boncuk boncuk akan gözyaşlarımı sildim. Yastığımın ve yorganım biraz nemliydi. Telefonumu yastığımın altından aldım. Instagram'ı açtım. Sadece zaman geçmesi için gezinmeye başladım. Bizim kızlar AVM'ye gitmişlerdi. Onun fotoğraflarını atmışlardı. Beğenmeden geçemezdim. Merakımdan "beğenenler"e girdim. Bizim sınıftaki çoğu kişi beğenmişti. Hocalarımızdan birkaç kişi, All Might, annenelerimiz falan. Bir tek Todoroki beğenmemişti. Yine gözlerim biraz sulandı. Bu nedenle Instagram'dan çıktım. Galerimde girdim. Sınıf fotoğraflarımızdan en sevdiğimi buldum. Todoroki ve benim olduğumuz yeri büyüttüm. Baş parmağım ile Todoroki'nin fotoğrafını okşamaya başladım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
🚫 [๑ Falling Alone ๑] / Tododeku
ActionO gün, seninle geçirdiğim son gün olduğunu bilseydim; Kavga etmez ve sonsuza kadar uzak kalmazdık... Sevgili Günlük, O hastaneye gideli haftalar oldu. Belki de aylar. Sayamıyorum artık. O olmadan dakikalar, saat oldu bana. Günler, yıl gibi geliyor...