Osman düşüncelere dalmış bir şekilde basket sahasında duruyordu. Uygulayacakları plan Sinan'ın küçücük bir sınav mevzusunu büyütmesinden dolayı iptal olmuştu. Bu yüzden bayağı bir sinirliydi açıkçası. Bu kadar büyütmesi gerekli miydi gerçekten?
Önündeki hareketlilikle bakışlarını yerden çekebilmişti nihayet. Sinan? Niye gelmişti şimdi bu? Geldiğini görmemiş gibi yapıp ona bakmayı reddederek karşıyı izlemeye başladı.
"Hiç özür falan dilemeyeceğim. Ya da tamam siktir et diliyorum özür. Ama bu özür meselesi toplumsal olarak çok büyütülüyor. İnsan kendini fazla kutsadığından mı nedir?"
Osman inanamaz gözlerle baktı.
"Gerçekten şu anda yine felsefe mi yapacaksın?"
"Tamam sadede geliyorum. Kemal Burcu'dan hoşlanıyor."
"Nereden çıktı?"
"Gördüm. Var bir şey. Anladığım kadarıyla karşılıklı ego yapıyorlar o yüzden olmuyor. Ben gideyim bir konuşayım diyorum. Sonrasında da yeni bir plan yapalım ve yolumuza bakalım. İptal etmeyelim yani."
"Hani anlamıyordun aşk meşk dalgalarından?"
"Zaaflardan anlıyorum. Aşk da zaafların en kötüsü. Kendine karşı saygını yitiriyorsun. O derece."
Sinan'ın böyle cümleler kurması şaşırtmıştı Osman'ı. Tam bir aşk adamı gibi konuşmuştu.
"Ee yapıyor muyuz yeni bir plan?"
Osman sadece gülümsemekle yetindi bu soruya. Bir de fındıklarını paylaşarak. Yumuşadığı bakışlarından belli oluyordu ve Sinan da anlamıştı zaten bunu.
"Neden şimdi?"
"Ne şimdi?"
"Ne oldu da umursamaya başladın? Neden yani?"
Bu soruyla Sinan'ın kafası başka diyarlara gitmişti anında.
"Aşık mı oldun yoksa?"
Sinan cevap vermek yerine sadece kafasını başka tarafa çevirip gülmekle yetindi.
"Kime?"
"Bu sorunun cevabını cidden bilmiyorsun sanki."
Osman kaşlarını çattı. Sonra sabahki sınav olayını düşündü. Daha yeni oturtmuştu taşları yerine. Işık ve Sinan mı? Işık'ın Sinan için sınavını feda etmesi. Sinan'ın bu olaya bu kadar sinirlenmesi. Demek bu yüzdendi her şey.
"Peki ya seninki kim?"
Osman Sinan'ın sorusuyla düşüncelerini bir kenara bırakarak soruyu algılamaya çalıştı.
"Anlamadım?"
Sinan ciddiye almayarak konuşmaya devam etti.
"Bir şey yokmuş gibi davranma. Aşkı anlayan anlatsın dediğimde kurduğun cümleler, sevmeyen birinin kuracağı türden değildi. Kim bu kız? Tanıyor muyuz?"
Osman gülmüştü ama samimi bir gülüş değildi bu.
"Sana sevdiğim kişiyi söyleyecek kadar yakın mıyız seninle sence?"
"Yani ne bile-"
"Biraz zaman geçirdik diye birbirimizle ilgileniyormuşuz gibi yapmamıza gerek yok. Planı uygulayıp geçelim. Birbirimize hayatımızı anlatacak değiliz."
Cümlelerini bitirir bitirmez oradan uzaklaşmıştı Osman. Sinansa yine insanların onu hayal kırıklığına uğratması dolayısıyla orada yalnız başına kalakalmıştı.
dayanamayıp yazdım... pek beceremesem ve güzel olmasa da...
ARKADAŞLAR BEN ÇOK SEVİYORUM BUNLARI.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
wild world, sinman
Fanfictionhayattan zerre zevk almayan sinan ve hayatı dolu dolu yaşamayı tercih eden osman. birden aynı hayatı yaşamak zorunda kalırlarsa?