Sinan'ın sorusuyla afallayan Osman, hiçbir tepki vermezken Sinan sorusunu tekrarlamıştı.
"Neyi bilmiyormuşum ben?"
Osman gözlerini kaçırarak geriye doğru çekildi. Soru karşısında sadece kafasını kaşıyıp bir şeyler geveleyebilmişti.
"Yok. Yok bir şey. Saçma sapan konuşuyorum işte."
Sinan bu laflara inanmamıştı fakat üsteleyecek kadar da hali yoktu. Elleriyle gözlerini kapatıp arkasına doğru yaslandı. Zamanı geldiğinde bu sorunun cevabını mutlaka alacaktı.
"Ben gideyim artık."
Osman'ın sözleriyle gözlerini açan Sinan, karşısındaki çocuğa dik dik bakmaya başladı. Osman da ne var dercesine kafasını salladığında Sinan yine elleriyle gözlerini kapatmıştı.
"Sen bilirsin. Başım çatlıyor zaten, uyuyacağım."
Osman endişeli bir şekilde bakarak tereddütle konuşmuştu.
"İyi olacağına emin misin?"
Sinan bu sözlere, kapalı göz kapaklarının ardından göz devirmişti.
"Kendime bakabilirim. Çocuk değilim."
Duyduğu sözlere Osman bıyık altından gülmüş ve bir şeyler mırıldanmıştı.
"Tıpkı bir çocuk gibi davranıyorsun ama."
Sinan bu kez kafasını kaldırıp 'ne var' dercesine bakınca bir şeyler uydurmuştu.
"Görüşürüz diyorum. Yarın yine uğrarım."
"Yarın?"
"Evet yarın? Bir hafta raporun yok mu senin?"
Bunu söylerken aynı zamanda yere düşen rapor kağıdını eline aldı ve gösterdi.
"Tamam da, her gün beni kontrole mi geleceksin böyle?"
Osman bu soruyu cevaplamayı reddedip omuz silkmişti. Ardından elini kaldırarak veda edip evden çıktı. Sinan donuk bir şekilde kalakalmıştı.
. . .
"Ya Sinan! Neden yemedin gönderdiğim yemeği?"
Sinan yorgun bir şekilde gülümseyerek karşısındaki kıza baktı. Bu haliyle tam bir çocuğa benziyordu.
"Işık yedim ya işte. Bu kadarını alıyor midem, daha fazla yiyemiyorum."
Sarışın kız kollarını göğsünde birleştirip kızgın bakışlarını Sinan'dan farklı bir yöne çevirmişti.
Sinan gülmemek için kendini zorlarken karşısındaki mızmız bebeğin kollarına dokunmuştu.
"Bak ben iyiyim. Ateşim de yok artık."
Sinan'ın konuşmasıyla birlikte Işık, endişeli bir şekilde Sinan'a dönmüş ve elini alnına koymuştu.
"Gerçekten de düşmüş ateşin. Ama yine de hastayken iyi beslenmelisin."
Sinan kafa hareketiyle kızı onaylamıştı.
"Biliyorum Işık, beni biliyorsun ama normalde de çok yemem dün de ancak bu kadar yiyebildim hasta halimle."
Işık artık mızmızlanmayı bırakıp kafa sallamıştı.
"Tamam Sinan, iyiysen sorun yok. Bugün getirdiklerimi biraz daha fazla yemeye çalış ama tamam mı?"
Sinan gülümseyerek konuşmuştu.
"Tamam, yemeye çalışırım. Merak etme beni. Daha kalacak mısın sen?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
wild world, sinman
Fanfictionhayattan zerre zevk almayan sinan ve hayatı dolu dolu yaşamayı tercih eden osman. birden aynı hayatı yaşamak zorunda kalırlarsa?