1 - Mektup

1.2K 54 32
                                    

Harry Privet Drive'daki dört numaralı evin bahçesinde uzanıyordu. Kendisiyle dalga geçen çocuğa yaptığı şeyi düşünüyordu. Çocuk sanki işkence yapılıyormuş gibi çığlık atıyordu. Muhtemelen de çocuğun canı çok yanmıştı. Harry bunu yapmaktan sadistçe zevk almıştı, her ne kadar ilk başta korksa da. Bu olaydan sonra teyzesi ve eniştesi onu kendi hallerine bırakmaya karar vermişlerdi. Muhtemelen korkmuşlardı. Bir daha kendisine bulaşacaklarını sanmıyordu Harry. Özellikle Dudley bu olaydan sonra Harry'i görse hemen kaçıyordu. Bir de artık merdiven altındaki dolapta kalmıyordu, Dudley'in ikici yatak odasına taşınmıştı. Harry kendisinin özel olduğunu biliyordu. Bir daha kimsenin ona karışmasına izin vermeyecekti. Harry hava kararmaya başlayınca yemek için eve doğru yürüdü.

Sabah uyandığında postaları alınması istenmişti. Reddetmek istese de iç sesi gidip almasını söylüyordu. Postaları almaya gittiğinde kendisine bir mektup görmüştü. Onu pantolonunun cebine sokup diğer mektupları eniştesine vermeye gitmişti. Kahvaltı bittiğinde hemen odasına gidip mektubu açtı. Mektupta Hogwarts Cadılık ve Büyücülük okuluna çağrıldığı yazıyordu. Kendisinin zaten özel olduğunu biliyordu. Ya babasıyla annesi de büyücüyse? Bunu teyzesiyle eniştesine sormalıydı. Çok sinirliydi. Bir hışımla aşağı indi. Mektubu göstererek "Annemle babam da büyücü müydü ?"diye sordu. "Evet, doğru. Onlar da senin gibi büyücüydü!" diye cevapladı Petunia Teyze. "O da senin gibi okul mektubu aldı sonra ortadan yok olup oraya gitti -okul dedikleri yere-, tatillerde geliyordu eve, cepleri kurbağa yavrularıyla dolu, çay fincanlarını fareye çeviriyordu. Onu olduğu gibi, garip bir yaratık olarak gören tek kişi bendim! Ama annemle babama sorarsanız, yere göğe koyamadıkları Lily'ydi o, ailede bir cadı olmasından gurur duyuyorlardı!"

Derin bir soluk almak için durdu, sonra içini boşaltmayı sürdürdü. Anlaşılan bütün bunları söylemek için yıllardır bekliyordu.

"Sonra Potter'la tanıştı okulda, kaçıp evlendiler, sen doğdun, biliyordum senin de onlar gibi tuhaf, onlar gibi -anormal- sonra da, bağışla beni, gitti kendini havaya uçurttu, sen de başımıza kaldın!"

Harry sinirden bembeyaz kesilmişti. Bir şey söyleyecek gücü kendinde bulur bulmaz,"Havaya mı uçurttu? BANA ARABA KAZASINDA ÖLDÜĞÜNÜZÜ SÖYLEMİŞTİNİZ!" Etraftaki eşyalar yükselmeye başladı. Dursleyler bir köşeye sindiler. Birden acıyla çığlık atmaya başladılar. Harry bundan zevk alıyordu. Kendisine yaptıkları davranışlar, söyledikleri yalanların intikamıydı bu. Durduğunda evden eşyalarını alıp sokağa çıktı. Biraz ilerledikten sonra yolun kenarına oturdu. Mektupta gideceğini söylemek için baykuşla mesaj yollaması gerekiyordu. Ama nereden yapacağını bilmiyordu. Burada oturup beklemekten başka çaresi yoktu.

Karşıdan dev gibi bir silüet ona doğru yürüyordu. Harry korkudan geri geri gidiyordu. Dev yanına geldiğinde kaçmanın hiçbir işe yaramayacağını anladı. "Haa, işte Harry. Sen burada ne arıyorsun? Dursleylerde olman gerekiyor." Harry'nin ağzından "Kaçtım." lafı çıktı. Hala deve cevap verip vermemek arasındaydı ama olan olmuştu. "Neden kaçtın hiçbir fikrim yok ama şimdi burada olduğuna göre gel senle biraz konuşalım. Sonra da okul malzemesi almaya gidelim"

Harry'nin bu deve güvenip güvenmeme arasında kalmış olduğu belli oluyordu. "Bana güvenebilirsin Harry. Beni buraya okul müdürü Albus Dumbledore gönderdi." Harry sonunda gitmeye karar verdi. Sabaha kadar burada duramazdı ya. "Doğru. Kendimi tanıtmadım. Ben Rubeus Hagrid. Hogwarts'ta Anahtarların ve Toprakların Bekçisi." Harry bu okulun ne kadar büyük olduğu düşünüyordu ama bunu söylemedi. "Bu arada neden kaçtın Harry?"

"Bana yalan söylediler, köle gibi davrandılar. Büyücü olduğumu bile mektubu alana kadar bilmiyordum. Onlardan nefret ediyorum. Annemle babamın araba kazasında öldüklerini söylediler. Teyzem kendilerini havaya uçurduğunu söyledi. Ne demek istiyordu Hagrid?" Hagrid sinirlenmeye başlıyordu. "LİLY VE JAMES POTTER ARABA KAZASINDA ÖLDÜ HA? Onlar büyük büyücülerdi Harry. Ünlüydüler. Daha kendi geçmişinden haberin bile yok." Ünlüler miydi ? O zaman kendisi neden buradaydı eniştesinin evinde ?

Harry "Niye? Ne oldu ki?"diye sordu hemen.

Hagrid'in yüzündeki öfke silindi. Ansızın bir endişe aldı onun yerini.

Alçak, üzgün bir sesle, "Bunu beklemiyordum," dedi Hagrid. "Dumbledore söylediydi zaten, sana ulaşmak güç olacak dediydi, hiçbir şeycik de bilmediğini söylediydi. Ah, Harry bunu dosdoğru anlatacak adam ben miyim, bilemiyorum -ama biri çıkıp anlatmalı- bir şey bilmeden de Hogwarts'a gidemezsin."

Harry'nin yanına oturdu. "Her şey bir adamla başlıyor, adı -olacak iş değil, adından haberin bile yok, dünyada herkes biliyor onu-"

"Kimi?"

"Şey - mecbur kalmadıkça adını ağzıma almam. Kimse almaz."

"Neden?" Harry bu adamın yarattığı korkuyu düşünmüştü de - muhteşemdi! "Neyse adını söylemek zorundayım. Adı Voldemort." Dedikten sonra yutkundu ve kaldığı yerden devam etti."Adını söyletme bir daha. Bu büyücü kendine yandaş aramaya koyuldu. Buldu da - kimi korkuyordu, kimi de onun gücünden bir parça kapmaya bakıyordu. Güçlüydü güçlü olmasına. Karanlık günler, Harry. Korkunç şeyler oldu. Her şeyi ele geçiriyordu. Kimileri karşı koydu elbet - onları da öldürdü. Tek güvenli yerlerden biri Hogwarts'tı. Kim-Olduğunu-Bilirsin-Sen'in korktuğu tek adam Dumbledore'du. Okulu ele geçirmeyi göze alamadı, o sırada göze alamadı diyelim." Hiç sanmıyorum dedi Harry içinden. Sadece ismiyle korkutan biri bir adamdan mı korkacaktı? Hogwarts'a saldırmamasının sebepleri vardı muhtemelen.

"Senin ana baban görüp göreceğin en esaslı büyücülerdendi. İşin esrarı burada zaten, Kim-Olduğunu-Bilirsin-Sen belki de bu yüzden onlara hiç yanaşamadı... İkisinin de Dumbledore'a yakın olduğunu, Karanlık Yan'la bir alışverişleri olmadığını biliyordu herhalde." Harry ailesinin yanlış yaptığını düşündü. Çok güçlü bir büyücüye hizmet etmek varken neden aptal cesareti göstermişlerdi ki sanki?

"Belki de onları kandırırım diye düşündü... belki de yolundan çekilsinler istiyordu. Herkesin tek bildiği, on yıl önce Cadılar Bayramı'nda, senin de yaşadığın köye damlamasıydı. Bir yaşındaydın sen. Evinize geldi, sonra da - sonra da- Kim-Olduğunu-Bilirsin-Sen onları öldürdü. Sonra da -asıl esrar burada işte- seni de öldürmeye kalktı. Temiz iş yapmak istiyordu herhalde ya da adam öldürmek hoşuna gidiyordu. Ama beceremedi. Alnındaki o izi hiç merak ettin mi? Sıradan bir kesik değil o. Güçlü bir kötülük dokundu muydu olur - ama sana dokunamadı, bu yüzden ünlüsün, Harry. Birini öldürmeyi aklına koysun, o kimse sağ kalamazdı, bir tek sen yaşadın, zamanın en iyi büyücülerini öldürdü - McKinnonları, Boneları, Prewettları - sen ise bir bebektin daha, sağ kaldın."

Bu anlattıkları Harry'e çok saçma geliyordu. İstediği herkesi öldürebilen biri niçin bir bebeği öldüremeyecekti ki? Bir de neden özellikle kendisiydi? Bu işin içinde bir iş vardı, bunu çözmeliydi. Bir de ünlü olmuştu. Ne yani bir bebek çok güçlü bir büyücüyü öldürebilir miydi ki? Çok saçmaydı. Sonra aklına burada çok oyalandıkları geldi. "Okul eşyalarımı almaya gitmiyor muyduk Hagrid?"

Hagrid Harry söyler söylemez ceplerini karıştırmaya başladı. Cebinden oldukça hırpalanmış bir baykuş çıkarttı. Bir kağıda birşeyler karalayark baykuşun bacağına bağlayıp baykuşu serbest bıraktı. "Senin mektubu aldığını haber vermem gerekiyordu."dedi dev.

Metroya gitmek için taksi çağırdılar. Hagridle takside zor bir yolculuk olsa da sağ salim metroya vardılar. Metrodan da Londra'ya doğru yola çıktılar. Herkes Hagrid'e tuhaf tuhaf bakmıştı. Metrodan inip Çatlak Kazan adlı bir bara doğru yürümeye başladılar. Hagrid "Geldik!" deyince sadece boş bir dükkan gördüğünü sanmıştı. Sonra o dükkan bara dönüşmeye başlayınca şaşırıp kaldı. Büyücü olmayan insanlar -Hagrid'in tabiriyle Mugglelar- orayı görmüyor gibiydi. Bardan içeri girdiler. Uzun bir tanışma merasiminden sonra -ki Harry bu merasimi aşırı saçma bulmuştu. Kaçmaya çalışsa da her seferinde engellenmişti- Barın arkasına gittiler. Barın arkası çıkmaz sokaktı. Hagrid bazı tuğlalara vurunca duvar açılmaya başladı.


Bu benim ilk kitabım sayılır (Diğerini saymıyorum çünkü çok saçmaydı.) Bu bölümde bazı kısımları kitaptan yazdım. Ama diğer bölümlerde kitaptan yazmayacağım yazsam da az yamaya çalışacağım. Ve fikirlerinize açığım öneri yapabilirsiniz. Her perşembe yayınlamaya çalışacağım. Bazen haftada iki kere yazabilirim ya da geciktirebilirim. Bu kendime bağlı. Ama en erken vakitte atmaya çalışacağım.

Yeni Karanlık Lord (Askıda)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin