Rain ll Drarry

0.0 part 1

daughterofwolfstar 'a müthiş Byler hikayesini Drarry'e çevirmeme izin verdiği için teşekkürler.Seviliyorsun.♥

N O T ; Bu hikayede büyü ile alakalı bir şey yoktur.Altın Üçlü ve Platin Üçlü çok yakın arkadaşlardır.Aynı zamanda çevirmek çok zor olduğu için partla halinde atacağım :)

Draco sıkıntıyla yanaklarını şişirdi, belki yüzüncü kez duvardaki saate kaydı gözleri.Annesi yaklaşık bir saate gelip onu alacaktı.Aslında Draco arkadaşlarıyla olduğu zaman hiç sıkılmazdı ama bugün Blasielerin evine gelmişlerdi ve ölesiye sıkılıyordu.Çünkü Harry gelememişti, son matematik sınavından zayıf aldığı için cezalıydı.Draco bu yüzden sıkılmış olmalıyım, diye düşündü.Çünkü her buluşmada genelde Harry ile takılırdı.Şimdiyse boş boş arkadaşlarını izlemekten başka hiçbir şey yapmıyordu.

Ron ile Blasie saçma sapan bir konu yüzünden atışırken, Pansy başını Ron'un omzuna yaslamıştı ve ara sıra kavgalarına dahil oluyordu.Hermione ise -Draco'nun nerden bulduğunu anlam veremediği- birkaç dergiyi karıştırıyordu.Hermione izlendiğini farkettmiş olacak ki başını kaldırıp Draco'ya baktı ve gülümsedi.

"Gelsene yanıma."

Draco isteksizce kalkıp yatakta oturmakta olan Hermione'nin yanına oturdu.

"Ne okuyorsun?"

"Saçma sapan bir dergi.Blasie'de ne işi vardı anlamış değilim." dedi gülerek.

Draco da kendini gülümsemeye zorladı.Bugün nedense hiç keyfi yoktu.Acaba hasta falan mı olacaktı?

"Neden öyle uzaktan izliyorsun herkezi?"

"Bilmem,bugün pek fazla keyfim yok."

"Harry olmadığı içindir."

Cevap vermedi Draco.Onun yerine gözlerini bu kez Hermione'nin elindeki dergiye dikti.Birkaç kurabiye tarifi yazıyordu.

"Ne o, aşçılığa mı merak saldın?"

Hermione'nin yanakları kızarırken dergiyi kapatıp yanındaki boşluğa koydu.

"Yok hayır şey, öylesine.Çok sıkıldım da belki birkaç şey öğrenirim diye."

Draco onda bir haller olduğunu sezmişti.Tek kaşını kaldırıp dikkatlice ona baktı.

"Emin misin?"

"Evet."

"Peki ama bana her zaman anlatabileceğini biliyorsun değil mi? Harry ve sen benim en iyi arkadaşlarımsınız."

Hermione gülümseyip arkadaşının ellini sıktı.

"Evet biliyorum.Sadece duygularım ve düşüncelerim çok karışık, neler olduğunu ben de anlayınca sana anlatacağım."

"Tamam.Bu arada ortam sence de fazla sıkıcı değil mi?"

"Evet öyle.Neden Harry'i ziyarete gitmiyorsun?"

Harry'nin adını duymasıyla dudakları yukarı doğru kıvrıldı.

"Harika bir fikir! Neden sen de benimle gelmiyorsun?"

"Çünkü benim biraz işim var."

Draco başını salladı ve hararetle bir şeyler konuşan arkadaşlarına döndü.

"Çocuklar, benim gitmem gerek.Tamamen unutmuşum ama annem biraz erken dönmemi söylemişti.

Pansy ayağa kalkıp kollarını çocuğun boynuna doladı.Draco gülümseyip ona sarıldı.Diğerleriyle de vedalaştıktan sonra evden çıktı.Onu annesi bıraktığı için yürüyerek gidecekti.Rüzgar şiddetini arttırdığında hırkasına sarıldı ve adımlarını hızlandırdı Draco.Gök gürlemeye başladığında Potterların evi görüş alanına girmişti.Draco oldu olası gök gürültüsünden çok korkardı.Koşmaya başladı.Evin önüne geldiğinde hızlı hızlı kapıya vurdu.Bir dakika geçmeden kapı Lily Potter tarafından açıldı.